49.Bölüm - Bir Küçük Mutluluk

Start from the beginning
                                    

"Önüne bak Aliş. Kaza yapacağız."

Uyarısıyla başımı iki yana sallayarak gülümsüyorum ve kendime gelmeye çalışıyorum. Ben önüme dönerken o rimel sürmesine ara verip radyoyu açıyor.

"Araba hareket halindeyken onu sürebileceğine emin misin?"  diyorum göz ucuyla onu süzerken. İşine odaklanmış bir şekilde rimel sürmeye devam ediyor.

"Daha neler yapıyorum ben. Bilsen aklını kaçırırsın."

Ona yandan bir bakış atıp gülümseyerek dudağımı ısırıyorum.  "Çoktan kaçırdım ben aklımı."

Kırmızı ışıkta durduğumuzda bana dönüyor.

"Gel bakalım buraya."

Ben daha ne yaptığını anlayamadan kravatı boynuma geçirip sertçe beni kendine çekiyor. Gözlerim yeni kırmızı ruj sürdüğü dudaklarına odaklanırken o pür dikkat işini yapmaya devam ediyor. Kravatı bağlayıp düzelttiğinde ise gözlerini gözlerime çeviriyor ve yaramazca bir gülüş atıyor bana. Gözlerini yaklaştırıp usulca yaklaştırıyor kafasını. Dudaklarını dudaklarıma sürterken fısıldıyor.

"Merak etme,çıkmayan ruj."

"Biliyor musun,"  diyorum onu belinden kavrarken.  "Umurumda bile değil."

Gülümseyerek dudaklarına uzanırken yan taraftan gelen uzun korna sesiyle ikimiz de oraya çeviriyoruz başımızı.

Mertoğlu soyunun en gerizekalı çifti,bildiniz.

Nazlı bize şirince gülümseyip el sallarken Savaş onaylamazca kafasını sallıyor iki yana. Elleriyle camı indirmemi işaret ediyor. Büyük bir sinirle indiriyorum.

"Ne var Savaş?"

"Maşallah abicim maşallah.Biz sizi yalnız bırakalım isterseniz. E5'i boşaltalım hatta. Ne dersin?"

"Defol git şuradan. Salak herif."

"İkiz?"  diye sesleniyor Nazlı. Kocası bitiyor karısı başlıyor Allah'ım sen sabır ver.

"Söyle ikiz."

"Pembe parlatıcın yanında mı? Evde unutmuşum da ben."

Savaş korkuyla başını Nazlı'ya çeviriyor.  "Motorun üstünde sürmeyeceğim de bana."

"Motorun üstünde süreceğim."

"Sabır sabır! Kızım nasıl süreceksin ya onu? Demiyor musun her seferinde beynimdeki loblar yer değiştiriyor diye? İndiğimizde o parlatıcı senin değil de benim dudaklarımda olursa o zaman görüşürüz."

Savaş Nazlı'nın umursamadığı cümleler savururken Selin parlatıcıyı çantasından çıkarıyor ve Nazlı'ya fırlatıyor. Bak sen.

"Çok konuşma da sür Savaş,"  diyorum gözlerimi sarı ışığa çevirirken.  "Geç kalınca ağlayacaksın arkada."

"Hızıma meydan mı okuyorsun kuzen?"  diyor motorcu bakışını atarken. Sonra da gözlerini yola çeviriyor. Ben de gözlerimi yola çeviriyorum.

"Yetişebilirsen bunu orada konuşalım kuzen."

***

Asfalt adeta çığlık atarken davetin yapıldığı mekanın önünde aynı anda duruyoruz Savaş'la.Aynı anda inerken kaskını çıkarıp bana dönüyor. Elini uzatırken de sırıtıyor.

"Az sollamadın ama neyse. Güzel yarıştı kuzen."

Uzattığı elini sıkıp sırıtıyorum.  "Bir ara yine yapalım bro."

Gitti GiderWhere stories live. Discover now