3. Bölüm

231K 10.1K 5K
                                    



Serseri Patronum, Epsilon Yayınları farkıyla çok yakında raflarda yerini alacak!

Kitap olacağı için, ilk 5 bölüm dışında diğer bütün bölümler kaldırılmıştır.

Burada yazmış olduğum bölümler ile kitap hâli tıpatıp aynı olmayacaktır. Daha farklı ve daha güzel bir Serseri Patronum sizleri bekliyor olacak... :)

ASYA

Dün olanları düşündükçe kendimi kötü hissediyordum.

Bir de utanmadan kapıma gelip beni dinlemişti! Bana inanmadığı yetmezmiş gibi...

"Aman Asya, sanki adamın çok umrundasın."

Kendi kendime söylenirken acıyla güldüm. Sahi, neden bu kadar çok takıyordum ki? Eminim onun umrunda bile değildi...

Birden elimde hissettiğim keskin acıyla birlikte hızla elimdeki bıçağı bıraktım. Elim kana bulanırken, sinirle bir küfür savurdum.

Elimi kesmiştim!

Hem de oldukça derin bir kesik gibi görünüyordu...

Hemen elime birkaç tane peçete tutup kanamanın durmasını bekledim.

Kanama durmuyor, aksine canımı acıtıyordu. Daha fazla burada durmak istemeyip odama geldim. Selma'dan yardım isteyecektim ama burada yoktu...

Elim acıdıkça gözlerim doluyordu. Yatağıma oturdum ve ne yapacağımı düşünmeye başladım. Acaba hastanelik miydi, çok mu derin kesmiştim?

Elimi saran ince sızı canımı çok yakıyordu. Bu küçük bir kesik değildi ki!

"Asya?"

Yiğit Bey'in sesini duymamla başımı kaldırdım. Yanıma geldiğinde bakışları elimi buldu. "Eline ne oldu?" Ardından elimi tuttu.

Nefesim kesilirken hızla elimi çektim. "Küçük bir kaza." Diye mırıldandım. O ise buna aldırmadan yeniden elimi tuttu.

Peçeteyi çektiğinde kanamanın durduğunu gördüm. Kaşları çatıldı ve yavaşça elimi okşadı. Ağzımdan küçük bir inleme kaçtığında kaşları daha çok çatıldı.

"Bu ne zaman oldu?" Sert sesiyle birlikte yutkundum. "Biraz önce." Elimi çektim.

Bütün bedenimin alevler içinde yandığını hissettim. Sanki kan ter içinde kalmış gibiydim, nefes almayı dahi unutmuştum.

Yiğit Bey ayağa kalktığında rahat bir nefes aldım.

"Bugün dinlen, çalışmanı istemiyorum."

Ardından odadan çıktı...

Şaşkın şaşkın arkasından bakakaldım. Bir de beni mi düşünüyordu? Aslında işime gelmişti... Bugün onunla konuşmak dahi istemiyordum. Bana inanmayışını unutamıyordum.

Çok kırgındım...

Belki onun umrunda değildi ama kırgındım işte! Neden bilmesem de onun bana inanmaması beni öyle çok yaralamıştı ki, sanki yıllardır tanıdığım bir insanmış gibi... Yıllardır onu tanıyormuşum da, beni tanımasına rağmen, yalan söylemeyeceğimi bilmesine rağmen bana inanmamış gibi...

FEVERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin