14.Bölüm: "Önemsemek"

4.5K 212 11
                                    

#AylanMelektir - #ŞehitlerÖlmezVatanBölünmez !

Multimedya'ya bakabilirsiniz.

Playlist : R. City ft. Adam Levine - Locked Away (Mükemmel şarkı! Daha önce dinlemediyseniz, dinlemelisiniz kesinlikle!)

-----------------------------

(Zeynepten)

Eve girer girmez, odama gittim ve kapıyı kapattım. Kapının arkasına sırtımı yasladıktan sonra gülümseyip parmağımı dudağıma götürdüm ve hafifçe dokundum. İnanmıyorum ya! Beni öptü! Beni! Kerem. Beni. Öptüü! Gerçi, sarhoş gibiydi. Gibisi de yoktu. Sarhoştu. Leş gibi de kokuyordu zaten, ne varsa o kadar zıkkımlanacak. Neden öptü ki beni ya? Daha fazla yalı kazığı misali atakta beklemektense yatağın ortasına oturdum. Bugün yaşadıklarımı düşünüyorum sürekli. Akşam üzeri evden çıkarken gayet sinirliydim ama şuan o sinir harbinden en ufacık bir şey hissetmiyorum. Hep böyle mi olacak ya?

Kafamı iki yana sallayıp yatakta uzanır bir vaziyete geçtim.

Bu nasıl hastalıklı bir şey be. Ne yapacağımı bilmiyorum. Yıllar önce tek tek tuğlalarımla, kendim ördüğüm duvarım birden bire sarsıldı adeta. Tuğlalar teker teker yere düşmeye başladı. Her yeni yaşadığım olayda bir tane daha eksiliyor. Ve ben bu duvar tümüyle yıkılırsa ne yapacağımı bilemiyorum. Ama kendi duvarıma kendim zarar verdim. İlk darbeyi ben, kendim attım bildiğin. Belki de o gün inadım tutmasa da Kerem'in peşinden gitmesem, şuan bu hissettiklerimin hiçbirini yaşamayacaktım. Ama şimdi Kerem'in de ilk karşılaştığımız gün ki halini göz ardı etmemek lazım.. öküzdü kendisi. Odun. Sonra tekrar barda karşılaşmamız ve bana başka bir kızın -tabi ki unutmadım, acaba kız sarışın falan mıydı?- fondötenini vermişti öküz. Kucağıma oturdu falan da demişti. Derin bir nefes verdim. Kıskanıyor muyum şimdi ben? Yok canım. Yok artık! Bu kadar ileriye gidemem herhalde. Daha doğru dürüst itiraf bile edemedim kendime. Sadece hissediyorum.

Kerem tüm bunları bilse ne yapar acaba?

Sanırım az biraz anladı ki, geçen akşam öyle şeyler dedi. Çizgiyi çekti ve belirtti. Tabi, benim o çizgiyi ayaklarımı yere sürte sürte sildiğimi bilmiyor.

Aşk böyle bir şey sanırım. Ben kimseye güvenmezdim önceleri, annemden kaynaklanıyor çoğunlukla. Babama beslediğim sevginin gramını anneme beslemiyormuşum gibi geliyor. Hele ki o Hasan denen herifle aynı yatağa girerken. Bir insan ancak bu kadar midesiz olabilir herhalde. Daha öleli 40 gün olmamış adamın karısıyla evleniyorsun. Gözlerim doldu yine. İşte ben bu yüzden annemin değilde babamın kızıyım! Ben hala üzerimdeki kıyafetlerle yatakta gelişi güzel yatarken içeri bir hışımla Defne girdi. Neye sinirlendi bu ya? Yavaşça yattığım yerden doğruldum. Kaşlarım da hafif çatık.

"Ne oldu be? Ne bu şiddet, bu celâl?" dedim. Ayağını yere vurdu ve sağ avcunun içerisinden çıkardığı kolyesini havaya kaldırdı. Kolye havada sağa sola sallanırken anlamsızca bir Defne'ye bir de kolyeye baktım. Bu kolye, Defne'ye bir akrabasının hediyesiydi yanlış hatırlamıyorsam. "Ne oldu? Kolyen işte."

"Geçen gün buraya gelen ve iki kez görmeme rağmen sinirlerimin tavan yapmasını sağlayan herifi bul bana! Adı da Ömer miydi neydi." dedi sinirle homurdanarak. Dudaklarımı ıslattım ve yatakta oturur vaziyete geldim, Defneyse hala ayakta dikiliyordu. Barut gibiydi.

"Ben hala hiçbir şey anlamadım." dedim düz bir sesle. Defne derin bir iç çekti.

"Ay, zaten sende 2 gram akıl vardı onu da Kerem'e kaptırdın. Seninle ne yapacağım bilmem.." dedi yatağın üzerinde duran yastığı ona fırlattım. "Neyse. O gerizekalı kolyemin arkasına ismini yazdırmış ya! İsmini! Kocaman harflerle yazıyor bir de!"

Başlangıç: Tehlikeli KızılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin