33.Bölüm - Unutursam Fısılda

3.1K 153 12
                                    

"Eğer beni bir gün unutacaksan,bir gün bırakıp gideceksen,boşuna yorma derdi.Boş yere mağaramdan çıkarma beni."

~ ~ ~

*Savaş*

Projemizi teslim ettikten sonra huzur kokulu evimizdeyiz. Benim açımdan çok zordu. Nazlı'yı Melisa'ya karşı tutmak herkesin harcı değil. Her ne kadar bu durum beni eğlendirse ve kıskanç tavırları hoşuma gitse de tabii.

Bu yüzden sakinlik bana huzur veriyor. Aynı kanepenin bir köşesinde varlığıyla huzur bulduğum kadın kitap okurken ben de telefondan maç fikstürümüzü inceliyorum. İşim bitince telefonu bırakıyorum ve onu izliyorum.

Mutluluk uzak değil. Mutluluk birini sevmekte. Ben şu an oturduğum yerden sevdiğim kadını izleyerek mutlu olabiliyorum.

Kitabını aşağı indiriyor. Bana bakıyor. "Daldın gittin? Ne düşünüyorsun?"

Derin bir nefes alıp veriyorum. "Seni, beni, bizi."

Elindeki kitabı masaya bırakıyor. Üstünden battaniyeyi sıyırıyor ve kalkıyor kanepeden.
Yanıma geliyor. İkimizin üstüne çekiyor battaniyeyi. Kolumu omzuna atıp kafasını göğsüme koymasını sağlıyorum.

"Sen bana evlenme teklifi ettin."

Gülüyor. "Ben yaptım öyle bir hata değil mi ya?"

Yan gözle mimiklerini izliyorum. İnsan hakaret yiyeceğini bile bile söyler mi bir şeyi? Söylüyormuş.
Önce gözlerini büyütüyor.

"Hata mı! Seni tek taşımla döverim. Salak salak konuşma."

Kahkaha atıyorum. Nasıl da seviyorum bu hallerini. Kaleme dökemeyecek kadar! Saçlarından öpüyorum.

"Hırçın prenses, verdiğim en güzel karardı. Asla pişman olmayacağım karar. Aslında sence de artık bir düğün yapmanın vakti gelmedi mi?"

"Ben korkuyorum. Çok hızlı yaşamaktan. Hızlı yaşayıp çabuk bitiririz diye bu korkum. Her yaşı her anı yerinde ve uzun uzun yaşamak istiyorum."

Ben de korkuyorum. Kaybetme korkusu insanı içine bazen o kadar çok çekiyor ki. Yarın ne olacağı belli değil. Bu durumu daha da içinden çıkılmaz kılıyor. Ama bunları söylemiyorum. Sadece susuyorum. Elimden tutuyor ve parmaklarını parmaklarımın arasına geçiriyor.

"O akşam. Galata'daki. Benim için çok özeldi. Hayatımın en özel anıydı hatta. Evlilik teklifi etmiş olan özel kılmadı. Söylediklerin özel kıldı."

Elimi elinden çekiyorum ve çenesinden tutup yüzünü kendime çeviriyorum. Konuşmaya devam ediyor.

"Senin bana böylesine baktığın her an kaydedilesi."

Şu an kelimeler yetecek gibi gelmiyor. Gözlerim dudaklarına kayıyor. Beni bu kadar duygusal anlamda kendine çekmesinden sonra kendimi tutamıyorum.

Dudaklarımı önce dudakları üzerinde gezdiriyorum. Beni beklemeden öpüyor. Sakallarımda ellerini gezdiriyor. Bacaklarını bacaklarıma doluyor. Nefes almak için kısacık bir ara verdikten sonra belinden kendime daha çok çekiyorum. Yine buluşuyorum pembenin açık tonu dudaklarıyla. Kirpikleri kirpiklerime karışıyor.

Ruhumuz karışıyor birbirine.

Sakalımdaki elini boynuma indiriyor. Boynumdaki eliyle baskı yaptıkça bende belindeki elimi sıkıyorum. Biraz sonra üstümüzdeki battaniyenin düştüğünü fark ediyorum.
Ayrılmadan dudaklarıma son kez kısa bir öpücük bıraktıktan sonra kollarımdaki yerini geri almaya çalışıyor. Biraz sonra nefeslerimiz düzeliyor. Göğsümde gözlerini kapamış şekilde yatıyor ve konuşmaya başlıyor.

Gitti GiderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin