Bölüm 17 / İlk Dans

25.9K 1.2K 81
                                    

İngiltere'de kazanılan zafer İskoçya'yı ayağa kaldırmıştı anlaşılan. Komşu klanların reislerinden birkaçı da bu güzel haberi kutlamak adına gelmişlerdi. Küçük bir orkestra neşeli İskoç şarkıları çalıyor, gaydaların coşku veren melodileri geniş arazide yankılanıyordu. Yeni yeni sarhoş olmaya başlayan askerler belirli gruplar halinde dans ediyor, hanımlarsa genellikle oturmayı tercih ediyordu.

Colin ellerini tırabzanlara yaslayarak çılgınca eğlenen halkına baktı. Uzun zamandır böyle bir şölen yapılmamıştı. Halkı İngiltere'de kazanılan zaferi kutlarken, Colin içten içe Isabel'in gelişini kutluyordu.

Gözleri uzun zamandır ortada görünmeyen kardeşini aradı. Ve onu hiç zorlanmadan buldu. Bir ağacın altında durmuş, tozpembe kıyafetler içerisindeki güzel bir kadınla tartışıyordu.

Çok sıradan, diye düşünerek başka tarafa dönüyordu ki beyni gerçekleri kavradı. Hızla Kenneth'ın olduğu yere döndü. Konuştuğu bir kadın değil, küçük kız çocuğu Elizabeth'in ta kendisiydi!

"Gerçekten güzel, öyle değil mi?"

Isabel'in nazik sesini duyduğunda omzunun üzerinden arkasına baktı. Genç kadın ona hediye ettiği elbiseyi giymiş, ekoseli kumaşı beline güzelce yerleştirmişti. Colin, kadının daha güzel olabileceğini düşünemez hâldeyken Isabel'in bu kılıkta dolaşması resmen acımasızlıktı!

Dudaklarını birbirine bastırdı ve genç kadının bedenini utanmazca süzdü. "Senden daha güzel değil."

Isabel gülümsedi ve hiç çekinmeden Colin'in yanına geldi. Ellerini aynı onun gibi tırabzanlara yasladı ve Kenneth'ın bacağına tekme atmakta olan Elizabeth'e baktı. " Finn Barrett'ın bir arkadaşı onu taciz ettiği için göğüslerini bir bezle gizliyormuş."

"Akıllı kız."

Isabel kafasını salladı ve gözlerini bu sefer oturmakta olan kadınlara çevirdi. "Neden dans etmiyorlar?"

Colin omuz silkti. "Çekiniyorlar."

Isabel'in gözleri parladı ve sırıtarak aşağı koşturmaya başladı. Colin gözlerini devirdi ve Isabel'in yapacağı şeyi bilerek kollarını göğsünün üzerinde kavuşturdu.

Genç kadın ilk önce orta yaşlı bir bayanın yanına gitti ve zorla onu yerinden kaldırdı. Sonra arkada oturan genç kızı, ardından da sandalyesine yapışmış kalkmamakta inat eden bir teyzeyi takımına aldı. Onlar böyle kol kola milleti toplarken Colin bu manzarayı sırıtarak izliyordu.

Isabel nihayet herkesi toplayabildiğinde orkestraya bir bakış attı. Şef, onu hemen anlayarak neşeli bir melodi çalmaya başladı. Onlarca kadın kol kola girmiş, Isabel'in gazına gelerek dans ediyorlardı. Kahkahalar atıyorlar, oluşturdukları halkanın etrafında dönüyorlardı. Genç kadın sırıttı ve koluna girdiği teyzeyi çekiştirerek hız kazandırdı. Ayaklarını rastgele sallıyor, sırıtarak adımlarını takip ediyordu.

Bir süre dans ettikten sonra yorulduğunu söyleyerek aralarından ayrıldı. Nefes nefese bir bardak şarap bulma umuduyla etrafına bakındı. Ancak içkilerin çoğu tükenmiş gibi görünüyordu. Bir hizmetçiden ona şarap bulmasını rica etti ve bir köşeye çekilip beklemeye başladı.

"Sen çıldırmışsın!" Öfkeyle gürleyen Kenneth, karşısındaki kızın kollarını sıktı. "Daha kaç kere söyleyeceğim? Buralarda böyle dolaşamazsın!"

"Asıl ben daha kaç kere söyleyeceğim!" diye tıslayan Elizabeth çırpınmaya başladı. "Giyinişime karışamazsın seni aptal barbar!"

Kenneth kızı ittirerek bıraktı ve burun kemerini ovaladı. "Şimdi öldüreceğim seni."

SınırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin