13.Bölüm - Akıllı Bir Deli

3.8K 187 12
                                    

*Selin*

Son bir haftadır aldığım en iyi uyku.Tüm yorgunluğumu attığımı hissediyorum.Evi tamamen yerleştirdik artık.Bazı yerlerde Nazlı'yla sorunlar yaşasak da ortak kararlar aldık ve ortaya müthiş bir ev çıktı.

En son diğer evden kişisel eşyalarımızı alırken Peri'yle vedalaşmak zor geliyor tabii.İki günde bir görüşürüz desek de,ne o ayrılmak istedi ne biz.

Yatakta oturmuş yeni evimin mutluluğunu yaşarken zil sesiyle kapıya gidiyorum. Karşımda Allah affetsin dalyan gibi bir çocuk duruyor ve bu Ali değil.Çocuğu incelerken Nazlı geliyor yanıma.

"Ne oldu? Ne istiyorsun?"

"Saat onda apartmanın çardak kısmında toplantı var,siz de davetlisiniz."

"Tamam,geliriz."   Çocuk giderken bu sırada Nazlı da söylenmeye başlıyor. Zil bir daha çalıyor.Nazlı yüzünü yıkamaya giderken kapıya bakıyorum. İşte benim yakışıklım! Şu gözlere bak,şu vücuda bak,bir dakika.Vücut--

"Ali senin tişörtün nerede!?"

"Sıcak ya,giymedim evde işte.Toplantı varmış,katılacak mısınız? "  Ah Ali,bu şekilde karşımda durman ikimiz için de sağlıklı değil.Onu içeri çekiyorum ve iyice yaklaşıyorum.Bir yandan da Nazlı geliyor mu diye de  kontrol ediyorum.İyice belimi sarıyor ve kollarını doluyor.

"Katılırız büyük ihtimalle."

"İyi bari,orada görüşürüz." Dudaklarına kısa öpücük kondurup geri çekiliyorum.Nazlı gelene kadar enerjimi de almış oluyorum.


*****

*Nazlı* 

Apartman toplantısının ardından hep beraber kahvaltı ediyoruz. Toplantıyı hatırlayınca yüzümü buruşturuyorum. Ne kasıntı tipler vardı öyle!

"Ee nasıl buldunuz apartmandaki tipleri?" diye soruyor Ali çatalına aldığı zeytini ağzına atarken.

"O kadar çoklardı ki hiçbirini hatırlamıyorum bile. Beynim error verdi."

"Ben size kısaca özet geçeyim. O yaşlı, her şeyi bilirim kafasındaki bunak minnoş teyze Neriman teyze. Binada ne olur ne biter hepsini bilir. Ayrıca yaptığı günleri ile meşhurdur."
  diyor Ali.

"Yöneticiyi zaten anlamışsınızdır, ha bire konuşan. Aynı zamanda Haluk Dayımın arkadaşıdır kendisi." diye devam ediyor Savaş.

"Kapıcı Cemil Abi ve karısı Duygu da apartmanın komedisidir. Çocukları da cabası tabii olayın." diyerek kaldığı yerden devam ediyor Ali. Selin'le beraber kafamızı bir Ali'ye bir de Savaş'a çevirip duruyoruz. Evet şu an error verdiğimiz kesin.

"Ha bir de iki tane kız vardı, biraz şey bir tiplerdi,anlarsınız ya.."  diye devam ediyor Savaş. Ben kaşlarımı kaldırıp ona bakıyorum ama o farketmiyor bile. "..onlar da binanın mankenleri. Biri ara birisi Ali'ye yavşamıştı." diyor gülmeye başlarken. Ali de eski bir anıyı hatırlamışcasına kahkaha atıyor.

"Oğlum ne günlerdi be."  Ben onların bu haline yüzümü buruşturuyorum. Tamamen iğrençler.

"Özlediniz mi bari?" diye soruyor Selin sinirle çatalını tabağındaki peynire batırırken. Daha çok peynire eziyet ediyor ama farkında değil canım ikizim.Peynire kendi gözünde Ali'nin resmini falan yerleştirdi sanırım.

"Selin, peynire yazık değil mi canım kardeşim?" diyorum.

"Ha?"  diye kabaca bir soru yöneltiyor. Gözlerimi deviriyorum.

"Diyorum ki artık neye sinirlendiysen,"  İmayla kaşlarımı kaldırırken devam ediyorum. "..peynirden çıkarma hırsını."  Şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırarak boğazını temizliyor.

"Neye sinirleneceğim canım? Bir çocuk vardı hani, habire bize bakıyordu. O geldi aklıma."

"Hangi çocuk?"
  diye soruyor Savaş ve Ali aynı anda.

"Mavi tişörtlü çocuk."  diyoruz aynı anda saf saf. Savaş ve Ali aynı anda kaşlarını kaldırarak sandalyelerinde geriniyorlar. Evet,anlaşılan sinirlendiler. Hadi Savaş'ı anladım tamam ama, peki ya Ali? Sanırım karıştırmam gereken bir mesela var. Yüzüme tatlı bir gülümseme kondurarak devam ediyorum ve ayağa kalkıyorum.

"Ee kimin çayını tazeleyeyim?"

Gitti GiderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin