26. Bölüm *Üniversite Arkadaşı*

48.6K 1.9K 1.1K
                                    

Yolun kenarındaki parklardan birisine gidip bir banka oturdum. Zihnimi boşaltmak, bütün bu saçmalıklardan uzaklaşmak istiyordum. Her şeyin yoluna girdiğini düşündüğüm son birkaç ay inanılmaz güzel geçmişti ve tekrar tüm bu düzenin bozulması işime gelmiyordu. Kafamı kaldırıp önümdeki insanlara baktım. Hepsi sıradan hayatlar yaşıyorlardı. En büyük sıkıntıları işten zam alıp almadığı, hoşlandığı çocuğun onu sevip sevmediği gibi şeylerdi. Benimse başımda kocaman bir sorun vardı. Bu yüzden onların hayatını kıskanmıyor değildim.

Birkaç saat boyunca kendime oyalanacak bir şeyler bulmuştum ve sonrasında eve doğru yürümeye başladım. Eve vardığımda Cedric’in evinden müzik sesleri geliyordu. Daha ilk günden böyle bir parti vermeleri başta tuhaf gelse de sonra hoş geldin partisi yapıyorlar herhalde diye düşündüm. Eve gireceğim sırada Cedric’in kardeşi Katrina elinde köşedeki bakkala özgü markası olan bir kutu içecekle yanıma geldi. “Ah selam. Parti olayı tamamen ani oldu. Arkadaşlarım bana sürpriz yapmışlar, sen de gelmek ister misin?”

Olabildiğince samimi bir şekilde gülümsedim. “Hayır, teşekkürler.” Şuanda hiç parti kaldıracak havamda değildim.

“Lütfen gel. Seninle aramızın iyi olmasını istiyorum.” Böyle açık bir şekilde benimle arkadaş olmak istediğini belirtmesi sevimli gelmişti. Benim için fazla güzel ve popüler bir kızdı. Onunla yapabileceğimden emin değildim. Sonuçta daha önce Fifi haricinde pek yakın arkadaşım olduğu söylenemezdi ve Fifi’den sonra da yakın arkadaş olayına sıcak yaklaşamıyordum. Katrina hala isteksiz olduğumu görünce “Bunu kibarlık olsun diye söylemiyorum. Gerçekten gelmelisin. Hem seni arkadaşlarımla tanıştırırım.”

Katrina çok ısrar edince kafa dağıtmanın iyi geleceğine kendimi ikna edip “Peki,” dedim ve birlikte onların evine doğru ilerledik. “Üzerimdeki eşofmanlarla pek parti için uygun olduğumu da zannetmiyorum.”

Güldü. “Bize gidince direkt benim odama çıkarız ve sana güzel bir şeyler giydiririz.”

“Buna gerçekten hiç gerek yok.”

“Hadi ama!”

“Aslında az önce sanırım sevgilimle ayrıldık.” Bunu söyleyince içimde bir yerler acımıştı.

“Ah, ciddi misin?” Kaşlarını yukarıya kaldırdı ve gerçekten üzgün bir ses tonu eşliğinde “Bu çok kötü. Anlatmak istersen dinlerim,” dedi.

“Teşekkürler,” gülümsedim.

“O zaman kesinlikle doğru zamanda yakalamışım seni. Bir parti neşeni yerine getirebilir. Bu yüzden kendini tamamen partide hissetmen gerekiyor.” İçeri girer girmez elindeki koliyi kenara koyup beni bileğimden tuttu ve yukarıya sürükledi.

Yukarıya çıkarken bir yandan gözlerim nedenini bilmediğim bir sebepten Cedric’i arıyordu. Belki buradaki tek tanıdık o olduğu içindi, bilmiyorum.

Parti düşündüğümden çok daha kalabalıktı. Katrina’nın bu kadar popüler olmasına rağmen adını daha önce hiç duymamıştım. “Hangi okuldasın?” diye sordum.

“Eskiden şehrin ucundaki aptal liselerden birisinde okuyordum. Şimdi Cedric’in mezun olduğu okula kaydımı aldırdık.” Ayrıca benim okuluma.

“Şehrin bir ucundaki lisede okuyorsan nasıl burada da bu kadar popülersin?” Sesimde kıskançlık tonu yakalamasından korkmuştum. Ama bunu kıskandığım için değil, gerçekten merak ettiğim için soruyordum.

“Ah, eskiden dışarıya çıkıp Cedric ile şarkı söylerdik; park gibi insanların çok olduğu yerlerde. O şekilde bir kitle oluşturmuştuk. Sonra bunu belli günlerde, belli saatlerde yapmaya başladık ve ciddi ciddi hayranlarımız falan olmuştu. O şekilde de burada bir çevre edindik.”

Popülerlik MerdiveniWhere stories live. Discover now