Ah kalkmak istemiyorum! Gerçekten. Jackson'ı arayıp buluşmamız gerektiğini ve ona burdan taşındığımı söylemek zorundaydım. Onunda bizimle gelmesini isityordum. Ama tüm o yaratıkları düşününce... Acaba abilerime avcılığı bırakıp normal bir hayat istediğimi mi söylesem? Bence kahkaha atarlar. Avcılık benim kanımda var. Acaba annemin yanına taşınmak istediğimi mi söylesem? belki o zaman Jackson'da benimle gelebilir. Annem (Ellen) avcılığı bıraktı gerçi Jo hala devam ediyor. Ama onun kendi evi var. Tamam Lais. Bu kadar düşünmek senin için bile fazla. Sadece şu lanet olası mesajı at artık.
Kime: Jackson
Beni otelden al. Not: Kötü haberlerim var :c
Bu arada aklıma Mix CD'si geldi... Unutmuştum! Hemen Sam'in bilgisayarını çalmalıydım. Onların odasına girdim. Sam duştaydı su sesleri geliyordu. Dean'da mini buzdolabını karıştırıyordu. Tek yapmam gereken masanın üzerindeki bilgisayarı alıp kaçmak ne kadar zor olabilir ki? Sadece sessiz olmam gerekiyordu. İlk adım ve bu da ikinci adım...
- D: Selam Lais!
Hı? Arkası dönüktü beni nasıl duyabildi ki? Sanırım kurtadamlar onu da ısırmış.
- L: S-s-selam Dean *sırıtarak*
- D: Sen buraya geldin çünkü..
- L: Sam'in bilgisayarını çalıcam. Sakın ona söyleme çünkü hatırlıyorsan colt hala bende.
- D: Tabi ki söylemiycem! Biz Team Dais'iz salak.
- L: Aaa.. tamam *garipsiyerek*
Hemen şarkı listesini hazılardım. Maroon 5, Deep Purple, Gaga, Oasis, The Pretty Reckless, Macklemore, Ke$ha... Daha çok yolda dinlenecek şarkılar koymuştum. Telefonum titreşti.
Kimden: Jackson
Benimde
Sonuna en azından bir xx ya da somurtgan yüz koyabilirdin değil mi Jacky? Erkekler... Asıl merak ettiğim onun kötü haberinin ne olduğuydu. Dışarıdan kona sesi geldi Jackson'dı. CD'yi alıp aşığı indim.
- L: Selam
- J: Selam
Üzgün görünüyordu.
- L: Şey Mix'i yaptım.
Sadece gülümsedi gerçekten kötü gözüküyordu. Acaba bugün söylemese miydim?
- L: Hey sen iyi misin?
- J: A evet sayılır bana vericeğin şu " kötü haber " ne bakalım?
Biraz da olsa neşesi gelmişti. Sonunda.
- L: Aa.. Açıkçası nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Tama direk söyliycem böylesi daha kolay olur. Abimlerinburadaişibittivetaşınmakzorundayız.
- J: Biliyorum.
- L: Ne?
- J: Çünkü dün abilerin kız kardeşlerimi ve babamı öldürmüşler.
O an. Sanki içimdeki bütün kan ayakalrıma hücum ediyormuş gibi hissettim. Hiçbişey yokmuş gibi. Düşündüğüm bütün herşey... Gerçekmiş. Ağlamaya başladım.
- L: Yani.. Şimdi.. Biz ayrılıcak mıyız?
- J: Üzgünüm Lais. Gerçekten.
- L: Otele doğru gider misin? Lütfen.
- J: Peki. Ağlamayı keser misin lütfen?
- L : Kapa çeneni.
- J: Tamam ben sustum.
Maroon 5 - She Will Be Loved çalmaya başladı. Tam zamanında. Daha çok ağalamaya başladım tabi ki. Otelin önüne geldik. Son birkez onu öptüm. Ama bu sıradan bir öpücük değildi. Bunu hissediyordum. Yani gerçekten böyle mi bitecekti?
- J: Seni seviyorum.
Cevap bile vermedim. Herzaman bir umut vardır. Sonuçta biz kıyameti engelledik. O sadece kolay yolu seçti. Senden nefret ediyorum Jackson Fields. Nefret.
* BU BÖLÜM İÇİN YORUM VE BEĞENİ PATLAMASI İSTİYORUM!! YOKSA SEZON FİNALİ ÇOK GEÇ YAZARIM -_- (BLÖF YAPIYOR) YORUM YAPIN!
