FİNAL | PART 2

2.6K 153 29
                                    

Serimizin adı kitap başlığından da gördüğünüz üzre, VEYL. Değişik ve güzel oldu. Öneriyi kuzenim Züleyha yaptı, ona da buradan teşekkür ediyorum^^

Şimdi VEYL ne demek diye soracak olursanız... VEYL: Bir kimse veya topluluğun işledikleri suçlar -kötülükler- sebebiyle karşılaşacakları azâbı, kötü halleri ve acınacak bir halde bulunduklarını ifade eden söz. İkinci bir anlamı ise: Cehennem'de bir vâdinin adı.

Bu kitabı da kütüphanenizden çıkarmayın sakın! Buradan özel bölümler gelecek!

Bölüm şarkısı: Shawn Mendes - Life of the Party.

-----------------------------------------------------

FİNAL | PART 2

"KELEPÇE"

-Hatırlatma-

"Bana ihanet ettin, bunun bir cezası olmalı. Ama biliyor musun, sana tek bir şey için teşekkür edebilirim: beni Zeyneple yaklaştırmaya çalışman... Bir tek bunun için. Sadece bunun için." dedi ve kendinden emin bir şekilde devam etti. "Neyse, ne diyorduk? Hah... Bana, bize ihanet ettin. Seni o kuru toprağın altına gömmek bana büyük bir zevk verecek."

Pusat her an ölmek üzere olma korkusuyla bağırdı. "Vuracaksan, vur ulan!"

Ardından çekilen tetik odadaki herkesin -Kerem de dahildi- soğukça terlemesine yol açmıştı. Kerem, sandalyeye kanlar içinde yığılmış adama gözünü kırpmadan bakarken sertçe yutkundu. Cansız bedenine bakarken hissettiği şey merhamet veya başka bir iyi duygu değildi. Pişmanlık değildi. Bu... Bu duyumsadığı şey: geçmişti. Geçmişin uzanan kolları boynuna ulaşırken onu engellemişti genç adam. Kanlar içinde, sandalyeye yığılmış bedenden yüzünü ekşiterek baktı ve bakışlarını ondan çekti. Bir zamanlar kardeşim dediği adamı bu halde görmek onda bambaşka bir etki yaratmıştı.

Odadaki herkes, Kerem'e bakıyordu; Keremse Pusat'a. Silahı elinden bırakıp dayanamayarak adamın cansız bedeninin yanına gitti ve üzerindeki beyaz t- shirtün kana bulanmasını, bulanacak olmasını umursamayarak onu kucağına alıp yere yatırdı. Üzerine bulaşan kana göz gezdirip burnunu kırıştırdıktan hemen sonra Pusat'ın açık kalan gözlerini kanın sindiği eliyle kapattı.

Arkasını hafifçe dönüp Ömer'in olduğu yere doğru göz ucuyla baktı. Bir dizi yere değiyordu hala. "Sen, sen ol ihanet etme, Ömer. Çünkü ihanet ölüm gerektirir."

-Hatırlatma Son-

Ömer duyduğu cümlenin ardından bedeninin kaskatı kesildiğini hissetti. Kerem'in kendisine güvendiğini biliyordu. Bu güveni sağlamak çok kolay olmamıştı ve genç adam Pusat gibi, güven duygusunu yerle yeksan etme çabası içinde değildi.

Kerem'in yerden doğrulduktan hemen sonra kanlı t-shirtünü çıkardı ve harabenin bir köşesine doğru -umursamayarak- fırlattı. Levent ve Ömer'e kaş göz işareti yapmasının ardından ikili yerde yatan cansız bedene doğru ilerlemişti. Yıkık dökük odanın içerisi sessizliğini korumaya devam ediyordu. Emrah, odanın bir köşesinde her an kusacakmış gibi duruyor ve hareket etmiyordu. Böyle bir sahneyi hiç beklemediği kesindi, genç adamın. Hala Pusat'ın ihanetine, yıllardır biriktirdiklerine ve ölümüne şaşkındı.

Kerem üzeri çıplak bir biçimde Emrah'a doğru yürüyerek birkaç adım ötesinde durdu. "İyi misin?"

Emrah, yüzünü ekşitip bir nefes aldı ve öğürmemek için kendisini zor tuttu. "Kötü olmam için bir neden yok. Hala hayattayım."

Başlangıç: Tehlikeli KızılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin