44.Bölüm - Oğlan Bizim Kız Bizim!

3.6K 155 31
                                    

  ~Selin~

"Ali hadi,geç kalacağız."

Üzerime giyerken yatağın içinde rahat bir şekilde uyuyan Ali'ye söylenmeye devam ediyorum. 

"Sen git geliyorum."

Saçımı bağladıktan sonra bacakları arasına aldığı yorganı çekiyorum.  "Kalk hadi,cidden üzüyorsun beni.Nazlı sabah 6'da kaldırmış Savaş'ı kahvaltı hazırlatmış,sen hala yat beni dinleme." 

Parmağımdaki yüzüklerle oyalanırken duygusal baskı uyguluyorum.Çok geçmeden yataktan kalkıp yanıma geliyor.  "Savaş evlendikten sonra çorap bile yıkamaz.Onu mu örnek alayım istiyorsun?" 

Karın bölgesinde tiki olduğunu bildiğim için ona doğru hamle yapıyorum.  "Dur tamam tamam.Gidelim hadi." 

Üzerinde gözlerimi gezdirdikten sonra konuşuyorum.  "Yüzünü yıka bari." 

Kafasını salladıktan sonra ani bir hamleyle yanağımdan öpüyor.  "Sulanma." 

Salona geçerken ilk defa bu kadar erken kalktığımı fark ediyorum.İkiz olduğumuz için mi bilinmez Nazlı kadar heyecanlıyım.Ali geldikten sonra karşı eve geçiyoruz.

 "Günaydııın! Ne güzel kokuyor burası." 

Hırkamı asarken masaya geçiyorum.Savaş ve Nazlı aynı anda konuşuyor.  "Bismillahirahmanirahim."

Önemli bir şey olduğunu düşünerek bakışlarımızı onlara çeviriyoruz ve rolü onlardan alarak Ali'yle aynı anda konuşuyoruz.  "N'oldu yine?" 

Nazlı bakışlarını Ali'ye çeviriyor.  "Ali bir daha saçlarını taramadan yüzünü yıkamadan sakın gelme,çok korktum." 

Nazlı'ya cevap verecekken Savaş konuşuyor.  "Selin sen de makyaj yapmadan gelme bize.Daha evlenmeden kör mü olalım istiyorsun?" 

Ağzıma attığım salatalığı çiğnerken kahramanım konuşuyor.  "Biz birbirimizi böyle sevdik,başkası sevmese de olur." 

Çatalıma batırdığım zeytini Ali'ye verip uzaktan öpücük atıyorum.  

"Evlendikten sonra gelmek yok böyle kahvaltıya yemeğe.Sevgiliyken de ben sizi istemiyordum Nazlı ayıp olur sus dedi diye susuyordum.Artık kapı gibi evlilik cüzdanım olacak.Ne Nazlı'yı gönderirim ne de sizi alırım." 

Kahvaltı yaparken Savaş'ın arka arkaya sıraladığı cümleleri dinliyorum.  "Nazlı bu evlenince ayaklarını yıkatır sana ben diyeyim." 

Ali'yle birlikte kahkaha atarken saate bakıyorum. "Ooo Nazlı sohbete daldık unuttuk biz kınayı.Kalk gitmemiz lazım." 

Hepimiz ayaklanıyoruz.Önce köşke gideceğiz ve sonra dağılacağız.Kapıdan çıkarken Nazlı konuşuyor.

"Savaş sana bir şey diyeceğim ama sakın şımarma."   Nazlı'nın kurduğu cümleden sonra Savaş ve Nazlı'ya dönüyorum.

 "Aşk olsun hayatım ne zaman şımardım?" 

Üçümüz aynı anda kahkaha atmaya başlıyoruz.Savaş da bozuluyor. 

"Bekarlığa veda partisinde istediğini yapabilirsin fakat sabah uyandığımda seni yanımda görmek istiyorum ona göre kudur."

İlk önce cümleye bakıyorum sonra da Nazlı'ya.Daha sonra inanamayıp kulaklarımı iyice açıp anlamaya çalışıyorum.  "Nazlı sen ciddi misin?"

İkizimle tam konuşacağım sırada Savaş araya giriyor.  "Yakıştıramadın mı Selin?" 

Ağzımla taklidini yaptıktan sonra konuşuyorum.  "Kudurmak ve Savaş kelimesi aynı cümlede olunca yakıştırmamak ne mümkün?" 

Gitti GiderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin