Ponçiğin Peşinde

456 26 68
                                    

Hikayede okulun başından beri bir çocuğu kesen Heracles'in çocuk onu farkedene kadar ki yaşadığı olayları anlatıyor. Anlatan Heracles. Hikayenin sonunda karakterleri ayrıca açıklayacağım. Medyada Sadık ve Heracles var. (Gerçekçi olanları buldum Sadık biraz değil ama yine de feels) DİKKAT: Yaoi içerir.
-------------------------------------
   "Sadık arkamızda duruyor dikkatli olun."

"Tamam dkskxkfkkcmc :D"

"Lan gülmeyin hsjjd :D"

Okulun başından beri onu kesiyordum. Neredeyse onunla ilgili herşeyi biliyordum. Ona karşı aşırı bir ilgim vardı. Ta ki ondan bir şekilde soğuyana kadar.

Sınavlar başlamıştı. En nefret ettiğim. Gupta ve Stelios sanırım sınav konusuda benden daha iyiler. Kendimi hazır hissetmiyordum. Sınıflar karıştırılıyordu. Ben kendi sınıfımdaydım. Sadık ile aynı sınıftaydık. Benim yanım boştu. Yanımdaki sırada Elizabeta oturuyordu. Sadık yanımdaki boş sıraya biraz bakındı. Sonra Eliza'nın yanına oturmaya karar verdi. Sonuçta yanımdaydı. Eliza benim Sadık'a karşı olan hislerimi biliyordu. Benim hakkımda konuştu onunla, bana resmen ayarlamaya çalıştı Sadık'ı. Şahsen benim hoşuma gitmemişti. Etrafıma bakındım. Tahtanın yansımasından Sadık'ın bana baktığını görebiliyordum. Şu aralar bana kafayı takmıştı o da. Kuzey ve Wendy'nin benim hakkımda konuşarak Sadık'ın benimle alay etmesini sağlaması falan... Yok okula kedi mi getiriyormuşum ne. Wendy çok alaycı değildi. Sanırım kediyi şirin bulmuştu. Stelios Sadık'ın beni sevdiğini düşünüyordu. Zaten sürekli aramızı yapmaya çalışıyor. Gupta ise Sadık ile konuşmam için bana cesaret veriyordu. Vermeye çalışıyordu. Çünkü ben onunla daha konuşmadım ve konuşmayı da düşünmüyordum. Kantinde genellikle ben, Stelios, Gupta, Eliza, Kiku, Nikola, Ludwig ve Feliciano bir masada otururduk. Ve onlar da yan masaya geliyorlardı. Bir gün yine aynı yere geçtik. Nikola sessizce belirtti: "Seninki geliyor Hera." Tanrıya şükür içlerinde en sessiz belirten Nikola idi. Zaten sesi de çok çıkmazdı. Eliza oradan atıldı: "Ne ponçik ama :)" Eliza'ya bakarak hafifçe gülümsedim sonra kafamı salladım. Vlad işi bozmuştu.

"Eniştemiz yakıyor!" Gülümsememi ortadan kaldırıp gözlerimi Vlad'ım üstüne diktim. "Oha yavaş!"

Diğerleri muhabbet ederken asosyal gibi durmayayım diye sohbete katılırdım. Maalesef ki Gupta sürekli izlediği ya da gördüğü komik şeyleri gösterip herkesi güldürürdü. Ben ise kahkaha atmamak için zor tutuyordum. Çünkü yan masada Sadık, Kuzey ve Wendy vardı.

"Sadık sana bakıyor." dedi birden Stelios. "Çaktırmamaya çalışıyor ama Kuzey'in gözlerini sana dikmesinden hiç te çaktırmıyormuş gibi gözükmüyor."

"Gupta, Stelios, şimdi bakıyor mu?" sesim fısıldamaya çalışmaktan hiç çıkmıyor gibiydi. Zaten sesim çok az çıkıyordu.

"Bu sefer Wendy de bakıyor."

"O neden bakıyor şimdi? Sadık dışındakiler niye bakıyor? Sadık da bakmasın artık ondan da gına geldi." sesimi belki çaprazımdaki Ludwig bile duyamamış olabilirdi. Stelios kolumdan tutup "Tamam. Şimdi bakmıyor." Hafifçe ayağa kalkıp masalarına doğru baktım. Bunu eskiden daha iyi yapardım her dakika ne yaptıklarına rahatlıkla bakabiliyordum. Ama şimdi nedense bunu yaparken geriliyorum.

Başka bir gün ise tekrar aynı masaya oturduk. Bu sefer sadece ben, Stelios, Gupta ve Nikola vardı. Ve yine yanımızdaki masaya oturdular. Masaları benim karşı tarafıma denk geliyordu. Yani masalarını rahatlıkla görebiliyordum. Birşeyler yemek için aşağıya inmiştik. Stelios elindeki çubuk krakerler ile geliyordu. "Heracles? Birşey yemeyecek misin?" Olayı anlamış olmasının gerektiğini düşündüm. "Görmüyor musun Stylo? Tam karşımızdalar. Ben bu haldeyken birşey yiyemem." Gupta oradan atıldı. "Saçmalama Hera! Karnın aç ve sen böyle akşama kadar dıramazsın." Gupta'ya boş boş baktım.

• HETALIA FAN FICTIONS •Where stories live. Discover now