16. Bölüm İlk Kurşun

En başından başla
                                    

Babasının dediği gibi son olsaydı şu an burada olmazdı. Karmakarışık düşüncelerle babasını sorup merdivenleri hızla çıktı. Son merdiveni çıkıp geldiğinde koridorda annesi ve Seza gözüne çarptı. İkisi çaresizce ellerini birbirlerine sımsıkı kenetleyip oturuyorlardı. Adımları birden kuvvetlendi ve hızlı adımlarla yürümeye başladı. "Anne" sözü koridorda yankı yaparken Handan başını kaldırıp kızına baktı. Hemen ayağa kalkıp sarıldı. Seza ikisini dolu gözlerle izlerken ikisine birden sarıldı. Hande ağlıyor annesi kızının saçlarını okşuyordu. Çekilip annesinin donuk gözlerine baktı.

"Nasıl oldu?"

Handan kızının elini tutup oturduktan sonra sanki izliyormuş gibi anlatmaya başladı.

"Gece oldu. Benden önce yatmıştı. Işığı kapat dedi ama sesi bir garipti. Yanına gidip baktım yüzü ve tüm vücudu ter içindeydi. Kalp krizi geçiriyormuş. Hemen ambulansı aradık. İşte şimdi buradayız. Yoğun bakıma aldılar. Ambulansta kalbi durmuş. Hem de üç kez. Beynine oksijen gitmemiş. Doktorlar bir şey söylemiyor. Bekliyoruz."

Hande dudaklarını bastırıp ağlarken annesine sarıldı. Kendinin aksine annesi hiç ağlamıyordu. Oysa annesi babasına deli gibi aşıktı. Babası da aynıydı. Onların birbirine bakışına hep imrenirdi. Son olaydan sonra annesinin o bakışları yerini önce nefrete sonra boş ve anlamsız bakışlara bırakmıştı hem de sonsuza kadar.

"Nasıl haber alacağız? Durumu hakkında bir şeyler öğrenmemiz lazım."

Seza Hande'nin kolunu tutup göz işareti yaparak elinden tuttu. Birlikte bir kaç adım uzaklaşırken kaçamak gözlerle Handan'a bakıp sessizce konuştu.

"Erdem'le konuştum. Biraz sonra gelecek. Bu hastanede çalışmıyor ama arkadaşları varmış. Birazdan gelecek."

"Erdem'in uzmanlık alanı neydi?"

"Dahiliye."

"Anladım. Sen gördün mü?"

"Babanı mı?"

"Evet."

"Yok görmedim. Handan teyzemi aradım hastanedeyim deyince koşup geldim. Sonra hemen seni aradım. Bu zamana kadar tek başına burada beklemiş."

Hande annesinin perişan ama bastırdığı haline bakınca gözleri doldu.

"Hiç şaşırmadım. Sen aramasan kimseyi aramaz burada beklemeye devam ederdi."

Hande dalgın gözlerle annesine bakarken Seza heyecanla karşıya bakıp konuşmaya başladı.

"Erdem geldi!"

Erdem hızlı adımlarla Seza'nın yanına gelince üzgün gözlerle Hande'ye baktı. Sonra annesine en son Seza'ya. Bakışları Hande'nin soran gözleriyle buluştuğunda huzursuzca nefes aldı.

"Geçmiş olsun. Durumu arkadaşlardan öğrendim. Şu an durumu stabil. Kalp damarlarında bir sorun yok. Strese, sıkıntıya bağlı bir kriz. Zaten biliyorsunuz yoğun bakımda. Kendine gelmesini bekliyorlar."

Hande biraz rahatlarken teşekkür edip annesinin yanına geldi. Olanları tek tek anlattı ama annesi tepki vermeden dinliyordu. Ne üzüntü, ne rahatlama, ne de iyi haberi aldığı için bir mutluluk. Hiçbir şey yoktu.

"Hayırlısı."

Hande şok içinde annesine bakarken ne diyeceğini bilemedi. Hayırlısı? Bu annesinin ağzından duyacağı bir söz değildi hele ki böyle bir durumda. Hepsi kendinin yüzünden olmuştu. Kendisi olmasaydı bunlar olmayacaktı. O adam, Kerem Karahan doğru söylüyordu. Hepsi kendinin suçuydu!

ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin