Planlanmış Aşk

-14-

Ah şu an bu gergin ortamdan nasıl kurtulacağım hakkında fikri olan parmak kaldırsın. "Demek siz sevgilisiniz!" dedi Sıla.

"Ah evet." dedim yavaşça. "Adın Doruk demek çok güzel bir isim." dedi Ceyda.

"Evet annem sağolsun."

"Nasıl tanıştınız?" dedi Can. Neden makineliye bağlamış gibi soru soruyor bunlar? "Ben ona çarptım. Bavullarla. Daha doğrusu geçirdim. Sıradan bir tanışma." dedi Doruk ve gülümsedi.

Çıt sesi bile çıkmadı. Ah bu fikri bana sokan Aslı'yı öldürmek istiyorum.O Burak'ı tanıştırırken böyle değildi. "Ve sen bu adama aşık oldun?" dedi Anıl.

"Evet." dedim keyifle ve Doruk'a doğru eğildim. "Romantik şeyler desen ne olurdu sanki?"

"Doğruyu söyledim ne var?"

"Toplum arasında fısıldamak yasak" dedi Aslı. Seni döveceğim Aslı. Kafanı kıracağım. "Ah biz bir lavaboya gidelim." dedi Sıla.

Ayağa kalkmadan Doruk'a fısıldadım. "Adam akıllı cevap ver yoksa seni mahvederim." Pis pis sırıtınca cimdikledim.

"Ah..."

"Ne oldu?" dedi Can. Doruk hemen belini tuttu. "Hiç belim... bende bel düzleşmesi var da."

Gülerek tuvalete gittim ve kizlar beğenisini dile getirdi. Bunu biraz da Doruk'a belli edebilirsiniz. Kaplten gidecek te.

Çok beklemeden yeniden içeri gectik. Doruk hemen geldim diye nerdeyse ayağıma kapanacaktı mutluluktan. Zor sorular sordular demek ki. "Siz hiç öpüştünüz mü?" dedi Can aniden.

Ben ağzımdaki içeceği geri çıkarırken Doruk öksürük krizine girdi. Sorular böyleyse acıdım valla. İlk ben konuştum. "H...hayır!"

"Eylül doğruyu söyle ilk sen öptün değil mi?" dedi Aslı.

"Ne? Hayır." dedim itiraz ederek.

"Merak etme. Kızların ilk olması en iysidir." dedi Ceyda. Bunlar ne içti ya?

"Ne? Öyle değil diyorum."

Doruk bana doğru eğildi. Dudağıma kısacık bir öpücük kondurdu. Nefes al Eylül. Ben pür dikkat ona bakarken konuşmaya başladı. "Ben öptüm ya da o öptü ne fark eder. Sonuçta birbirimizi seviyoruz."

Ah ne tatlı, çekici, ateşli, yakışıklı... kes Eylül. O senin sevgilin o sana ait. Bana döndü hemen. "Artık gidelim mi?"

"Olur!" dedim. Gerçekten şu an bundan daha çok istediğim bir şey yok. Arkadaşlarımla vedalaştık. Hepsi ağzı açık bir şekilde bizi uğurladı. Arkamızdan dedikleri şey "Birbirlerine çok uygun iki çatlak." tı. Yolda giderken ilk Doruk konuştu. Dudağını büzmüş, birbirine kenetlenen ellerimize bakıyordu. "Onu da böyle tuttun mu?"

"Ha ne?"

"Poyraz'ı diyorum, onun da elini tuttun mu?" dedi ve yan yan baktı. "Oo hem de çok!!" dedim ve hemen sustum. Ne diyorum böyle?

"Bari belli etme. Senin ilkin değilim."

"Hım öpücükte de değilsin." dedim. Aşkını söylediği gün ilk o öpmüştü aslında. Maksat sinir etmek. "Sen öyle san!"

"Ne?" Bak bu planıma ters. Bir kere de planım tam gitsin. "Sarhoş olduğun geceyi hatırlıyor musun?"

Sarhoş mu? "Hayı... yoksa... yapamazsın!"

"Tam üstüne bastın canım."

"Pislik ilk öpücüğüm sevdiğim adama olacaktı." dedim ve Doruk'un elini bırakıp koluna vurdum. "Ee şu an beni seviyorsun."