49.Bölüm - Bir Küçük Mutluluk

Start from the beginning
                                    

"Hadi bu anı ölümsüzleştirelim."

"Anları ölümsüzleştire ölümsüzleştire sonsuzluğa meydan okuduk anasını satayım,"  diye homurdanıyor Savaş. Selin ona sinirle çerezlerden birini fırlatıyor.

"Döverim seni çocuk! O da yetmez birayı üstüne dökerim olan o güzelim formaya olur."

"Forma yanacaksa sana yardım edebilirim,"  diyor Ali alayla. Cidden hepsi sorunlu bunların, hepsi!

"Çekin artık şunu ama maç kaçıyor!"  Selin en sonunda selfieyi yaptıktan sonra sanıyorum ki onu instagrama atmak için telefonuna gömülüyor. Biz de maça.

***

"Nazlı!"

"Yine ne var Selin?"

"Bugün ayın kaçı?

"Bilmiyorum Temmuz bir şey işte."

"Ne demek bilmiyorum?"  diyor Ali gözlerini maçtan ayırmazken.

"Yazın tarihler ilgi alanımda değil pek,"  diyorum omuz silkerken. Ne ama yalan mı? Hangimiz yazın tarihleri bilme zorunluluğu altındayız ki?

"Ya onu bunu boş verin!"  diyor Selin bir anda televizyonun önüne geçerken.  "Biz çok önemli bir şeyi unuttuk!"

"Hobi olarak yine unutalım Selin ama şu televizyonun önünden çekil."

"Ya salak mısınız! Bugün davet vardı!"  Ali ve Savaş 'ne diyor bu yine' bakışları atarken moron moron bakıyor Selin'e. Ben ise anında hatırlamamla fırlıyorum.

"Allah kahretmesin! Selin kalk! Kalk Selin!"

"Salak ben zaten ayaktayım!"

Sinirle Savaş'a dönüyorum.  "Kalk çabuk!"

"Ne daveti ya ne oluyor?"

"Ya Sevim Hanım'ın verdiği davet! Rana anne demedi mi sakın unutmayın bu çok önemli diye? Hadi kalkın!"

"Ulan maç gününü mü bulmuşlar bula bula!"  diye homurdanıyor Ali.

"Pardon sevgilim, sana sormayı unutmuşlar,"  diye gözlerini deviriyor Selin. "Sen gelme tolerans tanıyorlarmış sana."

"He o zaman tamam,"  diyerek geri oturuyor Ali.

"Ali sen salak mısın sevgilim? Kalksana!"

"Ya ama ben gelmem bi ke-"  diye başlıyor ancak devam edemiyor. Edemiyor çünkü Selin onu bakışlarıyla dövüyor.  "Ya da gelirim tamam."

~~~~

~Ali~

Şu an apartmandan çıkmaktayız. Size durumumuzu anlatayım.

Bir kere Savaş'ın üstü çıplak. Nazlı desen saçlarına şekil vermeye çalışıyor,bu sırada Savaş üzerine geçirdiği gömleğini iliklemeye çalışıyor.

Ceketimi giydikten sonra yanımda elinde ayakkabılarıyla koşturan Selin'e bakıyorum. Elinde makyaj çantası benim kravatım vs şeyler var. Biz hızla benim güzel kırmızı arabama binerken Savaş ve Nazlı da motora atlayıp önden gidiyor.

Sürücü koltuğuna geçtiğimde Selin de yanıma geçiyor ve ayakkabılarını giyiyor. Lacivert elbisesinin askılarını düzeltirken üstünde duran aynayı indirip makyajını yapmaya başlıyor. Hayatım boyunca bu görüntüyü izleyebilirim.

Gitti GiderWhere stories live. Discover now