On Yedi : 열일곱

4.9K 326 124
                                    

Ölümüm eğer karakola geldiğimi öğrenen ailem tarafından olmazsa kesinlikle Yoon Gi tarafından olacaktı. Hatta büyük ihtimalle Yoon Gi tarafından, yakın bir zamanda olacak demek daha doğru olurdu.

★★★★

Dışarıya açılan demir kapıyı büyük bir gürültüyle açtığımda karşımda zürafa kadar uzun bir vücut görmeyi beklemiyordum.

Anlık şokla yere düşmemek için kapıdan destek alırken zürafa bedeninin yüzünü görmek için başımı hafifçe yukarı kaldırdım. Gördüğüm yüz dergi kapağı modellerinden farksızdı. Sarı saçları hafif esmer yüzüne zıtlık oluştururken bir o kadar da şişkin ve dolgun dudaklarıyla uyum içindeydi. Siyah düz tişörtün üstüne giydiği kamuflaj montu son derece havalıydı doğrusu.

"Sen Ye Gi olmalısın" dedi ben onu incelemeye dalmışken.

Başımla onayladığımda devam etti "Böyle tahmin etmemiştim" o konuşmaya devam ederken arabadan birkaç kişi daha indi. Bunlar daha önce gördüğüm yüzlerdi. Jeon Jung Kook ve Park Ji Min. Ji Min'in kızıl saçları sayesinde uzakta olmalarına rağmen onları tanımam zor olmadı.

Ardından Yoon Gi geldi "Gelmişsiniz" arkasında Seok Jin dururken kolunu omzuma atarak ağırlığını sol kalçasına verdi.

"Jin mesaj attı" derken Seok Jin'e göz kırptığı çok açıktı. "Yoon Gi'yi burdan çıkardığına göre bizimle takılman sorun olmaz sanırım" dedi ve hemen ardından "Ben Kim Nam Joon" diye ekledi.

Başımı salladım "Seok Jin'e bakışlarından anlamıştım zaten"

Arka taraftaki görevlinin bağırmasıyla sıçradım "Dışarı!"

"Buralarda sevilmiyorum doğrusu" diyen ve dışarı çıkmam için belimdeki eliyle kuvvet uygulayan Yoon Gi oldu.

Demir kapı arkamızdan kapandığında yedi tane ciddi anlamda yakışıklı erkekle baş başa kaldım. Daha önce görmediğim yüzler olması gerginliğimi artırıyordu. Fakat gerginliğimin büyük bir sebebi bu kadar yakışıklı erkeği bir arada ilk defa görüyor olmamdı.

"Gitsek mi artık?" diyen en küçükleri oldu.

"Doğru" dedim birden bire. Yoon Gi'nin belimde duran elini nazikçe indirdim ve ona bakmadan konuşmaya devam ettim "Hepimiz gitsek iyi olacak"

Seok Jin hariç diğer üyeler siyah arabaya ilerlerken Seok Jin kolumdan tuttu "Seni bırakacağımı mı sandın?"

Tüm üyeler bir anda durup Seok Jin ve benim üzerimde dikkat kesildiklerinde Seok Jin hafif bir gülüş çıkardı. Gülüşü de en az kendisi kadar yakışıklıydı "O anlamda kast etmedim" dedi ve hemen ardından "Kızlardan hoşlanmadığımı biliyorsunuz" diye ekledi.

Tuttuğu elini hafifçe kaydırdı ve koluna girmemi sağladı. Her konuda, her şeyi o kadar hissettirmeden ve çabucak yapıyorlardı ki bu polisler tarafından neden yakalanmamalarını açıklıyordu.

"Bizimle gelmek istersin değil mi?" Diyerek bana döndüğünde başımı oynatacak gücü bile kendimde bulamadım. Fakat o "Evet geliyorsun" diyerek benim yerime cevaplamış oldu.

Seok Jin ile birlikte siyah renk, adını bilmediğim arabaya ilerlerken kendimi düğünde gibi hissettim. Kürsüde bekleyen sevgilimin yanına giderken koluna girdiğim babamla birlikte yürüyormuşuz gibi hissettiriyordu. Hatta birkaç çocuk önümüze geçip etrafa çiçek serpiştirseler tartışmasız, tam olarak o havaya girerdim.

Arabanın sürgülü kapısı açıldı ve düşler aleminden çıkıp gerçekliğe ulaşmamı sağladı. İçeride gördüğüm altı adet göz kamaştıran erkekle aynı ortamda bulunacağım düşüncesi, tüm vücudumu titretiyordu.

Trespass | yoongi ✔Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora