28.Bölüm: Büyük Tuzağın Gölgesinden Çıkagelen Eski Bir Dost...

84 6 1
                                    

"Tabiiki de olacaksınız çünkü sizlere çok ihtiyacımız vardı. Zamanlamanız müthiş!" diyen Kai, Altı Işık'a gülümsemişti.

Kai'nin söylediklerine rağmen yüzündeki üzgün ifadeyle Minako'ya baktıktan sonra "Geciktik çünkü Minako'nun sevgilisini koruyamadık." demişti.

Minako ayağa kalkıp gözyaşlarını silerek "Olsun burda olmanıza çok sevindim. Kai'ye güveniyorum. O bana Kaan'ı getirecek." deyince Kai gülümsemişti çünkü Minako'nun hala ona inandığını görmüştü.

"Arkadaşlar! En kötü durumlarda karamsarlığa düşmeyeceğiz." diyen Kai, Minako ve diğerlerine ciddi olduğunu göstermişti.

Ertesi Gün...

Güneşin parıltısının ne kadar da muhteşem olduğunu görememişlerdi. Güller harika kokuyorlar kokularını içine çekebilmek ne büyük şans. Peki ya dokunmak? Dokunmak nasıl bir duygudur acaba?

Hikawa tapınağı bugün önemli bir toplantıya ev sahipliği edecekti. Kızlar ve erkekler, Kai'nin neden bu toplantıyı yapacağını çok merak etmişlerdi. Bir yanda Kai'nin gelişini gözlerken diğer yanda yeni düşman olan Bureda Nemesisli olup olmadığını Beruche'ye sormuşlardı.

"Bahsettiğiniz Bureda'yı tanımıyorum. Wiseman'ın geri döndüğünü sanmıyorum. Geri dönmüş olsaydı bizlerin peşine düşerdi." diyen Beruche, Bureda'yı tanımadığını anlatmıştı.

Yuri sağda solda dolanarak "Bureda Nemesisli değilse o zaman Chibi Usa ve Hotaru gibi düşman kurbanı olmuş bir insandır." diye söyleyince Rei parmağını şıklatmıştı.

"Bureda'nın kim olduğu konusunda sezgilerim netleşti. Bureda aslında Hilal'dır. Peki neden Hilal'ı kurban olarak seçtiklerine anlam veremiyorum. Hilal sıradan bir Türkiye Türkü sivilidir." diyen Rei, Bureda konusunda tahminleri herkesin aklındaki soru işaretlerini yanıtlamıştı.

Usagi, hamileliğin verdiği yorgunlukta başını masaya koyarak bitkin bir sesle "Yeniden Ay Savaşçısı olup savaşmayı çok özledim. Hamileliğin verdiği yorgunluktan dolayı bir yere kalkamıyorum." dedikten sonra başını yavaşça masadan kaldırmıştı.

"Ben de özledim savaşmayı..." diyen Rei, Usagi ile hem fikir olduğunu tasdikledikten sonra elindeki limonatayı içmeye devam etmişti.

"Ben de Smokinli Şövalye olup seni ve kızları kurtarmayı çok özlüyorum. Kai'nin aramıza katılışıyla geri planda kaldım. İnanıyorum gücüm Usako'mun gücüyle paralel olduğu için günbegün güçleniyorum." diyen Mamoru hem Kai'nin başarısını takdir ederken hem de eskisi gibi aktif olarak kurtarıcı olmayı çok özlediğini hissettirmişti.

"Mamoru öyle düşünme. Kai seni hep takdir ediyor. Geçen yıllar içinde sen de güçlü bir karakter olma yolunda ilerliyorsun. Kai senin başarı ve güç grafiğini takip ediyor." diyen Setsuna, elini Mamoru'nun omzuna koyunca Mamoru ona bakmıştı. Setsuna da ona gülümseyince Mamoru'nun yüzü gülümsemişti.

Ami, araştırma yaptığı tableti kapatıp Mamoru'ya bakarak "Smokinli Şövalye'nin özlü sözleri hayatımızda hep yer aldı. Maşallah Chibi Mamo da babasının izinde gidiyor. Onun beni kurtardığı gün söylediği söz hala kulağımda çınlanıyor." dedikten sonra gözlüğü gözünde çıkarmıştı. Usagi ve Mamoru da gülmeye başlamıştı.

Usagi ve Mamoru aynı anda "Eee kimin oğlu." deyince ortamı bir kahkaha tufanı sarmıştı. Herkes hunharca gülmeye başlamıştı.

"Kai-Senpai, bana şans verse annemin boşluğunu hiç hissettirmeyeceğim. Chibi Usa gibi bu gruba dahil olmayı çok istiyorum." diyen Sayuri, özgüven patlaması yaşadığı tavırıyla ortamdaki kahkahanın durmasına neden olmuştu. Herkes ona bakmıştı.

AY SAVAŞÇISI: ÖZLÜK KRİSTALİWhere stories live. Discover now