2.Bölüm

257K 10.8K 6.1K
                                    



Serseri Patronum, Epsilon Yayınları farkıyla çok yakında raflarda yerini alacak!

Kitap olacağı için, ilk 5 bölüm dışında diğer bütün bölümler kaldırılmıştır.

Burada yazmış olduğum bölümler ile kitap hâli tıpatıp aynı olmayacaktır. Daha farklı ve daha güzel bir Serseri Patronum sizleri bekliyor olacak... :)

ASYA

Odama girdiğimde kalbim hâlâ heyecanla çarpmaya devam ediyordu. Az önce ne hissedeceğimi şaşırmış, ne olduğuna anlam verememiştim.

Beni belimden tutuşu zihnimden silinmiyor, sürekli aklıma geliyordu. Benim düşmeme izin vermemişti. Beni sıkıca saran kollar, düşmemden korkar gibiydi...

Ya da ben öyle düşünmek istiyordum. Elbette düşmeme izin veremezdi. Refleksle beni tutmuş olması neden bu kadar içimi ısıtmıştı, anlamlandıramıyordum.

"Ne oldu, bir şey oldu mu?" Selma'nın sesini duymamla irkildim. "Asya sen iyi misin?" Diye sordu. Hafifçe başımı salladım. "İyiyim, merak etme." Merakla bana bakıyordu. "Ee, ne oldu? Karşılaştınız mı?"

Selma olanları ciddi anlamda merak ediyordu. Öyle olmalı ki anlatmam için heyecanla bekliyordu. 

"Karşılaştık..." Diye mırıldandım. "Su içmek için mutfağa girdim. O da arkamdaymış, görmedim. Ona çarptığımda beni belimden tuttu. Az kalsın düşecektim ama o beni kurtardı."

Selma şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu. "Seni tuttu öyle mi?" Dedi. "Evet, sanırım yine gözüne batmayı başardım fakat kızmadı. Suçsuz olduğumu biliyordu. O an arkamda ne işi vardı bilmiyorum." Selma gülümsedi. "Bak, demek ki o kadar da kötü değilmiş. Onu çok tanımasam da, bu davranışı hoşuma gitti."

Derin bir nefes aldım. "Ben bu adamla yapamayacağım galiba... Bilmiyorum, biraz tuhaf davranıyor sanki." Dedim.

"Ne yapacaksın ki?" Omuz silktim. "Bu işe çok ihtiyacım var ama eğer çok üstüne gelirse işi bırakırım. Selma bak, babam olacak adam şerefsizin teki! Bana öyle şeyler yaptı ki, onun inadına çalışıyorum ben..." İçimi dökmek, biraz olsun rahatlamak istiyordum.

Dertlerimi bunca yıl içime atmış, hiç kimseye anlatamamıştım... Bir dost demek, benim için büyük bir mucizeydi. Derdini anlatamamış biri için, dost o kadar kıymetliydi ki... Kendimi yalnız hissetmemeye ihtiyacım vardı.

"Ne yaptı ki, yoksa dövdü mü?!" Dehşet içindeydi... "Keşke dövmekle kalsaydı..." Yine de anlatamamıştım...

Susup devamını getirememiştim. Olmuyordu işte! Onca yıl içine attıktan sonra kolay kolay birine anlatılmıyordu. Her sorunumu içimde çözmeye öyle alışmıştım ki, birine anlatmayı yadırgamıştım.

"Asya ne olduysa anlat, anlat ki rahatla." Başımı olumsuz anlamda salladım. "Anlatamam Selma, kimseye anlatamadım. Zaten evden kaçtım." Gerçeği itiraf ettim. "Ne?" İnanamayarak bana bakıyordu.

"Bizim uzaktan akrabalarımız var, babam onlarla görüşmüyor. Onların yanına gittim, o kadar iyiler ki... Bana bu işi de onlar buldu." Dedim. "Ah kızım ya, ne çok şey yaşamışsın." Derin bir iç çektim. "Bunlar aramızda kalırsa sevinirim." Buruk bir gülümsemeyle başını salladı. "Kalacak tabii ki, sen bana güven."

FEVERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin