Katil Kim?

13.2K 1.1K 156
                                    


Polis olay yeri inceleme ekibi herkesten önce gelmişti. Sokağın her yanı polis arabaları ile doluydu. Bu yüzden sokağın başında yakın dostum ile arabadan inmek zorunda kaldım.

"Neden bu kadar çok polis arabası var?"

John'un sorusunu yanıtsız bırakıp yürümeye başladım. Yaklaştıkça gördüğüm kişileri tanımaya başladım. Her davada olan ve karşıma çıkan ve birbirimizden hiç hoşlanmadığımız arkadaşlarım vardı. Onların yanına gitmek için şeridi geçmiştim ki durduruldum.

"Yine ne işin var burada Daniel?" dedi Matt Swan.

Matt Swan. 39 yaşında, 70 kilo, Boy ortalaması 1.70. Yüzük parmağında olan yüzük izi boşandığını, takım elbisesinin üzerinde olan kedi kıllı pantolonu ise 3-4 kedi ile evde yaşadığını gösteriyordu. Kravatının yamukluğu evden acele ile çıktığını, kokan ağzı ise olayların aniden geliştiğini gösteriyordu.

"Git ilk önce ağzına sakız at sonra bana burada laf yap. Çekil! Beni müdürün çağırdı."

Matt geri çekildi ve nefesini koklamasıyla yüzünü ekşitti.

"Sen tam bir..."

Beni yanında görmemesi ile içinden bana küfür saydığına emindim. Olayın yaşandığı yere yürümeye başladı.

Ben ve yanımda olan John ile birlikte çoktan olayın olduğu binaya girmiştim. Bina harap haldeydi bu yüzden kimse binada yaşamıyordu. Konumu ise merkezden 3 kilometre uzaklıktaydı. Bu yüzden burada sadece sarhoşlar gezerdi. Bu durumdan dolayı burası insan öldürmek için ideal bir yerdi.

Yanıma gelen komiser ile merdivenlerden çıkarken sorularımı sormaya başladım.

"Kurban kim?"

"Kurbanının kim olduğunu belirleyemedik. Yüzü tanınmaz halde." dedi komiser.

"Nasıl öldürülmüş?"

"İşkenceye uğramış gibi gözüküyor. Bileklerinde ve bacaklarında derin kesikler var. Ayak ve el parmakları koparılmış ama onları bulamadık. Göğsüne kazınmış derin bir 'x' harfi var. Gözleri çıkarılmış ve yere atılmış, dişleri sökülmüş, burun kırık ve beyin yerinde yok." dedi komiser zayıf bir ses tonuyla.

Bu sırada ise olay yerine girdiğimin farkına varmamıştım.

"Beyni yok derken?"

"Daniel buna bakman gerek." diye bağırdı John aniden.

John'un sesiyle başımı çevirdim. Gördüklerim kan donduran cinstendi. Kurbanın beyni duvara yapışıp, duvardan süzülerek yere düşmüştü. Ceset ise salonun tam ortasındaydı. Maktulün gözleri ise cesedin tam yanındaydı ve göğsünden akan kanlar neredeyse kurumuştu.

Cesede doğru eğilip incelemeye başladım.

"John, nasıl bulundu?"

" Aşağıdan geçen birisi kokuyu hissetmiş ve buraya kadar gelmiş. Gördüğü an da hemen polisi aramış. Sorgusu alındı, anlattıklarının hepsinin doğru olduğu kanısına vardık."

Açık gördüğüm arka pencereye yaklaştım ve aşağıya doğru baktım.

"Ayak ve el parmakları aşağı atılmış ve paramparça olmuş. Bıraktığı izleri yok etmiş. Cinayet silahını buldunuz mu?"

Sorduğum sorudan dolayı Matt bana içinde silah olan şeffaf poşeti verdi. Elime alıp incelemeye başladım. Bir silah ile çakı vardı. Matt bu sırada konuşmaya başladı.

"DNA testi yapıldı. Kurbanın kanından başka bir şey çıkmadı. Katil çok akıllı birisi olmalı." dedi.

"Buraya geldiğinizde pencereler açık mıydı?"

"Evet, hepsi açıktı. Kapıda zorlama yoktu ve kapalıydı." dedi Matt.

Hızla diğer odaları dolaşmaya başladım. Katil kapıdan girmediyse, 5. kata tırmanıp bir pencereden girmiş olmalıydı. Kafamı sallayarak: "Katilimiz baya akıllı gözüküyor. Bizi oyalamak için elinden geleni yapıyor. Bu, önceki olaylarda karşımıza çıkan seri katil olabilir."

"Daniel! O davalar 3 yıl önce bitmemiş miydi?" dedi John.

Mutfağın penceresinden baktım ve John'a döndüm.

"Demek ki bitmemiş."

Ellerim arkamda yürümeye başladım.

"Katil mutfağa bu binadan değil mutfak tarafına bakan harap evden atlamış olabilir." Dedim.

"Nasıl olabilir ki?" dedi John.

"Evin mutfak tarafı hariç hiçbir yerde bina yok. Evin arka kısmında harap bir ev var ve orası da mutfağa bakıyor. O binanın çatısına çıkıp bakmamız doğru olabilir"

Bariton bir ses tonuyla: "Çocuklar, neler oluyor?" diyerek içeriye bir adam girdi.

Sesi kulağıma hiç yabancı gelmiyordu. Arkamı döndüm ve gelen kişinin Amir Erik Sam olduğunu gördüm Herkeste benim gibi onu görünce yerinde durmak zorunda kaldı. Bu durumda Matt bulduklarını anlatmaya başladı.

"...Müdürüm her şey böyle. Müfettiş Daniel yandaki binaya çıkmamızın yeni ipuçları bulmamıza yardımcı olacağını söyledi."

"Oraya girmeye izniniz yok." dedi Amir Sam.

Herkesin kaşları çatılırken konuşmaya başladım.

"Nasıl iznimiz yok? Biz buraya bir cinayeti çözmek için geldik ve bu 3 yıl sonra ortaya çıkan seri katil olabilir. Eğer o katil bu katilse hepimizi öldürecek. Bir gün sıra size de gelecek. Ölmek mi istiyorsunuz?" diyerek Amire omzundan çarparak odadan çıktım.

Kimse bir cinayeti çözerken karşıma engel çıkartamazdı. Lanet olası Amir benim işime karışamaz.

Amir dona kalmıştı. Birkaç derin soluktan sonra: "Beni dinlemeyecek değil mi John? "

John olumlu anlamda kafasını salladı ve bana yetişmek için odadan çıktı.

Hızlıca yürüyordum ve bu sırada John'un arkamdan bana yetişmek için koştuğunu ayakkabılarının seslerinden anlayabiliyordum.

Korkuyu Fısıldayan Hikayeler(KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin