59.Bölüm - Sonsuz Umut Işığı

En başından başla
                                    

"Söyle bakalım Ezgi,en sevdiğin yemek ne?"

"Fırında balık!"  diye bağırıyor hiç beklemeden.

"En sevdiğin tatlı?"

"Bütün tatlıları severim."

"Ne kadar da tanıdık geldi,"  diyor Ali gözlerini devirip bana bakarken. Yeni sorusunu yöneltiyor bu sefer. Az biraz eğlenelim dedik çocuğu soru yağmuruna tuttu. Söyle bakalım Ezgi,kızlık soyadının 7.harfinin yanındaki harf?

"En sevdiğin renk ne peki?"

Dikiz aynasından Ezgi'ye bakıyorum. Göz göze gelince aynı anda gülerek bağırıyoruz.

"Mavi!"

***

Hep birlikte sevimli dairemize giriyoruz. Ezgi elindeki kocaman ayıcığıyla birlikte evi izliyor meraklı gözleriyle. En ince ayrıntıları merak ediyor. Mesela gidip kavanozun içindeki çakıl taşlarının şekillerini inceliyor. Değişik ilgi alanları var.

Boydan boya fotoğraflarla kaplı duvara bakıyor bu sefer. Ali iyice görebilsin diye onu kucağına alıyor ve birlikte fotoğrafları incelemeye başlıyoruz. Elini tutuyorum onun. Sonra da fotoğrafları açıklamaya başlıyorum.

"Bak Ezgi. Burada gördüğün,önde oturanlar ben ve Ali. Bu fotoğraf dört sene öncesinden. Arkada oturan kız benim ikizim ve uyuyan erkek de Ali'nin kuzeni. Benim ikizimin de kocası. Aynı zamanda benim de eniştem oluyor."

Ezgi kaşlarını çatarak bana bakıyor.  "Türkçe konuşur musun Selin?"

"Aşkım kısacası bizim çok sevdiğimiz birisi o da. Ailemizden."

"Peki neden uyuyor?"

"Açıkla aşkım,"  diyor Ali yandan yandan gülerek.  "Neden uyuyor Savaş Abi anlat bakalım."

"Imm...Çünkü çok uykusu gelmişti."

Ezgi elini fotoğrafın üzerinde dolaştırıyor.  "Bir garip uyuyor. Boynu falan ağrımamış mı öyle?"

"Hadi diğer fotoğrafa geçelim. Bak Ezgi'cim. Bu da Aliş ve benim düğünümden. Daha doğrusu eğlence gecemizden."

Fotoğrafta o kadar -bakın açık olacağım- keko çıkmışız ki Ezgi bir süre gözlerini kırpıştırarak bakıyor. Benim gelinliğimin uçları kesilmiş,kafamda salak Savaş'ın verdiği kraliçe tacı var. Benim yanımda Ali oturuyor,saçlar darmadağın,papyon desen kim bilir nerede. Nazlı kuma yatmış,Savaş ona yaslanmış. Emre kafasına bağladığı kravatla havaya zıplamış,Tuğçe de arkada sızmış. Anam biz o gece cümle Miami'ye rezil olmuşuz!

"Bunlar sizin arkadaşlarınız mı?"

"Gibi gibi,"  diyor Ali yüzünü buruşturarak. Allah'ım biz bu fotoğrafı neden çıkarttık acaba. Bir de flaştan gözlerimiz parlamış. Güzel Alişimin gözleri bile kana susayan vampir gibi kıpkırmızı çıkmış.

"Ezgi buna baksana,"  diyor Ali. Gösterdiği fotoğrafa gülümsüyorum.

"Selin'in ikizi ve benim kuzenim Savaş'la birlikte Uludağ'a gitmiştik. Bu da çok eskilerden. "

Eliyle ağzını kapatıp gülüyor Ezgi.  "Çok komik çıkmışsınız Aliş!"

"Asıl komik olan Selin'in yuvarlanışıydı. Onu gerçekten görmeni isterdim."

Ezgi gözlerini kocaman açarak bana dönüyor.  "Karda mı yuvarlandın Selin? Kıyamam!"

Kollarını bana doğru uzatıp bana geliyor. Sıkıca sarılınca içimin ısındığını hissediyorum. Öyle tarifsiz bir şey oluşuyor ki içimde. Sanki bugüne kadar hissetmediğim eksik yer dolmuş gibi.

Gitti GiderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin