Bölüm 4 : Tesadüfler

2.5K 248 43
                                    

Multi - Alina
Bölüm Şarkısı : Tom Odell - Another Love

Gerçekten, "hayat tesadüflerle dolu" başlığı altında benim Rüzgar ile yaşadıklarım yazılsa bu cümlenin kesin kanıtı olurduk sanırım. Alina ona "erkek arkadaşım " demişti. Gerçi Rüzgar ' ın böyle bir kızla çıkmasına şaşırmamak gerekirdi. Kız gerçekten hem tatlı hem seksiydi. Karakterini henüz bilmiyordum. Ama zamanla öğrenecektim. Alina konuşmamızdan sonra oturduğu yere geri döndü ve çevresindekilerle sohbet etmeye başladı. Neden şu an buna bu kadar takılmıştım ki? Sonuçta Rüzgar arkadaşım ya da herhangi bir şeyim değildi. Onun sevgilisi ile aynı okulda olmamı da gayet normal karşılamalıydım.

Derslerde üzerimde bir yorgunluk olduğu için çoğunlukla uyukladım, derslerde başarılı bir insandım. Sınıf birinciliğini virgüllerle kaçırmıştım. Gamze ve bizim tayfa bana hep " inek yavrumuz " derlerdi. Ama ben de hiç inek öğrenci tipi yoktu o ayrı bir konu tabi. Okuldan çıkınca arkadaşlarımla vedalaşıp servis bekleyeceğim yere doğru yürümeye başladım.

Ve onları gördüm.

Alina motorundan inen Rüzgar ' ı kendine çekip öptü. Bu nedenini anlayamadığım şekilde kendimi garip hissetmeme sebep oldu. Ama tuhaf olan şey Rüzgar ' ın hiçbir harekette bulunmamasıydı. Ona gülümsememişti bile. Aksine somurtkan bir hali vardı. Nasıl sevgiliydi bunlar ya? Orada bir süredir durduğumu farkedip hızlı adımlarla yürümeye başladım. Rüzgar 'ın beni görmemesini umuyordum.

Mükemmel. Servis gitmiş!

Hayat bana her an ne kadar şanssız bir insan olduğumu hatırlatıyordu. Şimdi eve varmak için 2 otobüs değiştirecektim ve bu zor olacaktı. Şimdi hani sen de biraz zengindin ne oldu falan diyeceksiniz ama o kadar da değil yani. Öyle özel şoförlerimiz falan yok bizim. Sadece annem ve babamın ayrı ayrı arabaları vardı. Annem Fizik öğretmeniydi. Evet duydunuz, fizik. Babam ünlü bir şirkette müdür, annem ise öğretmendi. Şimdi durağa yürümem gerekecek, diye düşünürken Onur arabasıyla önümde durdu. Onur şu okulun havalı bir çocuğu olur ya hani, herkes ne kadar yakışıklı diye bakar. O da öyle bir çocuktu işte. 12. Sınıftı.  Ama Allah vardı şimdi, bizim okul da yakışıklı kaynıyordu !

"Eylül servis gitti galiba, istersen bırakayım ben seni."

dedi ve gülümsedi.
"Yok Onur sen yolunu değiştirme benim için ya, şimdi gelir otobüs."

"Olur mu öyle şey inek gel bakayım arabaya."

İnek ? İnek ? Aman yeter artık ya. Ben inek değilim, olmak da istemiyorum. Bunu çok fazla sevmediğimi insanlara belli etmesem de hoşuma giden bir şey değildi. Neyse boşverelim şimdi bunu. Onur'u severdim iyi bir çocuk denebilirdi. Ama az kalp kırmamıştı kereta. Kalbini kırdığı kızlar genelde tuvalette yüksek sesle ağlardı. Onur kolay sıkılan tiplerdendi.
"Pek görüşemiyoruz okulda, nasıl gidiyor? "

                                *

"İyi gidiyor ya ne olsun dersler ineklemeceler falan." gözlerimi devirerek söylemiştim bunu.

"Seni bulmam iyi oldu aslında. Sana söyleyebilirim aklımdaki düşünceleri."

Ne diyecekti  ki şimdi bu çocuk?
"Şu yeni gelen kızla gördüm de seni. Bence o kızdan biraz uzak dur."

Niye uzak durmamı söylüyordu acaba? Kesin bir şeyler biliyordu.
"Neden uzak durayım Onur? Ne biliyorsun onun hakkında ? "

"Bak o fazla götü havada kızlardan. Senin şu anda da zaten benzer arkadaşların olabilir ama ben Alina ' yı çok önceden beri tanıyorum."

"Evet ben zaten alışığım öyle tiplere."

"Sorun şu ki Alina 'nın biraz psikolojik sorunları var. O yüzden çok yakın olma dedim."

Bu sırada evimin önüne yaklaşıyorduk. Onur ile vedalaşıp zili çaldım. Kapıyı Ekim açtı.
"Eylül ne güzel yaşam enerjisi saçıyordum etrafa şu an dondurma kutusunda sarma bulmuş kız modundayım."

"Ben ne yapayım? "

"Enerjimi sömürme İngiltere gibi sömürgeci olma, akıllı ol diyorum."

"Of gerçekten dinlenmem lazım yorgunum , odama çıkıyorum ben."

Şu an tek istediğim oturup saatlerce Teen Wolf izlemekti. Alina kafama çok takılmıştı. Rüzgar ile yaşadıklarım, Onur'un o kız hakkında söyledikleri... Çok tatlı ve cana yakın bir kız gibi gözüküyordu.

Tableti açtım ve dizi izlemeye başladım. Başımda bir ağrı vardı. İlaç alıp biraz uzandım.
Kalktığımda saat sabahın altısıydı. Demek ilaç alıp uzanınca uyuya kalmıştım. Daha okul vaktine 2 saat vardı. Duş alıp rahat hareket edebilirdim. Duş alıp giyindim. Telefonumda Gamze 'den mesaj geldiğini gördüm.

'Kızım hiç uyuyamadım ya.'

Kendi kendime gülümseyip mesaj attım.
'Ne yapayım bebeğim gelip seni dizimde mi uyutayım? "

'Ay çok kibarsın yine benim bok kafalım'

Gamze benim en yakın arkadaşımdı. Ona çok güvenirdim. Telefonumu masaya bıraktıktan sonra aşağıya inip kendime kahvaltı hazırlamaya başladım. Birkaç dilim kaşar peyniri, bir elma, süt ve mısır gevreği. Annem benim daha iyi bir şekilde kahvaltı yapmamı sağlamaya çalışıyordu ama ben sevdiğim şeyleri yemekle yetiniyordum. Kahvaltımı bitirip yukarıya çıktım. Bizimkiler de yavaş yavaş uyanıyorlardı. Çantama kitaplarımı ve ihtiyacım olan şeyleri koydum. Bu sırada telefonuma yine bir mesaj gelmişti.

Hem de Burak'tan gelmişti.

" Kahramanın Rüzgar mı Poyraz mı her ne boksa, biraz dağıldı maalesef. Hastaneye gidip bir iyi mi diye baksan iyi olacak sanki. Ne dersin Eylül? "

Veee yeni bölüm! Umarım hoşunuza gider. Oy ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın lütfen ballar ♡ 

 

Bir Eylül HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin