Tuhaf Kolye

6.3K 753 300
                                    

*Desteklerinizi bekliyorum fazladan yorum yapın lütfen :)

*Aylin Hanımdan...

Lise anıları herkesin unutulmaz hatıralarıyla doludur elbette. Kimilerinin hüzün, kimilerinin aşk hikâyeleriyle geçirdiği yılları, benim için tamamen korku dolu olmuştur! Bugün bile hatırlarken ürperdiğim, size yazarken bir kere daha tereddüt ettiğim ama içimde tuttuğum zamanlarda da kendimi yediğim hikâyemin sözlerine başlamak istiyorum.

Herkesin anormal arkadaşları olmuştur, katlanamadığı yahut gerçekten sinirlerini bozduğu insanlar. Ve bu eminim ki hayatın kaçınılmaz bir parçasıydı. Evet, o tuhaf arkadaşlık anıları benimde başıma geldi. Lise son sınıftaydım, yapılan sınavla birlikte sınıfların ayrıldığı o zamanlar bir üst sınıfa yükseldiğim için arkadaşlarımdan ayrı düşmek beni bir nebze olarak ürkütse de diğer yandan da yeni insanlar tanıdığım için içten içe de sevindiğim doğruydu. Ders aralarında görüşmek bize yetiyordu tabi dersten sonra da. Ama eğer bu yaşadıklarımı bilseydim inanın ki bu şekilde düşünmezdim! Yanıma gelen çocuğun normalin de dışında olduğunu birkaç kere söyledilerse de kulak asmadım. Herkesin anormal olduğu yanları vardı, onlara göre de ben pek normal değildim. Kitap delisi, ders çalışma manyağı gibi dolanıyordum sınıfta. Yanıma geldiği zamanlar normal geçiyordu, en azından ilk haftamız normaldi. İkinci haftaya girdiğimizdeyse bir şeyler mırıldandığını gördüm. Bana bir şeyler sorduğunu sanmıştım, sizde öyle sanırdınız. Sonuçta çocuk yanınızda oturuyor! Daha sonraları bunun bana yapılan eşek şakası olduğunu var sayarak ben de onun gibi cevap veriyor ve gülüp geçiyordum. Bazen, o kadar ciddi ders dinliyordu ki;

''Senden harika oyuncu olurmuş, buralarda harcanıyorsun!'' Demekten kendimi alıkoyamazdım ve tuhaf bakışlarını yüzümde dolandırırdı. Sanki iki karakteri varmış gibiydi. Bazen; normal konuşan çocuk oluveriyordu. Ama bazen öyle bir an geliyordu ki derste kendi kendine gözlerini kapatarak bir şeyler mırıldanıyordu.

En sevdiğim dersin yani; Matematik dersinin, ilk yarım saati geçtiğini gördüğümüz zaman dersin boş geçeceğini anlamıştık. Ben, yanımdan ayırmadığım test kitaplarımı çıkarmakla meşgulken aklımın diğer yarısında yanımda oturan bana saçma şakalar yaptığına inanıyordum, ama davranışlarında ki tuhaflık ve tutarsızlık beni korkutmaya yetiyordu da. Kendiişlerimle meşguldüm ve kendi düşüncelerimle ama bana merakla bakan bir çift gözü üzerimde de hissedebiliyordum. Dayanamayarak derin nefes aldım ve korkuyu zihnimin en karanlıklarına atarak başımı ona doğru çevirdim. O da direkt olarak gözlerime bakıyordu...

''Hani bazen, bir şeyler mırıldandığımı söylüyorsun ya.'' diye fısıldadı bana doğru eğilip ve hızlıca etrafına bakındı. Gözlerimi kırpmadan her hareketini izliyordum;

''Seninle değil, onlarla konuşuyordum.'' dedi parmağıyla arkamı işaret ederek. Tereddütle başımı arkaya çevirdim fakat bizim salak Hakan'dan başka kimsecikler yoktu.

''Bizim Hakan'la mı sohbet ediyorsun yani?''

Bakışlarında; ''Onları gerçekten göremiyor musun?'' İfadesi gizliydi. Bakışlarımdaki şaşkınlık ve korku dolu ifadeyle yanımda duran çocuktan Hakan'a çeviriyordum ama hayır yine o ikisinden başkasını göremiyordum.

''Hayır, yanında duranlarla...''

''Benimle dalga geçiyorsan küçük manyacık, kesinlikle komik değil!''

Bir şey demeden, en ciddi ifadesiyle bakmaya başladı. Biraz daha böyle bakarsa gerçekten bu oyunculuğunu ayakta alkışlayacaktım. O ise gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Koluna dokunmak için öne eğildiğimde, önümüzde elektrikten yapılmış bir güç hissetmiştim. Ona yaklaşamıyor ve dokunamıyordum. Yeniden gözlerine çevirdim bakışlarımı ve işte yine dudakları oynamaya başlamıştı. Bir şeyler fısıldıyordu kendi kendine, gözlerinin rengi değişmeye başlamıştı. Göz bebekleri küçülerek yok olmaya başlıyor gibiydi. O zaman bana değil, arkamdaki bir noktaya baktığını fark ettim. Yanından hızla kalkarak Hakan'ın sırasına oturdum ve olabildiğince ona bakmamaya çalıştım. Önümde duran test kitaplarıma odaklanmak istiyordum fakat okuduğum soruyu değil çözmek, anlayamıyordum. Aklımda dönüp duran sorular, diğer derste yine yanına oturmaya itiyordu beni. Ders zili çaldığında, rotamı değiştirmeden sırama oturdum ve bana baktığını hissederek konuşmaya başladım. Ona bakma cesaretiniyse kendimde bulamıyordum.

Korkuyu Fısıldayan Hikayeler(KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin