Tanıtım

1.1K 76 71
                                    

Sam: Hey, Dean uyan! Dean?

Dean: Sam? Ne oldu?

Sam: Sana sormalı, yine mi kabus gördün?

Dean: Evet. Sanırım...

Sam: Neler oluyor Dean?

Dean: Bir bilsem. Neyse, biraz hava almalıyım.

Sam: Peki.

Dean yine nefes nefese, yine gecenin bir yarısı açmıştı gözlerini. Neredeyse bir aydır bu böyleydi. Ne zaman gözlerini kapatsa, hep aynı rüyayı görüyordu.

Her ne kadar Sam'e belli etmemeye çalışsa da, korkuyordu. Nedenini veya rüyasındaki kızın kim olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu.

Ve Dean'e göre, bilmediği şey ondan güçlüydü.

''Kimsin sen? Neden sürekli aynı şeyi görüyorum?''

Kendi kendine sorduğu bu sorulara cevap alamamak kızdırıyordu onu. Castiel bile bunun ne olduğunu bilmiyordu.

Şafak sökmek üzereydi dışarı çıktığında. Yaprak bile kıpırdamıyordu. Havada garip bir koku ve etrafta rahatsız edici bir sessizlik vardı. Sam hemen arkasından verandaya gelmişti.

Sam: Fırtına öncesi sessizlik gibi.

Dean: Aynen öyle.

Sam: Neler olduğunu bilmiyorsun değil mi Dean?

Dean: Hiçbir fikrim yok Sammy.

Sam: Yakında kokusu çıkar, bekleyelim bakalım.

Dean: Başka ne yapabiliriz ki zaten?

Sam: Nasıl hissettiğini biliyorum.

Dean: Bildiğini biliyorum adamım. Ama ben psişik değilim. Neden görüyorum o zaman bunları? Bir anlamı olmalı.

Sam: Eminim vardır Dean. Belki biri sana bir mesaj iletmeye çalışıyor.

Dean: Bildiğim tek bir şey var ki, eğer dediğin gibiyse bunun sonu hiç iyi olmayacak.

Sam: Ne zaman oldu ki?

Dean: Doğru.

Sam: Dilerim ki, gördüğün şey sadece kötü bir rüya olarak kalır.

Dean: Umarım Sammy, umarım.

Cebinden konyak şişesini çıkarıp büyük bir yudum aldı. Ne kahvaltı ama...

Geçtiği yerin kavrulduğunu hissediyordu. İçindeki sıkıntı giderek ele geçiriyordu onu.

İki güçlü adam, sessizce oturmuş yaklaşan fırtınaya karşı ne yapacaklarını düşünüyorlardı.

Sam, Dean'ın gördüklerinin hiç de hayra alamet olmadığını adı gibi biliyordu. Kendisi aynı şeyi yaşamıştı, hem de defalarca. Belli etmese de, Dean'in de en az kendisi kadar endişeli olduğunun farkındaydı.

Ama onu iyi tanıdığı için, üstüne gitmiyordu. Söylediği gibi, yapacakları tek şey beklemek ve yastıklarının altında silahlarını dolu bulundurmaktı.

Dean'in elinden şişeyi kaptı ve hatırı sayılır bir yudum aldı o da.

Bir süre daha durup, içeri girdiler birlikte.

Bir süre daha durup, içeri girdiler birlikte

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
RUH İKİZİ (DEAN WINCHESTER)Where stories live. Discover now