35. Bölüm (Final)

1.9K 83 18
                                    

''Tarık-Şermin''

Şermin nine yeni taşındıkları evde torununun nişanını görecekti. Gülseli ve Dilruba Şermin'i nişan için süslemişlerdi. Üzerinde çok tatlı bir elbise ve omuzlarını örten bir eşarp vardı. Şermin'in güzel yüzüne giydiği elbise gitmiş, güzelliğini ön plana çıkartmıştı. Masanın üzerinde elbisesiyle uyumlu küçük bir buket çiçek vardı. Şermin eşarbını da özenle yaptı ve ayaklandı. İçeride onu bekleyenler arasında Tarık'da vardı. En çok onu merak ediyordu Şermin... 

Ali Rıza dede ailenin en büyüğü olunca o kesti kurdelayı. Şermin nine güzel dualarla elini yüzüne sürdü ve Şermin, ninesinin elini öptü. Daha sonra Saliha hanımın... 

~~~~~~~~

26-03-2016

Görkemli, ışıl ışıl güneşin parladığı bir kır düğününde Şermin ve Tarık evlenmişlerdi. Düğün de o, can yakan kasvetli şarkılar yerine güzel bir ezgi listesi oluşturulmuştu. Davetliler yemeklerini yedikten sonra sırasıyla Şermin ve Tarık'ı görmeye geliyorlardı. Haliyle yorgunca bir zaman dilimi olmuştu. Fotoğraf çekimleri falan derken günün nasıl akıp gittiğini bilememişlerdi. 

*****

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*****

Seher vaktinin o eşsiz kokusunda Tarık sabah namazı için uyanmıştı. Gözlerini açtığında güzel bir rüyadan uyandığını sanıyordu. ''Allah'ım ne olur rüya olmasın'' dualarıyla fırladı yataktan ve lavaboya baktı, Şermin yoktu. Eğer rüya değilse Şermin burada olurdu dimi... Rüyaydı galiba... Yo... Mutfaktan nefis kokular geliyor, bir kaç da tencere tava sesi. Merakla Tarık mutfağa gitti ve duvarın arkasına saklanarak içeri baktı. Gözleri ümitle Şermin'i arıyordu. Ki Şermin dolabın arkasından çıkıvermişti. Şermin dolabı kapattı ve ocağa yöneldi. Üzerini bile özenle giyinmişti Şermin. Kahverengi saçlarını da salıvermişti. Tarık sinsice mutfağa girdi ve dolabın arkasına geçti. Şermin'in dolaba yönelmesini bekledi. Şermin dolaba arkasını dönmüştü ki, Tarık, Şermin'in belini tutup: ''Bö!!!'' diye bağırdı. Şermin ne olduğunu şaşırmıştı bu kim. Tarık uyuyor... Gözlerini şaşkınlıkla açmış, yerinde zıplamıştı, hemen arkasına döndü ki bu Tarık'dı... Tarık Şermin'in belini bıraktı ve elini tezgaha dayayıp Şermin'e baktı. Şermin: ''Ne yapıyorsun? Korkuttun beni'' diyerek gülümsedi. Tarık: ''Namazını kıldın mı?'' dedi hayran hayran bakışlarla. Şermin ocağa, işine döndü ve: ''O hoooo... Çok oldu, bey zademiz yeni uyandığı için, sabah namazını geçirecek.'' dedi. Tarık telaşlandı ve: ''Eyvah! Niye uyandırmadın?'' dedi. Şermin tavadakiyle uğraşırken: ''Ben gelmeden sen uyandın, hem şaka yaptım, koş kıl namazını.'' dedi. Ve elini suya tutup tekrar işine döndü ki, Tarık'ın gitmediğinin farkına varınca ona baktı. Tarık yeşil gözleri ve yarım gülüşüyle ona bakıyordu. Şermin gözlerini ne oldu der gibi kırpıştırdı. Tarık yaklaştı ve Şermin'in burnunu tutup: ''Şerminciiik! Şermincik!!'' dedi iki yana sallayarak. Şermin Tarık'ın eline baktı, gözleri şaşı olmuştu. Tekrar Tarık'a şaşkın ifadelerle baktı. Tarık güldü ve abdest almaya gitti. Şermin burnunu kaşıdı. 

MünzeviWhere stories live. Discover now