|44| Carpe Diem

91.2K 4.8K 1.2K
                                    

# Hozier - Angel of Small Death


Multimedya: Eren

Bölüm ithafı: kumralmatmazel

Keyifli okumalar Kukolar'ım! ❤️

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

Annemin telefonuna gelen ikinci mesaj bildirim sesinin ardından yeni yeni yazmaya başladığım kısa öykümü Word dosyasına kaydedip bilgisayarımın kapağını kapattım ve çalışma masamın üzerinde ters bir şekilde duran telefonu elime alıp gelen iki mesajı okudum. Gelen iki mesaj da Tuğba'dandı.

Tuğba: Elmalı turtam, uyumadıysan balkona çıkar mısın? ( 23.41 )

Tuğba: Ecmeeeeeeeeel! ( 23.44 )

Telefonu geri bırakıp üzerime Hazar'ın hırkasını geçirdikten hemen sonra ellerimle sandalyemin tekerleklerini kavrayarak sandalyemi odamdan çıkarttım, sandalyemi ara holde ilerletip önce salona, oradan da salonun balkonuna girdim.

Annemler çoktan uyumuştu. Dışarısı sessizdi. Etrafta kimsecikler yoktu. Karşı apartmandaki birçok dairenin ışıkları sönüktü.

"Ecmel?"

Tuğba'nın kulağıma ulaşan fısıldayışıyla ona doğru döndüm. Balkonlarımızın arasında çok fazla mesafe yoktu; en azından diğer apartman sakinlerini rahatsız etmeden sessizce konuşabileceğimiz kadar yakındık.

Sandalyemi balkonumuzun demir trabzanına iyice yanaştırdım. "Ne oldu?" diye sordum Tuğba'ya merakla. Sokağımızı aydınlatan sokak lambalarının Tuğba'nın yüzünü az da olsa aydınlatmasıyla yüzünde birden çok ifadenin yer aldığını görebiliyordum. Kafasını karıştıran bir şeyler var gibiydi.

"Az önce Yavuz aradı beni," dedi Tuğba.

"Hani şu, seni baloya davet eden Yavuz, değil mi?"

"Evet, o Yavuz."

"E, ne var bunda? Ne olmuş?"

"Baloya benimle birlikte gitmekten vazgeçtiğini söyledi!"

"Ne?"

Tuğba ani bir öfkeye kapılıp "Geri zekâlı," diye bağırdı. Hemen sonra saatin neredeyse gece 12'ye gelmek üzere olduğunu hatırlayıp sesini alçalttı ve devam etti. "O kim oluyor da önce beni baloya davet ediyor sonra da 'Ya Tuğba, kusura bakma ama ben baloya seninle gitmekten vazgeçtim. Umarım kendine başka bir kavalye bulabilirsin!' diyebiliyor? Ha? O kim köpek?"

"Bekle bir saniye," dedim Tuğba'ya. "Biraz sakin ol."

"Nasıl sakin olayım Ecmel? Birkaç gün sonra balomuz var ve kavalyem beni arayıp baloya benimle gitmekten vazgeçtiğini söylüyor!"

"Samet!" diye bağırdım. Tabii ya, diye geçirdim içimden. "Samet..."

"Ne? Ne Samet'i? Samet nereden çıktı ya?"

Bugün Samet'in Tuğba'nın baloya Yavuz'la gideceğini öğrendiğinde verdiği tepkileri anımsadım. Bunu öğrendikten sonra aniden değişen ruh halini, her zaman gülümserken nasıl da somurttuğunu, Tuğba'yla Yavuz'la baloya gitmemesi şartı dâhilinde iddiaya girdiğini ve iddiayı kaybettikten sonra sinirlenmesinin yanı sıra üzüldüğünü, Tuğba'nın arkasından 'Bok gidersin onunla baloya!" diye mırıldanışını... Bütün bunları anımsadığımda büyük bir heyecanla gülümsedim ve "Samet," dedim bir kez daha.

KusurluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin