|2| Prenses

184K 9.9K 3.6K
                                    

Kusurlu Instagram: kusurlu_gayeozdmr

# The Weeknd - Drunk in Love

Multimedya: Ecmel.

Keyifli okumalar!

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

Uykuyla uyanıklık arasında gidip geliyordum. Bu yüzden kapımın ardındaki fısıldamaları duymakta zorlanmamıştım. İşitiyor olduğum fısıldamaların arasında Didem'in heyecanlı ses tonunu ayırt edebiliyordum. Hızlı bir şekilde bir şeyler söylüyordu ama ne dediğini anlamakta güçlük çekiyordum. Neler döndüğünü öğrenebilmek için yumulu olan gözlerimi hafifçe araladım ve yattığım yerden ellerimden destek alarak doğruldum, gözlerimi kapalı kapımın üzerine dikerek konuşmalara kulak kesildim.

Didem'in ayırt edebildiğim sesinden sonra babamın sesini de işittim. Ama onun da ne söylediğini anlayamadım. Yerimde huzursuzca kıpırdandım ve odamın kapısına doğru "Baba?" diye seslendim. Bunu yapışımla birlikte kapımın ardındaki sesler kesildi, yerini derin bir sessizliğe bıraktı.

Birkaç saniye sonra annemin "Onu uyandırdınız işte! Kesin sesinizi!" dediğini işittim. Annemin ardından babam konuştu. "Bizi uyarayım derken sen daha çok bağırıyorsun Oya farkında mısın?"

"Baba? Anne? Neler oluyor?"

Fısıldamalar yeniden başladı. Annemin, babamın ve Didem'in fısır fısır kapımın arkasında ne yaptıklarını merak ediyordum. Bacaklarımı hareket ettirebiliyor olsaydım rahatça yatağımdan kalkar, kapıya doğru yürür ve kapıyı açıp ne yaptıklarını öğrenebilirdim. Ama bunun yerine yatağıma mahsur kalmış bir şekilde öylece duruyor, ne olacağını beklemekten başka bir şey yapamıyordum.

"Hazır mısın abla?"

Didem'in sesi kapının ardından kulağıma iliştiğinde "Neye hazır mıyım?" diye sordum. Soruma herhangi bir cevap vermeden odamın kapısı babam tarafından hızla açıldı. Açılan kapının ardından annem ve Didem içeri girdiler. Annem elinde mumları yanan küçük bir pasta tutarken Didem ellerini birbirlerine çarpıp yerinde zıplayarak "Doğum günün kutlu olsun abla!" diye bağırdı.

Annemin ve babamın yüzündeki gülümseme bana baktıkları ve gözyaşlarımı gördükleri an yok oldu. Didem gözleri kapalı bir şekilde hala yerinde zıplamaya ve bağırmaya devam ediyordu. Ama sonra, odada ondan başka hiç kimseden ses çıkmadığını fark etmiş gibi aniden durdu, gözlerini açtı ve her birimize tek tek baktı. Gözleri benim üzerimde durduklarında kaşlarını çattı ve "İnsanlar doğum günlerinde ağlamazlar ki," diye mırıldandı. Küçücük sağ elini kaldırıp annemin hırkasını çekiştirdi ve başını kaldırıp anneme baktı. "Değil mi anne?" diye sordu. Annem hiçbir şey demedi.

Babam birkaç adım atıp yanıma geldi. Elini başımın üzerine koydu, saçlarımı yavaşça okşadı. "Ecmel," diye fısıldadı. Buruk sesini işittiğimde gözyaşlarım şiddetlendi. "Böyle yapma kızım. Bugün senin doğum günün. Hep birlikte kutlarız diye senin için pasta aldık. Hadi güzel kızım. Sil gözyaşlarını."

Başımı öyle hızlı salladım ki babamın saçlarımı okşayan başımın üstündeki eli yana doğru düştü. "Beni yalnız bırakın," diye fısıldadım.

Annem muhtemelen ağladığını görmeyeyim diye bana sırtını döndü. Yüzünü göremiyor olsam da yavaşça sarsılan omuzlarından ağladığını anlayabiliyordum. Didem asık suratıyla bir anneme bir babama bir de bana bakıp duruyor, meseleyi kendince çözmeye çalışıyordu.

"Beni yalnız bırakın!" diye bağırdım. Sesim az öncekinin aksine Didem'i yerinde sıçratabilecek kadar gür çıkmıştı. "Bu halde yaşamak benim için yeterince zor ve nefret edilesi değilmiş gibi doğum günümü gülüp eğlenerek kutlamamı bekleyemezsiniz! Şimdi... Çıkın odamdan! Hepiniz."

KusurluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin