"..2.."

857 48 3
                                    

Toplayın hepsini..
Çevreyi sarın...
Gözlerini araladı isra,saatın kaç olduğunu bilmiyordu ortalığın çok aydıklık olmadığına bakılırsa saat sabah namazından sonraydı.Tekrar aynı sesi duydu isra;"toplayın şunlarıı tüm eve bakın"...
İsra uyku mahmuru rüya gördüğünü sanmıştı ama çok geçmeden herşeyin gerçek olduğunu kavradı.Allah'ım dedi içinden aynı sabahlara uyanmaktan yorulmuşlardı.18 yıllık hayatında olaysız geçen bir günleri olmamıştı.Hoş kendinden öncede bağdat bu haldeymiş.Annesinin anlattığı binbir gece masallarında ki gibi rüyalar şehri değildi Bağdat..
Bir el silah sesi onu kendine getirdi,korkudan yerinde sıçradı hemen üstünü düzeltti kardeşini çağırdı..Züleyha gözlerini yarı aralayıp ablasına baktı hiçbirşey duymadığı belliydi.
"Hayırdır abla sabah sabah"diyip gözlerini ovuşturdu.
Tekrar bir el silah sesi duyuldu züleyha hemen ablasına sarıldı.İsra onun saçını okşadı;
"korkma ablam ben yanındayım tamam mı" diye teselli etti kardeşini...
Züleyha başıyla tamam işareti yapıp hemen boynuna sarıldı.İsra tebessüm etti ona aslında içten içe deli gibi korkuyordu.Askerler onları bulursa başlarına ne geleceğini biliyordu.Kardeşini odanın öbür tarafına yolladı başına şalını alıp pencereye yaklaştı,camı sildi görünmemeye çalışıp dışarıya baktı.Amerikan askerleri akile teyzelerin evini çevrelemişti,ellerinde kocaman silahlar vardı sanki birilerini bekliyorlardı.Birden bir araba yaklaştı oraya askerlerin hepsi başını eğip selama durdu.Sanki korkuyolarmış gibi büzüştüler hepsi merak etti isra;acaba bunları bukadar korkutan kişi kimdi.İsra biraz daha cama yapıştı görmek istedi bu kişiyi birden arabanın ön kapısı açıldı bir asker indi,etrafına bir göz atıp arabanın arka kapısına yöneldi,arabayı açtığı gibi oda hazırola geçti.Çok önemli biri galiba diye düşündü İsra..Adam arabadan bir ayağını attı önce tertemiz simsiyah ayakkabıları göründü çok kaliteli olduğu herhalinden belliydi.Bunların fiyatı onların bir yıllık ekmek parasından bile fazladır diye düşündü.Sonra adamın kendisi indi arabadan,sırtı ona dönüktü gözlerini kırpıştırdı bir an.Böyle birini hayatında hiç görmemişti.Çok uzundu,vücudu üstten geniş aşağıya doğru daralıyor üçken oluşturuyordu. Tüm vücudu kastan oluşuyordu. Bacakları,kolları,her hareketiyle etrafına güç saçıyor;annesinin anlattığı savaş kahramanları gibiydi.Gözleri tekrar yukarıya çıktı kızın;saçlarına baktı dağınıktı biraz sanki savaştan çıkmış gibi..Ellerini koyu kahve saçlarından geçirdi bişey düşünüyordu sanki birden arkasındaki askerlere döndü.Nefesi kesildi İsra'nın bir insanın yüzü bukadar sert olabilirmiydi.Hele gözleri Allah'ım dedi o gözlerinde sanki ateş çıkacaktı;o kadar sert bakıyordu ki...
Birden bağırmaya başladı karşındakilere herkes büzüştükçe büzüştü..Kimdi bu adam kimdi ki bukadar herkes korkuyor hem neydi onu bukadar sinirlendiren.Kavisli kaşlarını okadar çatmıştı ki burdan bile hakimiyetini hissedebiliyordu...

Aaron kafayı yemek üzereydi haber geldiği gibi toplantıdan çıkıp yola koyulmuştu.O saatte gizli toplantılar sıklaşmıştı geri çekilme için planlar yapılıyo ondan direnişçilere yumuşak davranılması için ricada bulunuyolardı.Kafasını sallamakla yetinmişti genç adam sanki onları dinleyeckmiş gibi... Cemalletin'in sağ kolunun harabe sokaklarda bir evde saklandığı bilgisi gelince hemen çıkıp yola koyulmuştu.Yakınlardı onu yakalayacaktı ve bu sefer kimse onu tutamayacaktı.Arabadan inince eve baktı içinde bir hareketlilik görünmüyordu dönüp askerlere baktı.Asker içerde bir kadın ve erkeğin tek olduğunu söylediğinde çılgına döndü ve askerkere bağırmaya başladı.Her seferinde eli boş dönmek onu daha fazla delirtiyordu tüm askerleri şimdi falakaya yatırabilirdi.Elini koyu kahve saçlarından geçirdi birden başını yana eğip gözlerini kapatmıştı sanki biri onu izliyormuş gibi birden açtı gözlerini.Karşı evin daha doğrusu harebenin camında bir karartı gördüğünü sandı lakin bir anda yok oldu.Birden oraya doğru yürümeye başladı..
İsra o gözleri görmüştü,rengini seçememişti ama o sinirli şüpheyle bakan gözleri çok iyi görmüştü.Birden geriye çekti kendini görülmek en son istediği şeydi,annesinin anlattığı binbir gece masallarındaki Şah gibi adam onu bir eliyle ikiye ayırabilirdi.Saklanmaları gerekiyordu.Hemen züleyha'yı alıp sedirin altına sakladı ve tekrar pencereye yaklaştı şehriyar buraya doğru yürüyordu.Birden durdu bir asker yaklaştı yanına kulağına birşey söyledi tekrar kafasını kaldırıp eve baktı şehriyar içinden dua ediyordu İsra;"nolur Allah'ım nolur gelmesin" Allah dualarını kabul etmişti sanki adam eve bakıp geri döndü.Tuttuğu nefesi bıraktı genç kız rahatlamıştı.Tekrar pencereye yaklaştı içinden hep ona bakmak geliyordu hayatında ilk kez böyle birini görüyom diyedir dedi kendi kendine....
Aaron o evde onu birinin izlediğini hissediyordu ama yaveri onlara silah açan adamların tutuklandığını söylediğinde geri dönmek zorunda kaldı.İçeriden elleri arkadan bağlanmış iki adamla orta yaşlarda bir kadın çıkarılıp diz çöktürüldü.Aaron tiksintiyle onlara yaklaştı onları öldürmek için bahaneye ihtiyacı dahi yoktu ama onun kanununda kadınlara el kaldırmak yoktu.Kadını salabilirdi ama o iki adamı kimse elinden alamazdı.İsra ise dualar ediyordu akile teyzenin başına birşey gelmemesi için Allah'a yalvarıyordu.Yaşlıydı hastaydı bu kadının devlete ne zararı olabilirdi ki..
Aaron onların önünde durdu o üç pisliğe baktı. Daha büyük görünen adama "kaldır kafanı" dedi,adam kaldırmadı bu Aaron'u daha çok sinirlendirdi sakinleşmek için derin nefes alıp bağırdı."kaldır dedimm"..Adam kafasını kaldırıp gözlerinin içine baktı "ne ver lan"diyip pahalı ayakkabılarına tükürdü. Aaron birden gülümsedi isra bunu görmüştü şaşırdı birden ona vurmasını beklerken o gülüyordu, bu adam normal değil dedi içinden.. Aaron onunla konuşmadı çünkü araplar konuşmaya değmezdi. Yanlız yaşlıca kadına döndü ve
" bunlar senin çocukların mı" diye sordu.
Akile hayır hayır diyip kafasını salladı.Yaveri Aaron'a gerek kalmadan atladı hemen madem oğulların değil evinde ne işleri var,bize silah sıkma hakkını kuvvetini nerden alıyorlar diye sordu kadına tekme atarak...Aaron kadının çok korktuğunu gözlerinden titremesinden anlayabiliyordu,her korkanın yapısı aynı değilmiydi sonuçta..Yaverini göz işaretiyle durdurdu hemen hazırola geçti tekrar...
Akile bu dev gibi adama baktı yaşı ölen oğluyla denk olabilirdi.Gözlerinde ki tiksinti ve nefret apacık belliydi kendisini öldüreceklerini biliyordu ki;bu onu hiç mi hiç endişelendirmiyordu ölüm onun için bu lanet dünyadan kurtuluştu.Sadece ömrünün sonunda namusuna el sürülmesinden korkuyordu.Türlü eziyetler çekip ölen kadınları görmüştü aynısını yaşamaktan korkuyordu.Allaha şükür onun ellerini bağlamamışlardı eşarbını düzeltti ve o korkutuca adama tekrar baktı:"Onlar benim oğlum değil ben uyuyordum yanlızım oğlum savaşta iki yıl önce öldü. Bunlar birden evime girip bana susmamı yoksa öldürüleceğimi söylediklerinde yerimde oturup sadece dediklerini yaptım.Bana bak oğlum ben direnişti olabilirmiyim?diye sorunca Aaron birden kadının sözünü kesip ona oğlum dememesi için uyarınca Akile hemen başını yere indirip sustu.Nitekim en iyisi buydu.Aaron o iki soysuzu sorgulamaya çalıştı lakin bişey bilmeyen cahiller olduğunu anladığında vazgeçti ve onları serbest bırakmaya karar verdi.Belli canlarını kurtarmak için askerlerine silah açmışlardı bu korku onlara yeter diyip tam döndüğünde adının kamil olduğunu öğrendiği adam ona sen oruspu çocuğusun dediğinde hiç sorgulamadan dönüp tam kaşının ortasından vurdu onu.Biliyordu bu insanlar merhamet edilmeyi hak etmiyorlardı,zayıflık onundu sağ bırakmak yoktu..Dönüp öbürüne baktı yaşı küçüktü korkudan ağlıyordu ona defolup gitmesini söyledi yoksa onuda öldürecekti.Beş dk içinde toz olmuştu sanki Akile korkudan ağlıyor sıranın ona gelmesini bekliyordu.Aaron ona son bir bakış atıp arabasına doğru yürüdü yine bir yer ismi alamadan eli boş dönüyordu.Tam arabaya bineceği sırada tekrar dönüp o tek odalı harebeye baktı gözlerini kıstı ve arabaya binip uzaklaşmaya başladı.
İsra hala gördüklerinin şokunu atlatamamıştı o dev gibi adam tek bir hamlede öldürmüştü oturan adamı..Gözlerini kırptığını dahi sanmıyordu çünkü okadar soğukkanlıydı ki birden ürperdi.Kafasını salladı ve derin bir nefes aldı akile teyzeyi öldürmemişlerdi hemde kendileri zarar görmemişlerdi.Bugunümüze çok Allahım dedi..O ölen insanın suçu neydi bilmiyordu ama Allah rahmet eylesin diyip eve göz gezdirdi.Züleyha'yı sedirin altında unutmuştu onu çıkarıp üstünü düzeltti hemen..Züleyha ablasına sarılıp "bişey olmayacak değil mi abla" diye sordu.İsra ona sarılıp açık sarı saçlarından öptü onu;"olmayacak bitanem merak etme diyince kardeşi daha sıkı sarıldı ona "sen bırakmazsın zati ablam sen benim hani o anlattığınız süpermen varya sen de benim süpermanımsın"dedi gülerek.İsra gördüğü şeylerden sonra güleceğini sanmıyordu ama züleyha'nın benzetmesi onu güldürmüştü.Onu korurcasına tekrar sıkıca sarıldı..
Gün doğmuş ortalık aydınlanmıştı artık kızlar akşamdan kalan ekmek penirini yiyip yanında kömür sobada pişirdikleri çayı yudumluyordu.Züleyha neşeli neşeli bişeyler anlatıyordu,İsra ona bakıp gülümsüyordu ama aklı hala sabah ki olaylarda kalmıştı.Akile teyzeyi merak ediyordu hem ama erkekler toplaşmış o cenazeyi kaldırırken ortalıkta görünmemeyi tercih ediyordu.Sonuçta burası işgalcilerin müttefiki mahallelerden biriydi ama nezaman ne olacağı belli olmuyordu zira sabah ki olay bunun kanıtıydı.Ortalığı temizleyip oturdu iki kardeş hoş ortalık dedikleri bir oda bir tuvalet ve banyoydu.Iraklı askerler mahallelerini basıp evlere saldırırken o kızkardeşini alıp kaçmıştı.Yine ozaman mahalle kuyusundan su getirmeye yollamıştı onu analığı kuyuda sırayı beklerken askerlerin mahalleye girdiğini görmüştü hemen züleyhayı alıp ters yöne doğru koşmuştu.Hiç geriye dönüp bakmadılar,gücünün yettiği kadar ara sokaklardan koşup çıkmaz bir sokağa girip beklediler.İki tarafın askerlerinden de korkuyordu çünkü biliyordu ikiside kimseye acımıyorlardı.Akile teyze akrabasıni görmeye gelmişti o güno sokağa onları o halde o ara sokakta gördüğünde buraya getirmişti.Ona daima dua ediyordu,minnettardı onu onlara Allah yollamıştı biliyordu.Bu harabe ev artık yuvaları olmuştu.Aradan geçen zamanda birgün çalıştığı yerde eski bir komşusunu görmüştü analığının tecavüze uğrayıp öldürüldüğünü,üvey abilerininde elleri bağlı sürünerek tutuklandığını söylemişti.Mahallelinin ABD kuvvetlerine yardım ettiğini öne sürüp intikam almışlardı.Komşuları için üzülmüştü elbet ama analığına üzülmüyordu.Derin düşüncelere dalmışken birden kapısı sertçe vuruldu;Züleyha hemen ablasının eteğini tuttu,küçüğün gözleri yine korkuyla dolmuştu.İsra korkmamasını söyleyip kapıya doğru yürüdü ve bekledi kapı tekrar çalınca "kimsin"dedi..Gelen Akile teyzeydi" aç kızım benim" dedi.İsra derin bir nefes verip hemencecik açtı kapıyı ve açtığı gibi sarıldı ona.Kadında güldü,onları seviyordu ve onlarında onu sevmesi onu mutlu ediyordu.Çocukları öldükten sonra bu kızlar ona huzur veriyordu.Çok isterdi yaşadıklarını silmeyi onları burdan yollamayı ama elinden birşey gelmiyordu.Sabah ki meseleyi Züleyha duymasın diye hiç konuşmadılar aslında ikisinde hiç olmamış saymak istiyorlardı..İsra tam çay yapmaya kalkacakken akile teyze onu durdurup gelme sebebini hatırlamıştı;çarşıda bir lokantada bir günlük bulaşıkçı lazım olduğunu aklına hemen isra geldiğini söylemişti.Akile teyze ve mahalle kadınları iş çıkınca hemen ona haber ederlerdi,durumunu biliyor ona üzülürdü coğusu.Bazısı acızdı onla alay ederlerdi ama kimseyi takmazdı.Bu haberle gözleri ışıldamıştı İsra'nın bulaşıkçı tam gün olunca biraz fazla para demekti, ihtiyaclarını alabilirlerdi belki Züleyha'ya et dahi alabileceğini düşündü.Güne kötü başlasalarda bu güzel haberle keyfi yerine geldihemen.Akile teyzeyi gönderip Züleyha'yla çarşıya doğru yola çıktılar...

Hissediyordu bugün değişik birgün olacaktı....

(...isra...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin