17.Bölüm - Konak bizim,havuz bizim!

4K 174 7
                                    

*Nazlı*

  Dün geceki harika konserin ardından eve epey geç bir saatte ve baya yorgun geliyoruz. Tabii dolayısıyla kendimizi de direkt yatağa atıyoruz. Uykumu bölen ise sabahın 9'unda çalan bu telefon! Söverek komidinden telefonumu bularak baygın gözlerle açıyorum.

"Sabahın bu saatinde beni arama cesareti bulabilen hangi şanssız kişisiniz acaba?" Tamam belki biraz kaba açmış olabilirim ama sonuçta uyku bu! Öyle rahatsız edilir mi hiç insan uyurken?

"Abla benim, Peri." Ses tonundan gözlerini devirdiğini buradan hissedebiliyorum.

"Az önceki sözlerim hala geçerli Peri."

"Önemli olmasa bu saatte aramazdım abla."

"Anneme bir şey mi oldu yoksa Peri?" diyorum az öncekinin aksine telaşla yatakta doğrulurken.

"Tam olarak öyle değil de.."

"Konuşsana Peri! Ne oldu anneme?"

"Ya anneme bir şey olmadı!" diyor telaşla. Daha sonra derin bir nefes alarak devam ediyor. "Annem ve Haluk Abi'nin arası biraz limoni sanırım abla. Burada işler biraz karışık. Hep beraber buraya gelseniz de tüm aile kahvaltı yapsak olur mu?" Sinirle gözlerimi kırpıştırıyorum. Haluk kişisi yine yapmış yapacağını.

"Tamam sakin ol ablacığım sen. Biz en fazla bir saate orada oluruz." Telefonu hızla kapatıp yataktan kalkıyorum. Dolaptan kıyafet seçerken bir yandanda telefon elimde Savaş'a mesaj atıyorum. Ve tabii işin en zor kısmı, Selin Hanım'ın bir saatte hazırlanacak olmasını bildiğimden hızla bağırıyorum.

"Selin! Hemen kalk ve hazırlan. Bizi bekleyen bir aile kahvaltısı var!"

*****

Herkes sessizce kahvaltısını yaparken ortamın gerçekten gergin olduğunu fark ediyorum. Ahmet Amca da ortamdan sıkılmış olacak ki hafifçe öksürüyor ve konuşmaya başlıyor.

"Ee kızlar, üniversite hayatı nasıl gidiyor?"

"Çok iyi Ahmet Amca'cım." diyor Selin gülümseyerek. Bu sefer Ali'lere dönüyor Ahmet amca.

"Siz ne alemdesiniz bakalım? Var mı bir şeyler?" diyor göz kırparken. Ben istemsizce başımı eğiyorum. Sanki şu anda tamda alnımın ortasında 'Savaş'la sevgiliyiz biz!' yazıyor da herkes görecekmiş gibi. Sanırım ciddi anlamda paranoyaklaşmaya başlıyorum.

"Var tabii olmaz mı?" diyor Ali keyifle. Gülmemek için zor duruyorum. Garibim Selin gözlerini irileştirerek Ali'ye bakarken birden öksürmeye başlıyor.

"Ne oldu kardeşim? Gıcık mı tuttu?" diyorum Selin'e su uzatırken. Tabii gülmemeye çalışmak çok zor bu sırada. Savaş da tam bir uyumlu sevgili örneği olarak Ali'ye dönüyor.

"Hadi ya? Bizi de tanıştıracak mısın kuzen?" Selin suyunu içmiş gülmeye çalışıyor.

"Yaa tabii, biz de tanışalım mı Aliş?" diyor imayla. Masadakiler bize deliymişiz gibi baksa da biraz pek umursamıyoruz.

"Tabii,en kısa zamanda." diyor Ali şirince gülümserken. Cidden iyi eğleniyoruz şu anda.

"Ee Güneş Hanım, düşündünüz mü iyice?" diye soruyor Rana Hanım anneme. Kaşlarımı çatıyorum. Neyi düşünecek ki?

Gitti GiderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin