14. Bölüm *İtiraf*

49.4K 2.3K 1K
                                    

Aynaya bakarak derin bir nefes aldım. Hastaneye, Ronald’ın yanına gitmek için yeterli cesareti toplayıp toplamamış olduğumdan emin değildim. Ancak Ronald’la bir an önce konuşmam gerekiyordu. Beni tamamen yanlış anlamıştı.

“Hayatım, gitmek zorunda olmadığını biliyorsun.” Annem kapının başında dikilmiş bana doğru bakıyordu.

“Sadece durumu ona anlatmak istiyorum anne.”

“Seni bırakmamı ister misin?”

“İyi olur.”

Arabada giderken kafamda yapacağım olası konuşmaları canlandırdım. Gülmeli miydim, ağlamalı mıydım, kendimden tamamen emin mi davranmalıydım bilmiyordum. Ama en iyisinin oraya gidip içimden geldiği gibi davranmak olduğunu düşünüp kafamda konuşmayı planlamaya bir son verdim.

Hastaneye vardığımda korkuyordum. Ronald’la konuşma imkânı yakalayacağımdan bile emin değildim. Sonuçta V, Emy, JC de orada olacaklardı. Yine de tüm bunlar göze almam gerekiyordu.

Yukarıya çıktığımda V beni gördüğü gibi ayağa kalkıp bağırmaya başladı. “Senin ne işin var burada? Ne hakla geliyorsun?”

“Vanessa, sakin ol.” Bunu söyleyen Fifi’ydi. Onu burada görünce ağzım açık bir şekilde kalmıştım.

“Ne istiyorsun?” diye sordu V kızgın bir şekilde.

“Ronald ile konuşmak istiyorum.”

Emy arkadan kahkaha atarak bana doğru yaklaştı. “Ronald ile konuşmak istiyorsun öyle mi? Dün yaptığın rezilliğin ardından Ronald ile konuşmana izin vereceğimizi mi sandın?”

“Konuşsam ne olacak? Ne zararı var size?”

“İzin verin konuşsun,” dedi Fifi. Bu kadar üstünlüğü ne ara sağlamıştı?

V sert bir şekilde Fifi’ye baktı. “Hayır.”

“Ronald çocuk değil. Zaten istemiyorsa içeriye girdiğinde Madison’ın dışarıya çıkmasını isteyecektir.”

“İyi.”

Fifi’nin bana iyi davranmasına ihtiyacım yoktu. Ondan yardım falan istemiyordum. Yine de bir şey söylemeyip Ronald’ın odasına ürkek bir şekilde girdim. Yatağında uzanıyordu. Beni görünce şaşırdı.

“İyi misin?” dedim gülümsemeye çalışarak.

“Ne istiyorsun Madison?” Bunu sinirli değil, üzgün bir şekilde söylemişti.

Kapıyı kapattım ve yatağının kanındaki koltuğa oturdum. “Ben değildim Ronald.  Yemeğine kekiği koyan ben değildim.”

“Sana kızgın değilim. Bu yüzden durumu inkâr etmene gerek yok. Sadece hayal kırıklığına uğradım. Bu kadar kötü bir şeyi yapacak kadar seni kızdırmamış olmalıyım. Bu beni sinirlendirmekten çok üzdü.”

“Masadan iki dakikalığına çantamı bırakıp kalkmıştım. Geldiğinde yemeğe başladık ve sonra sen öksürmeye başladın. Neler olduğunu anlamamıştım. Sonra Emy çantamda bulduğunu iddia ettiği kekiği gösterdi. Sonra kimsenin duyamayacağı bir şekilde yanıma geldi ve…” Gözlerine doğru baktım. Bana inanmasını istiyordum. “O yaptı Ronald. Seninle aramızda geçen şeyi kıskandı. Bu yüzden…”

Ronald gülerek sözümü kesti. “Seninle aramızda geçen şey mi? Olmayan bir şeyi nasıl kıskanabilir Madison? Aramızda bir şey var da ben mi bilmiyorum?”

“Hayır, sadece senin bana âşık olmanı kıskandı.”

“Bu yaptığının üzerine suçu başkasına atmaya çalışman doğru değil Madison. Sana gerçekten inanmayı isterdim. Ama Emy bunu yapacak kötülükte bir kız değil.”

Popülerlik MerdiveniOnde histórias criam vida. Descubra agora