7 - Tavşan.

5.4K 425 46
                                    

"Sağ koridorda atış poliganı var. Sol koridorda bireysel çalışma alanı. Önümüzde ki oda da ortak çalışma alanı var." diyerek etrafı tanıttı Jimin. "Koşu alanı nerede?" dedim etrafa bakarak. "Kocaman bir ormandayız, koşu alanı her yer." dedi gülerek. Kafamla onayladım. "Ben gidiyorum şimdi, sana kolay gelsin." dedi ve arkasını dönüp çıktı. Şuan koşmaya ihtiyacım vardı.

Geldiğimiz yerden çıktım. Ev karşı da ağaçların arasında az çok görünüyordu. Evin etrafında uzaktan daire çizersem kaybolmazdım. Dönüp spor salonuna tekrar baktım. Normalde ekiplerin spor salonları evin içinde olurdu ama burada spor salonununu evin dışına büyük bir bina şeklinde yaptırmışlardı. Tek katlıydı ve genişti. Sabah Jimin'i görmüştüm ve ona spor salonunun nerede olduğunu sormuştum. O da beni buraya getirdi. Üzerimde ki sporcu atletini ve taytı düzelttim. Koşmaya başladım.

Ağaçların arasından koşarken bunun iyi olduğunu düşündüm. Normal parkurdan çok daha gerçekçiydi. Evin etrafında daire çiziyordum, en azından öyle olduğunu umdum. Pikniğin üzerinden iki gün geçmişti ve o iki günde bu eve cidden alışmıştım. İki gündür KiJo'dan bir görev gelmemişti ve normal bir iki gün geçirmiştik. Çocuklarla film izlemiştim ve onlarla sohbet etme şansım olmuştu. Kişiliklerini az çok anlamıştım. Ama asıl dikkatimi çeken kişi Jimin'di. Nedenini bilmiyorum ama onda farklı bir şeyler vardı. Sanki.... Kafamı sağa sola salladım. Tuhaf şeyler düşünmemem lazım. Özellikle turuncu saçlı olanları. Kafamı dağıtmak için daha hızlı koştum. Ağaçların arasından geçerken burnuma farklı farklı kokular geliyordu. Hızlı da geçsem manzara görmeye değerdi. Etrafta farklı çiçekler vardı ve renkleri çok güzeldi. Yanlarından geçtiğim devasa ağaçlar neredeyse büyük devler gibiydi. Sanki heran canlanıp beni kovalayacak gibiydiler. Bir ağacın altında gördüğüm şeyle hızımı kesip duraksadım. Ağacın altına yavaş adımlarla gittim. Onu ürkütmek istemem. Minik tavşan ağaç kabuğuna doğru daha da yaklaştı, sanki birinin geldiğini hissetmişti. Biraz daha yaklaşıp elimi tavşana uzattım, elim beyaz kürküne değdiğinde irkilip bana döndü ama kaçmadı. O an tavşanın diğer tarafından kan aktığını gördüm. Sanırım bir yere çizdirmişti ya da bir yere sıkılmıştı olabilirdi. Elimi yan tarafına koydum, elime gelen sıcak kanı hissettiğimde hemen yere diz çöktüm. Tavşanı kucağıma alıp yarasına baktım büyük bir çizikti. Hemen tedavi edilmezse ölebilirdi. Tavşan kucağımdayken yerimden kalktım. Hemen eve gitmem gerekiyordu ama geldiğim yön... Düşünürken evin etrafında daire çizmeyi unutmuştum. Ne zamandır koşuyordum? Bir saat? Hayır çok daha fazlaydı. En az iki saattir koşuyor olmam gerekirdi.

Tavşanı kucağımda sıkıca tutup geldiğim yola doğru gittim. Bu yoldan gelmiştim sanırım. Hiçbir yer tanıdık gelmiyordu. Nasıl olurda böyle bir hata yapardım? Nasıl yolu takip etmezdim?

Kucağımda ki minik tüylü şeyin hayatı bana bağlıydı. Adımlarımı hızlandırıp koşmaya başladım. Hiçbir yer tanıdık değildi. Ne gördüğüm çiçekler ne de ağaçlar. Her yer aynıydı. Koşmaya devam ettim.

Ne zamandır koşuyordum? Bir saat olmuştu. Bir saattir koşuyordum ama hala bir yere varamamıştım. Kucağımda ki tavşanın kalp atışlarının zayıfladığını hissediyordum. Son bir umut koşmaya devam ettim ama hiç bir şey yoktu. Hızımı azaltıp durdum ve etrafıma baktım.

"Kimse var mı?" sesim çıktığı kadar bağırmıştım ama tek duyduğum kendi sesimin yankısıydı.

Ağlamak istiyordum. Kendim için değil bu minik şey için. Ben nasıl olsa evi bulurdum ama bu minik şey o zamana dayanabilir miydi? Yakında ki bir ağacın altına oturdum. Çok yorulmuştum. Yaklaşık üç saattir koşuyordum. Acaba diğerleri beni merak etmiş miydi? Belki de aramaya çıkmışlardı?

SeokJin;
"Seulgi kayıp mı?" hızla masamdan kalktım.

"Jimin en son onu spor salonuna götürmüş. Yaklaşık üç saat oldu. Ormanda koşuya çıkmış olmalı. Sanırım kayboldu." dedi NamJoon telaşla. "Jimin, Jungkook ve TaeHyung çoktan aramaya çıktılar. Şimdi biz de gidiyoruz." diye ekledi.

EKİP: Yeni Üye |SeulMin| ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin