On Beş : 열다섯

4.2K 323 193
                                    

Telefonla oynayan genç oğlan başını kaldırdığında kalbim duracakmış gibi hissetmemin ne kadar doğru olduğunu düşünürken istemsizce bağırdım "Min Yoon Gi?"

Gülümsedi "Choi Ye Gi. Seni burda görmeyi beklemiyordum"

★★★★

Verilen siparişleri özenle hazırladım. Aslında siparişleri alıp istekleri dağıtmak benim görevim, siparişleri hazırlamak ise Joo Heon'un göreviydi ama hiçbir yerde gözükmüyordu.

Seok Jin için bir top muzlu bir top da çikolatalı dondurmayı derin bardağa yerleştirip çikolata sosuyla süslendirdim. Yoon Gi için ise bir top çikolatalı bir top da vanilyalı çikolatayı dondurma bardağına yerleştirip üstüne çikolata sosu sıktım. Ardından iki bardağı da tepsiye yerleştirip Seok Jin ve Yoon Gi'nin olduğu masaya ilerledim.

Üç numaralı masaya ulaştığımda boğazımı temizledim "Siparişleriniz hazır" derken hafifçe eğilerek tepsiyi masaya bıraktım.

"Teşekkürler" dedi Seok Jin güzel sesiyle ve ardından "Genelde tepsiyi garson geri alır ama yinede sen bilirsin" diye ekledi.

Utandığımı hissedip aceleyle bardakları tepsinin üstünden alıp Yoon Gi ve Seok Jin'in önüne koydum ve tepsiyi kolumun altına sıkıştırdım. Bütün bunları yaparken Yoon Gi'nin bıyık altından sırıttığını gayet net bir şekilde görebiliyordum.

"Üzgünüm" dedim belimi dikleştirip "Bu işte ilk günüm"

Seok Jin son derece yakışıklı yüzüyle gülümsedi "Sorun değil. Sadece takılıyordum"

Hemen ardından Yoon Gi ekranına baktığı telefonu önünde cebi olan bol kazağına yerleştirdi ve dudaklarını araladı "Ben lavaboya gidip geliyorum"

Omuz silktim "Peki"

Yoon Gi'nin oturduğu sandalyeden kalktıktan sonra yanımdan geçerken bana bilerek çarptığı o kadar belliydi ki ona alaycı bir şekilde baktım. Fakat buna pek aldırış ettiği söylenemezdi.

Mavi renkteki erkekler tuvaletinin kapısını ittirerek açıp içeri girene kadar onu izledim. Daha sonra Seok Jin'in sesiyle irkildim "Hey"

"Başka birşey daha mı istiyorsun? Hemen getireyim" derken kalemimi ve küçük not defterimi önlüğümün cebinden çıkardım.

Güldü "Hayır. Sana birşey söylemem gerekiyor. Yoon Gi gelene kadar oturup biraz beni dinler misin?"

Tıpkı onun gibi gülümsedim "Tabi"

Kalçamı deri sandalye ile birleştirmeden önce kolumun altında tuttuğum tahta tepsiyi dizlerimin üstüne yerleştirdim. Sandalye göründüğünden daha rahattı doğrusu.

Dizimde duran tahta tepsiyi parmaklarım arasına sıkıştırıp düşürmemeye çalışarak karşımda oturan yakışıklı yüze odaklandım. O kadar yakışıklıydı ki eğer bir müzik grubunun üyesi olsa şüphesiz grubun yüzü olurdu.

Seok Jin hafifçe öksürdükten sonra dirseklerini masanın üstüne koyup dondurmayı kaşık yardımıyla didiklemeye başladı. "Yoon Gi hakkında ne düşünüyorsun?"

"Bilmem. Neden birden bire bunu sordun?" Diyerek sorusunu yanıtlamayıp ona nir soru yöneltmiş oldum.

"O senin hakkında çok güzel şeyler düşünüyor da merak ettim"

Heyecanlanarak yerimde kıpırdandım "Ne gibi?"

Gülümsedi "Senin hakkımızda birşey bilmediğini söyledi ya da ondan korkmadığını hatta aksine ona karşı çıktığını ve çok zeki olduğunu falan" deyip soluklandı "Senin evinde kameralar olduğu gerekçesiyle evine kadar gitti. O aslında çok üşengeçtir biliyor musun? Bıraksam 25 saat boyunca uyuyabilir"

Trespass | yoongi ✔Where stories live. Discover now