-15-

33.6K 1.8K 73
                                    

Doruk'tan...

Bu ülkede zorla adam kaçırma suç değil mi? Birinin bunu Eylül denen kıza söylemesi gerek. Hayır hem kaçırıyor hem mızmızlanıyor. Arkadaş ben bunu hak edecek ne yaptım ya?

"Ah midem!" dedi suratını bir kez daha buruşturarak. Gözlerimi devirerek söylendim. "Madem uçak tutuyor neden biniyorsun?"

"Bunu daha öncede konuştuk." dedi zorlukla. Suratı gerçekten berbat görünüyordu. "Ne??" Söylemek istediğini yine anlayamamıştım.

"Doğru sen hatırlamıyorsun... çünkü otobüs yolculuğu çok uzun onda daha kötü oluyorum "dedi beni aydınlatmaya çalışarak. "O zaman bir tuvalete git. Yüzün kireç gibi oldu bu halin eskisinden daha kötü." dedim öneride bulunarak.

"Niye üstüne kusacağım belki!" dedi benim sakin tavrıma karşın. E tabi benimde sakinliğimin bir sınırı vardı... "Bak kızım zaten seni hatırlamıyorum. Böyle deyince hiç hatırlayasım gelmiyor. En iyisi sus sen!" diye hafifçe bağırdım. Daha yüksek sesle onu korkutmayı isterdim ama uçağa yeterince rezil olmuştuk. Hostesin yanımıza gelip bizi uyarmasını istemezdim.

"Niyeymiş o? Sen bana böyle aşık oldun!" dedi dudaklarını büzerek. Kabul etmeliyim mimikleri ona yakışıyordu. Ama ben ona aşık değildim şunu söylemekten vazgeçmeliydi.

"Hım evet." dedim dalga geçercesine. Böyle aşık olmuşmuşum. Külahıma anlat onu. Çekici, seksi, güzel olan bir yanın var mı ki ben Doruk Seçkin sana aşık olayım ???

"Ne yani bu uçak sana hiç bir şey hatırlatmıyor mu?" dedi merakla. Biraz düşünüp cevap verdim. "Hayır...hatırlatması mı gerek?"

"Evet sen benim direğimdin!" dedi bileğimi eliyle kavrayarak. Dokunuşuna değil de söylediğine takılmıştı aklım. "Ne direği?"

"Of bu halimle bir de sana laf mı anlatacağım?" diyerek çekti elini bileğimden ve kollarını birbirine geçirip öndeki koltuğun arkasına baktı bir süre. Dayanamayıp döndü bana tekrardan. Yüzündeki endişeli ifade daha da artmıştı. Parmaklarını önce alnına sonra şakaklarına değdirdi ve gözünün önüne gelmiş birkaç asi tutamı kulağının arkasına sıkıştırdı. "Doruk.."

Kahve gözlerini incelerken mırıldandım. "Hım."

"Beni, beni hiç hatırlamıyor musun?" dedi. Gözleri hatırlamamı dilercesine bakıyordu. Ama onunla ilgili bir şey yoktu kafamda... "Hayır."

Zorluyorum ama çıkmıyor ne yapayım? Tuvalette gibi hissettim lan.

"Azıcık bile mi?" dedi işaret parmağı ve başparmağının arasında küçücük boşluk bırakıp göstererek. "Bir dakika bir şey hatırladım." dedim gözlerimi irileştirerek.

"Hah ne, ne hatırladın?" dedi heyecanla. Elimi çeneme düşünür gibi koyarak konuşmaya başladım. "Sen kırmızı gecelikle odama geliyorsun... ve... biz..." dedim sonuna doğru çapkın gülümsememi genişleterek.

"Oha pis sapık!" diye omzuma bir tane geçirdi. Dokundu diyemeyeceğim baya baya geçirmişti. Sonra sanki vuran o değilmiş gibi yanakları hafifçe kızardı. "Ne sevgiliyiz dedin bunu hiç yapmadık mı?" dedim onun yüzünün kızarmasını fırsat bilip.

"Hayır sapık herif, sevgiliyiz diye illa bunu yapmamız mı gerekiyor?" diye sinirle sordu. Tabii ki altta kalmadım. "Ben Doruksam yapardım. 2-0 çirkin şey." dedim.

"Ne??"

"Birincisi galatasaraylı olman, ikincisi o işi yapmamamız." 2-0 öndeydim şimdiden hey yavrum hey bir de aşıkmışım.

" Sümsük!" diye mırıldandı. "Ne?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Çirkin değil sümsük diyordun bana!!" deyip pencereye dönerek başını yasladı.Yüzünü göremiyordum. "Ha iyi o zaman sümsük." dedim alayla.

Planlanmış AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin