Şeytanın Cenneti (14.Bölüm)

305 35 21
                                    

Önceki Gün ;

Savaş, Talia gözlerini kapattıktan sonra yataktan kalkıp üstünü çıkardı biraz ilerideki sepete atıp koltuğa  oturdu.Cebini yoklayıp bir sigara çıkardı.

Gülümseyerek, ''Matmazel bana eşlik eder misiniz?'' dedikten sonra sigarayı dudaklarını arasına koydu.Elini cebine bir daha atıp bu sefer çakmağı çıkardı.

''Benimle birlikte yandığınız için size ne kadar minnettar olsam az.''

Sigarayı içine çekip Talia'ya baktı.

''Ona bu kadar benzemen sana olan gardımı düşürüyor küçük kız''

''Biliyor musun?Bir insan eğer birini seviyorsa ne kadar güçlü olursa olsun kaybetmiş sayılır .Çünkü korumak istediği bir şeyler vardır ve bu onu nakavt eder. ''

''Fakat ben bir insan değil bir gölgeyim.Korkak bir herifin dipsiz bir kuyu kadar karanlık  gölgesi.''

''Benimle olmak ister misin? Ne zaman ortaya çıkacağı, ne zaman yok olacağı belli olmayan bir gölgeyle üstelik sana zarar da verebilirim.Benimleyken hiç bir şeyin garantisi yok.''

''Bence çok havalı bir dene derim.''

Savaş sigarasını söndürüp ağır ve sert adımlarla odasından çıktı.Merdivenlerden inerek mutfağa yöneldi.Buz dolabını açıp atıştıracak bir şeyler ararken biri omzuna dokundu.

''Seninle bir şey konuşabilir miyim oğlum?''

Savaş, Sercan Hanıma nefret dolu bir şekilde bakarken tehlikeli bir tebessümle,''Olur,olur konuşalım''dedi.

Sercan Hanım Savaş'ı kolundan nazikçe tutarak salondaki koltuklardan birine oturttu.

''Biraz bekle geliyorum hemen.''

Bir kaç dakika sonra Sercan Hanım iki bardakla döndü. Bardakları masaya koyup Savaş'ın karşısındaki koltuğa oturdu.

''Oğlum ben Ohio'ya bir süreliğine geri dönüyorum. Vakıftan güzel bir teklif aldım seni bırakmak istemiyorum fakat orada senin gibi olan milyonlarca çocuk var ve ben onlara yardım etmeliyim.Ama merak et-''

''Vay demek lakerdadan kurtuluyoruz sonunda ha?Bugünün güzel bir gün olduğunu hissetmiştim.''

(Lakerda yaşlı hayat kadını)

Sercan Hanım afallayarak,''De-deniz?'' dedi.

''Son görüşmemizden beri anlaşılan sadece kırışıkların çoğalmamış aynı zaman da bunamışsında. Benim adım Deniz değil Savaş.''

Sercan hanım kekeleyerek,''Sa-vaş!'' dedi.

Başından aşağı kaynar sular dökülüyormuş gibi hissediyordu. Savaş'ı İzmir'e döndüklerinden beri görmemişti.

''Uzun zaman oldu lakerda''

Sercan Hanım yüksek bir sesle,''Bana o iğrenç lakapla seslenmeyi kes.Rahat bırak artık oğlumu.
Kaybol içinde git terk et onu.Seninle yaşamaktan yoruldu.Onu, bedenine zarar veriyorsun.''dedi.

''Bende seni gördüğüme çok sevindim la-ker-da''

Sercan Hanım'ın gözleri dolmuştu.Aslında Savaş'ın bir savunma mekanizması olarak ortaya çıktığını biliyordu.Fakat olanları tekrardan yaşamaktan korkuyordu.

Ağlamaklı ve titrek bir sesle,''Ne istiyorsun Deniz'den?'' diye sordu.

''Sakin ol Sercan.Çok bir şey istemiyorum sadece ona ait olan her şeyi.''

''Sen sadece bir hastalıksın öyle de kalacaksın.Hatta biliyor musun? Zamanla yok olacaksın.Deniz geçmişini hatırladıkça sanki hiç var olmamış gibi silineceksin.''

KİMSİN SEN? #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin