KİTAP KOKAN KADINLAR-DAYDREAMER_PUMPKİN

Start from the beginning
                                    

Yakın çevremden yazdığımı duyan herkesin uzaylı görmüş tepkisine maruz kalmam sayılır mı?
Çok orijinal bir durum değil tabi birçoğumuz yaşıyoruzdur benzerini ama sanırım benim için en ilginç olan, yazarken hikayenin içine ciddi anlamda dalıyorum. Ruh halimden tut da yüz ifademe, mimiklerime kadar birebir yaşıyorum diyelim biz ona ve bu anlarda bana birisi soru sorduğunda ya da seslendiğinde (ki bu kıyamam hep eşim oluyor) genellikle kulağımım dibinde çemkirilene kadar duymamam bir yana, o an yazdığım karakterin ruh haliyle cevap verebiliyorum. Dahası yazarken gayet yüksek sesle karakterlerimle kavga edip tepişebiliyorum. Dünyayı unutuyorum :)

4)Hikaye yazarken birisi seni görse hakkında ne düşünür?

Yazııık deli herhalde diye düşünür net! Ben bile kendim için bunu düşünüyorum yazarken.

5)Ablacım yaptığın en büyük sakarlığı anlatır mısın?

Bir değil beş değil hangisini sayayım ki, her gün kolumu bacağımı yaralamalarım, morartmalarım artık benim bir parçam sakarlık diye bile sayamıyorum öyle vahim durumum. Düşün ki benim cam eşyalar satan mağazalara yalnız girmem, omzumda çantayla girmem ve dahası elimi kolumu sallayarak gezmem maalesef hoş olmayan bol masraflı deneyimlerimizden dolayı yasak :) Hani bir deyişi vardır ya büyüklerimizin 'bir tarafıyla dağları devirdi'diye işte onun özetiyim.
Onun dışında hiç aklımdan çıkmayan bir kabusum var üniversiteye hazırlık için dershaneye gittiğim dönem kafam baya dalgınken çok sevgili Türkçe öğretmeni 'ee Gülçin hadi bu soruyu da sen oku' diyince içimden söverek yapmamın cezası gecikmedi. Şıklarda bulunan c) 'Vurun Kahpeye' seçeneğini ne alakaysa c) 'Kuru Kahve' şeklinde okudum. Yetmez gibi arkadaşlarımın düzeltme çabalarına da doğrusunu yaptığımdan çok eminim ya! Ne diyosunuz be alalaaa yok öyle bi şık diyerek çemkirmişliğim rezilliğin dibine vurmuşluğum da var.

6)Şuan da bir hikayenin başkahramanı olsaydın ve hayatını sen yazsaydın. Nasıl bir hayatın olsun isterdin?

Yaşadığım hayatı baştan yaşamak isterdim. Ne eksik ne fazla, yalnızca sevdiklerimin benden hiç ayrılmaması yeterdi. Görmek ne güzel olurdu aslında, şimdiki aklımla da aynı hataları yapıp yapmayacağımı ya da hala aklımda olan bazı anlarda şimdi olsa nasıl davranacağımı.
Evet mükemmel olmanın yanından bile geçmiyor belki hayatım ya da her zaman dilediğim gibi de gitmiyor ama ben yaşamımızın bir armağan olduğuna inanıyorum. Sahip olduğumuz hayatı(ya da kaderi) yaşamamızın bir sebebi olduğuna da öyle, bu yüzden minicik birkaç dokunuşdan fazlasını istemezdim.

7)Bana çok az kişinin bildiği bir özelliğini ya da huyunu söyler misin?

Fena halde kararsızım mesela. Çok sakinimdir hep gülerim, her şeyi alttan almaya sevdiklerimin huyuna gitmeye çalışırım ama damarıma basılırsa çok kötü parlarım. Gözümün döndüğü bir vakit on kişinin üstüne yürümek gibi bir deli saçması harekete bulunmuşluğum, anneme hadsiz bir şekilde konuşmaya kalkan bir pazar esnafı abinin burnunu kırmışlığım gibi birkaç kendiminde onaylamadığım ama pişman da olmadığım şiddet eğilimli huylarım da var. :|

8)Kurguların birden bire mi oluşur? Yoksa uzun uzun düşünür müsün?

Kurgularım bir anda oluşur. Karakterler ve kabataslak olarak hikaye gözümün önünde canlanır mıtlaka hatta Geçmişin Gölgesinde'nin film tadında rüyalarını görmüşlüğüm var ama detaylarını ve bağlantı noktalarını uzun uzun düşünürüm planlarken.

9)Hayatında aldığın en doğru karar ne sence?

Anne olmak ve yazmak

10)Ablacım bildiğimiz üzere Geçmişin Gölgesinde müthiş bir aşk kitabı. Peki bu kitap nasıl ortaya çıktı?

Teşekkür ederim çok utandım. Böyle övgüler duyunca ne diyeceğimi bilemiyorum ben şaşkına bağlıyorum.
Açıkçası tam olarak ne zaman çıktı şu an hatırlamıyorum ama ilk başta aklımda yalnızca Richard ve Sofia vardı ve kitabın o geçmişte geçen ilk bölümü. O ikisiyle ilgili her şey aklımdaydı, gözümün önünde canlanıyordu bir tek arası yoktu. Düşünürken Lena ve Lucas ortaya çıktı sonrası aktı gitti. Dedim ya yukarıda da rüyalarını bike gördüm :)

11)Tazecik ve güzel annelerdensin. Oğlunu kucağına ilk aldığında neler hissettin? Canından bir parçanın günden güne büyüdüğünü görmek nasıl bir duygu?

Taze anneye bu sorulur mu yahu? Şimdi durduk yere mümkün olduğunca çaktırmamaya çalıştığım 'ben yaptım, hepsini ben yaptım, kendim, tek başıma' diye bas bas bağıran modumu açtırıyorsun bana. Yalan yok bol miktarda kuzguna yavrusu şahin görünürmüş durumları yaşıyorum çünkü :)
Şaka bir yana bu duyguların kelimelerle tanımı ne kadar denersem deneyeyim çok yavan, çok yetersiz kalır. Dilerim isteyen her kadın kavuşsun bebeğine çünkü yaşamadan anlatılması, anlaşılması mümkün değil. Daha görmeden, ne olduğunun nasıl olduğunun hiçbir önemi olmadan herşeyiyle yalnızca var olduğu için sevmek nasıl tarif edilir ki.
Eksikmişim ben, devasa bir boşluk taşıyormuşum kalbimde, aklımda, kollarımda ve ruhumda. Hamile olduğumu öğrendiğim ilk andan itibaren dolmaya başladı o boşluklar ve kucağıma bıraktıkları an tamamdı her şey. Ben tamamdım. Bir de kendime kızgındım tabi bu kadar beklediğim için.

12)Sare'nin en güzel yılları tek başına geçti. Peki sen aynı konumda olsaydın. Neler yapardın Ablacım?

Bu özellikle de yaşadığım şu dönemde düşünmeyi beceremediğim ve hayal etmekte dahi zorlandığım bir konu. İnan bilmiyorum. İtiraf edebilirim ki sanırım aylardır hikayeyi yazarken bu kadar dağılmamın sebebi de bu.

13) Hep bahsederiz ya hani " işte güçlü kadın " diye. Sence güçlü kadın nasıl olmalı?

Biz kadınlar doğduğumuz andan itibaren içimizde çok büyük bir güç taşıyoruz zaten ve bu güçle hayatımız nasıl olursa olsun, ne yaşarsak yaşayalım ayakta kalabilmeyi başarıyoruz. Bastırıldığımız, boyun eğdiğimiz anlarda bile güçlüyüz aslında, gücümüzle zorluklara göre şekillenmeyi başarıyoruz.

14)Lucas mı? Alkan mı?

Ama bu çocuklara sorulan anneni mi bananı mı daha çok seviyorsun gibi birşey oldu yahu. Nasıl ayırayım ki her ikisininde farklı yönlerini seviyorum. Böyle olmalarını seviyorum. Belki bir minicik fazla düşkünlüğüm var Lucas'a o kadar :)

15)Aşkın en güzelini yaşayan şanslı kadınlardan birisisin. Sence aşk nedir?

Bana göre aşk sevmek kadar sevilmek, hayatı birlikte yaşamak, farklı düşünsen bambaşka bir pencereden baksan bile bir orta yolunu bulmak, her adımı el ele atmak... ve bu liste böyle uzar gider aşk birlikte olduğumuz her an.

16)Eveet geldik malum soruya. Efenim burası "Merve'yi nasıl bilirsiniz?" köşesi. Lütfen beni çok gömmeden cevaplayınız. :))

Hehh! Geldik en güzel kısma. Sen misin gömmeyin diyen. Yahu ter döktüm ben bu sorularla e şimdi sana da döktürmeden olur mu?
Efendim bu Merve kişisi mümkün olan en zor yerden soru seçmeyi başaran, röportaj yapıyorum diyerek türlü sakarlık ve de rezilliklerinizi kendi ellerinizle ortaya dökmenizi sağlayan, cevaplarken 'eh ama yaa oldu mu şimdi haydaa' nidaları söyleten amaa tüm hainliğini çok mu çok sevimli, candan, sıcacık oluşuyla seve seve yapmanızı sağlayan bir güzellik. İyi ki var dedirten her zaman yanıbaşınızda olan hep hatırlayan bir güzel kalp.

Bu sıcacık,içten ve müthiş röportaj için Gülçin Abla'ma çok teşekkür ediyorum. Ellerine, emeğine sağlık. Çok yoğundu ve yorgundu ama beni kırmadı. İyi ki varsın canım benim ❤. Vee bi haftaya görüşürüz. Kendinize çok iyi bakın. Bahar alerjisi olanlar daha iyi baksınlar. :)

KİTAP KOKAN KADINLARWhere stories live. Discover now