44.Bölüm: "İşini bitirin"

4K 227 9
                                    

Bölüm şarkısı: 5SOS - Jet Black Heart.

-------------------------------------------------------

Zeynep, Kerem'in içeri gitmesinin ardından biraz daha yatakta kaldıktan sonra çarşafı bedenine iyice sarıp ayağa kalktıktan sonra birkaç dakika etrafa bakındı. Ne yerde, ne de odanın herhangi bir başka köşesinde kıyafetleri yoktu. Kaşlarını çatıp odanın içindeki dolabı açtı, bomboştu.

Çarşafı daha sıkı kavrayıp adımlarını odanın kapısına yöneltti.

Dışarı çıktıktan sonra temkinli adımlarla, etrafı dikkatlice izleyerek zaten küçük olan kulübenin ikinci ve son odasına doğru gitme kararı almıştı ki, banyo olduğunu bildiği küçük odadan Kerem'in küfür dolu mırıldanışlarını duyunca şimdilik o odaya gitmekten vazgeçip banyoya yöneldi.

"Sikeyim senin gibi batikonu."

Zeynep kaşlarını çatıp göğsünün üzerindeki çarşafı sımsıkı kavradığı elini bırakmayarak, diğer boşta kalan eliyle elini kapının kulpuna götürdü ve birden açıp kapının kendiliğinden ardına kadar açılışını izledi.

Kerem zaten küçük olan banyonun ortasında elindeki sargı bezi ve batikonla ayakta dikiliyordu ve Zeynep'i karşısında görünce derin bir nefes aldı. Zeynep içeri doğru bir adım atıp kaşları hala çatık bir vaziyette Kerem'e bakarken boştaki eliyle yüzünün önüne düşen buklelerini geriye attı.

"Bana neden haber vermedin?"

Kerem elindeki sargı bezinden bir parça yırtıp geri kalanı tezgahın üzerine koydu. "Neyi? Neyi haber vermedim?"

Zeynep birkaç minik adımdan sonra Kerem'in yanına geldi ve elindeki batikonu tek eline aldı. "Pansumanı ben yaparım, yaslan tezgaha."

Kerem, genç kadının son cümlesinden sonra sırıtıp tek kaşını havaya kaldırarak kendisinden istenileni yaptı. "Güzelim, bence burası hiç uygun değil."

"Sargı bezini aç." Zeynep sanki Kerem'i hiç duymamış gibi davranıp, adamın elindeki sargı gezini açmasını bekledi ve hemen ardından beyaz, iki katlı sargı bezinin üzerine batikondan birkaç damla damlattı. Kahverengimsi bir renk alan sargı bezini eline aldıktan sonra dikkatlice yaraya baktı birkaç saniye. "Bunun hesabını daha sonra vereceksin." diye mırıldanıp yavaş yavaş yarayı temizlemeye başladı.

Kerem az sızı çekse de, ses çıkarmıyordu. Tezgaha yasladığı iki elinden bir tanesini çekip kızın buklelerinden bir tanesine götürdü ve parmağına doladı. "Çok güzelsin." diye mırıldandıktan sonra sırıtmaya devam etti.

Zeynep hiçbir şey demeden işini tamamladıktan sonra Kerem'in tezgahın üzerine koyduğu temiz sargı bezinin geri kalanını aldı ve dikkatlice yaraya sarıp yara bandına benzer medikal bandı güzelce yapıştırdı. İşini tamamen bittiğinden doğrulup bozulan saçlarını tek eliyle düzeltti. Onun bu halini Kerem hala sırıtarak izliyordu. Zeynep'in hala kaşları çatıktı. "Ne? Ne oldu?"

Kerem kızın beline tek elini koyarak yer değiştirmelerini sağladı. Aniden kendisini tezgaha yaslı bulan Zeynep şaşırsa da, belli etmemeye çalışıp derin bir nefes aldı. "Çok güzelsin."

Zeynep yanaklarının yanmaya başladığını hissediyordu. Kerem dikkatlice kızı süzerken, Zeynep aklına gelen şeyle gözleri iri iri açıldı. "İnanmıyorum sana!" deyip adamın omzuna bir yumruk geçirdi. "Çok ayıp!"

"Ney çok ayıp?"

Aslında Kerem, genç kadının ne demek istediğini anlamıştı ve sırıtışı da anladığının bir göstergesiydi. "Kıyafetlerim..." deyip derin bir nefes aldıktan sonra devam etti. "Neredeler?"

Başlangıç: Tehlikeli KızılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin