Bölüm 6 : Hayal Kırıklığı

2.4K 188 58
                                    

Bölüm Şarkısı : Pera - Kayıp
( Mutlaka bununla okuyun ♡ )

Rüzgar yumruklarını sıkmış bana bakarken olayın tamamını görmüş olmasını umuyordum. Bu sinirli haline bakılırsa pek umudum da yoktu aslında. Alina hakkında da yanılmamıştım. Onunla konuşmamızdan sonra mutlaka bir şeyler yapacağını düşünmüştüm.

Rüzgar Alina'nın yanına doğru yürümeye başladı ve hızla elindeki telefonu cekip aldı. Sanırım ona arabaya binmesini söylemişti. Daha sonra yanımıza geldi.
" Gözündeki morluk az geldi galiba ?"
Bu çocuk gerçekten haklıydı ; asıl bela kendisiydi. Belayı delicesine istediği için herkesten daha belaydı.
" Sana da hastanelik olmak az geldi herhalde. Bir dahakine morga ne dersin şerefsiz ? "

Nasıl bir şeyin ortasında kalmıştım ben ! Rüzgar böyle bir şey dediğine göre ya olayın tamamını görmüştü, ya da bunu benim isteyerek yapmadığımı biliyordu. Eve gidince dudağımı hipolamayı düşünüyordum bu kafayla.

" Gerçekten yeter artık ben çok bunaldım. Burak yakınlarımı da beni de rahat bırak ! "
" Bir daha bizim olduğumuz hiçbir yere gelmeyeceksin lan. Anladın mı ?"

Mert de oldukça sinirlenmişti. Mert beni genelde korurdu, onunla iyi anlaşırdık.

" Şimdilik gidiyorum. Ama sırf seni biraz kendi haline bırakmak için Eylül. Bu arada Rüzgar da ' sevdiklerin ' içinde galiba. Seni uyarayım o düşündüğün gibi biri değil. "

" Kes sesini lan ! " Rüzgar tam yumruğunu kaldırmıştı ki son anda önüne geçtim.

" Sen de git buradan Rüzgar. Biz de birbirimizden uzak duralım. "

Hiçbir şey demeden birkaç saniye öylece yüzüme baktı. Ama bu gerçekten çok ama çok farklı bir bakıştı. Kırgın mıydı, üzgün müydü, kızgın mı... yüzünden hiçbir şey okunmuyordu. Öyle kitaplardaki ' bad boy ' tarzı çocuklardan olmadığından emindim. Ama bana göre hiç uzaktan romantik olabilecek biri , huzurlu biri ya da aşık olabilecek biri gibi de değildi. O yelloz Alina ile ne işi olduğunu merak etmeme ve Alina'ya ders vermek istememe rağmen ikisi ile de iletişim halinde olmak istemiyordum.

Daha sonra Mert Porsche'si ile ( ! ) bizi eve bıraktı. Daha önce de dediğim gibi Mert iyi biri olabilirdi ama ne bileyim, bu kadar zenginlik cidden hoşuma gitmiyordu benim. Mert ' in zenginlikle kafayı bozmuş biri olmadığı için mutluydum onun adına da, Ekim adına da. Eve gittiğimizde odama çıktım ve bir süre Whatsapp ' ta kızlarla grupta konuştuk , eğlendik. Kafamı artık tamamen boşaltmalıydım, eski sessiz sakin yaşantıma geri dönmeliydim. Okumak için kitabımı aldım ve evimizin balkonuna çıktım.
Ve motorla bizim balkona bakan birini gördüm.
Bu Rüzgar dı.
Demek sessiz ve sakin yaşantı sürem sadece 2 saatten ibaretti. Rüzgar evin biraz ilerisinde , bana bakıyordu.
Bu sırada telefonum titredi.
Mesaj ondandı.
' Aşağı gel, konuşmak istiyorum. '

' Aşağı gel ' mi ? Ne kadar da emin veren bir insandı bu? Nazik biriydi normalde aslında, şu ana kadar. Ama arada böyle hödüklük yapıyordu işte.

'Ben konuşmak istemiyorum Rüzgar, lütfen git buradan. '

Onunla gerçekten konuşmak istemiyordum. Ya da belki bunu yapmak zorunda hissediyordum.

" Sen bilirsin. "

Bu kadar mıydı? Sadece istemediğimi söylemiştim ve gidecek miydi? İç sesim ise kızgınca ' ne yapmasını bekliyordun ki Eylül hanım? ' diyordu bana.

Aşağıya inip acıktığım için dolaptaki yemeği çıkardım ve ısıtmak için ocağı yaktım. Ekim de salonda tabletten dizi izliyordu. Annem evde değildi; arkadaşları ile birlikteydi. Babam zaten genelde çok geç saatlerde geliyordu. Yemeği aldım ve kendime salata yapmak için malzemeleri çıkardım. En iyi yaptığım şey salataydı zaten. Karnımı iyice doyurup odama çıktım tekrar. Saat on bire geliyordu. Biraz Tarih çalışıp yatmayı düşünüyordum. Çalışma masama oturdum ve çalışmaya başladım 20 dakika kadar dikkatli bir şekilde çalışıyordum ki arkamda biri konuştu.

Bir Eylül HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin