80. Bölüm Son Karar

En başından başla
                                    

"İki gün oldu ama kimse bir şey söylemiyor. Annemin yarım yamalak söylediklerinden başka bir şey yok. Hande böyle olunca da oturup konuşacak vaktimiz olmadı. Olsaydı da konuşmazdım. Tüm gerçekleri Hande dinledi. Ben de, o bilmese de yanındaydım. Olanları duyduktan sonra giderken kaza yaptı. Sebebin başı ben olsam da... Bunu konuşmak hiç kolay değil ama bilmenizi istedim."

Demir şok olmuş bir ifadeyle Kerem'e bakıp kaldı. Sık ve kesik nefesler alırken, yumruklarını sıktı. Başını eğip bir süre durdu. Başını kaldırıp Kerem'e baktığında gözleri doluydu. Dudaklarını bastırıp bir süre izledi. Konuşmakta zorlandığı o kadar belliydi ki...

"Be-ben bilmiyordum. Kızım her şeyi duydu mu? Sen, her şeyi derken, her şeyi mi? Beni, Hande'yi, seni, Handan'ı..."

"Hastaneden bugüne kadar olan her şeyi."

Kısık sesle verdiği cevap, kulaklarında uğuldarken, Demir; gözlerini sımsıkı kapattı. Dişlerinin arasından aldığı nefesler sesli bir hâl alırken, kapalı gözlerinden tane tane yaşlar akmaya başladı. Aldığı her nefesle yumruklarını daha da sıktı, sıktı... Islak gözlerini açtı, karşısındaki kişiye baktı. Canı, kanı, oğlu... Bir kez bile sarılıp oğlum diyemediği, yıllardır hasret kaldığı oğlu. Yıllar sonra oğlu olduğunu öğrendiği, oğlu. Babasının oğlu, aslanım benim demeyi hayal ettiği oğlu. Tıpkı en sevdiği kişiye, karısına benzeyen oğlu. Evine damadı olarak giren oğlu...

Ne söyleyebilirdi ki...? Oysa başka şeyler konuşacaktı ama... Şimdi oğlu... her şeyi bildiğini söylüyordu. Oysa bu ânı hiç böyle hayal etmemişti... Gerçi hayal etmeye çalışmıştı ama o hayallerinin önüne hep simsiyah bir set çekilmişti. Şimdi oğlu...

"Benim kim olduğum..."

Gerisi gelmedi sözlerin... dişlerini sıkıp, acı bir ifadeyle bakıyor, hâlâ inanamıyordu. Nefesi, sesli bir hıçkırıkla dudaklarından firar ederken, başını eğip masaya cılız bir yumruk attı.

"Ben özür dilerim. Gerçekten özür dilerim. Ne konuşacağımı bilmiyorum. Sen böyle söyledin, ben bittim. İnan bana bilmiyordum. Öğrendiğim an, her şey için çok geçti. Se-"


"Altan Karahan'ın ölüm tehdidiyle karşılaştınız. Sonra yaptıkları. Bunlar da duyduklarıma dahil."

Demir, bildiği halde bir kez daha şok yaşarken, dişlerini sıkıp masanın üzerine baktı. Sanki bir şeyler görüyor gibi...


"Keşke eskiye dönüş olsa. Kendimi bir tarafa bıraktım, Hande ve senin için her şeyi değiştirip gelsem. Hatta gelemesem orada kalsam ama hepsi boş. Konuşmam suya yazı yazmak gibi anlamsız."

Ve sessizlik...

Sıkıntıyla alınan nefesler... Demir başını kaldırıp Kerem'e bakarken, bakışlarında; hissettiklerinin aksine şefkat vardı. Belki de baba şefkati...

"Bunları konuşacağız ama benim sana söylemek istediğim öncelikli bazı şeyler var. Hande'yle olan evliliğinizi hepimiz biliyoruz. Sonrası birbirinizi sevdiğinizi de ben biliyorum. Bu zoraki evlilik hep içimi yaktı ama bir yandan rahattım. Çünkü dedim ki..."

Demir zorla yutkunup, dolu gözlerle bakarken, titrek sesiyle konuşmasına devam etti.

"Kerem benim oğlum. Altan kadar kötü olamaz. Özü temiz dedim. Benim oğlum vicdan sahibidir..."

ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin