★17☆

492 26 2
                                    

Not: Medyadaki şarkı Amy (Sarah'nın annesi )ve Adam Wood (Noah'ın babası) için

Keyifli okumalar. ❤︎

Cody gözlerini kıstı. Bakışları bende değil karşısındaki elbise dolabındaydı. Dikkatli bir şekilde onu izliyordum. Vereceği tepkiyi merakla beklerken bana döndü. Gözleri artık kısık değildi. Kahverengi gözlerine baktım ve orada bana yardımcı olacak ışığı aradım.

Ama yoktu.

Cody keyifle gülerken kurduğum cümledeki şaka unsurlarını düşünüyordum. Kelimelerimin hiçbir harfi şaka barındırmıyordu. Gülmesine anlam veremedim.

"Sarah, Sarah, Sarah... Onu 'abi' olarak gördüğünü hepimiz biliyoruz zaten. Bunu söylemek için Sidney'den döner dönmez soluğu yanımda almana gerek yoktu."

Boş gözlerle Cody'ye baktım. Ciğerlerime derin bir hava bahşettikten sonra "Cody," dedim. O sırada telefonum titredi. Telefon elimde olduğu için babamdan mesaj geldiğini görebiliyordum. Beni eve çağırıyordu.

Söyleyeceğim şeyden vazgeçip ayağa kalktım. "Eve gitmeliyim." Hızla odadan çıktım ve merdivenleri aynı hızla indim. Cody ardımdan bana seslense de aldırmadım. Canımı sıkmıştı. Ona, vardığı kanının yanlış olduğunu ve gerçekleri tek tek anlatabilirdim. Ama yorgundum, hem de çok.

Bayan Warner mutfaktan çıkıp bana "Gidiyor musun tatlım?" diye sorduğunda kapıyı açıyordum. Cody bana yetişmişti.

"Evet, Bayan Warner. İyi akşamlar." Kapıyı ardımdan kapatıp koşarak kendi evimin kapısına geldim.

Belki de Cody'ye bunu yanlış zamanda söylemiştim, belki de Cody bunu söyleyeceğim doğru kişi değildi. Belki ilk söylediğim kişi Luke olmalıydı.

Parmağım zile dokunur dokunmaz babam kapıyı açtı. Buna sevindim çünkü üşüyordum. Babamı geçip hemen merdivenlere yöneldim.

"Hey, yemek yemeyecek misin?" O kadar yorgundum ki açlığımı bastırıyordu.

"Hayır, uyuyacağım."

Hızla odamın kapısını açtım. Karanlık odaya adımı atar atmaz ayağım sert bir şeye çarptı ve önce o sonra ben onun üzerine düştük. "Ah!" Acı içinde inlerken babamın sesini duydum.

"Sarah?"

"Düştüm." Babam odanın ışığını açtığında beyaz ışık ilk önce gözlerimi acıttı. Gözlerim ışığı alıştığında ise üzerinde olduğum şeyin bavulum olduğunu gördüm. Babam kalkmama yardım ederken bu bavulun burada ne işi olduğunu düşünüyordum.

Babam iyi olduğuma emin olunca bavulu kapının arkasına koydu ve alnımı öptükten sonra odadan ayrıldı. Soluğu elbise dolabımın önünde aldım. Üzerimi o kadar hızlı bir şekilde değiştirdim ki sanki bu bir saniye kadar sürdü.

Yorganın altına girdiğimde acıyan gözlerimi kapatmakta tereddüt ettim. Düşünmeli miydim? Hayır, önce uyumalı belki istersem sonra bugün yaptıklarımı tartmalıydım.

Uykuya çok ihtiyacım vardı, öyle ki sabah babam okul için uyandırdığında kalkmamak için direttim. Başka bir kıtadan, başka bir ülkeden yeni gelmiştim ve babam okulu asmamı istemiyordu. Babama göz bile deviremedim. Sonunda onun istediği oldu ve kendimi okulda, onun dersinde buldum.

"Sarah?" Babamın sesiyle başımı yasladığım kolumdan kaldırdım. Sanırım onun dersinde ilk kez uyuyordum. "Sence yazar bu metinde ne anlatmak istemiş?"

Gözlerimi açamayarak babama baktım. Hangi metinden bahsettiğini bile bilmiyordum. Babamın mavi gözleri korkutucu geldi. Gözlerimi kaçırdım. "Bilmiyorum baba."

Yıldız Tozu ✓ Where stories live. Discover now