Poseidon "Sen Adonis. Benim oğlum olsan da yaptığının bedelini ödeyeceksin." dedi. Gözlerini diğerlerinin üzerinde de gezdirdi. Suçlu olanlar kendini belli ediyordu. Parmağıyla her birini işaret ederek "Sizlerde." dedi.

Adonis şu an vicdanıyla uğraşıyordu zaten. Bir ceza ne kadar etkileyebilirdi. Yaptıkları hatayı telafi etmek ve muhtemelen perişan bir halde mağara kapalı kalan kardeşini kurtarmak adına ormana doğru yöneldi.

Ancak geç kalmıştı. Çünkü kucağında Amari ile Kratos geliyordu.

Amari gözleri kapalı bir şekilde Kratos'un kucağındaydı. Kolundaki kan göze çarpan ilk detayken, üzerinin toza ve kire bulanmış olması da diğer detaylardı.

Kratos, ışık saçan altın zırhıyla babasını gördüğünde diğerlerinin aksine sevindi. Hades de ona gururla bakıyordu.

Kratos'un gözleri, kollarına sığınmış olan güzelliğe kaydı. Demek ki bu kadar yakın kalabileceklerdi.

Poseidon hareketlenip Kratos'un yanına gitti. Amari'yi kendi kucağına aldığında Amari başta huzursuzlaşsa da babasının okyanus kokusunu alınca sakinleşti.

Poseidon kızının çatılan kaşlarının düzelmesini şefkatli bakışlarla izledi.

Amari gözlerini yavaş yavaş açtığında babasının kucağında olduğunu fark etti. Hemen aklına gelen şeyi sordu.

"Baba beni kaçıranlar, Adonis'e zarar vermedi değil mi? Rüyamda onu kanlar içinde görünce...istemeden oldu. Bilerek yapmadım, yemin ederim. Deprem oluşmasını istemedim baba." dedi. Sesi bitkin düşmenin etkisiyle kısık ve kesikli çıkmıştı.

Poseidon kızının saçlarına öpücük kondurarak "Sakin ol kızım. Abine bir şey olmadı. Senin hiçbir suçun yok." dedi.

Amari çevresinde toplanmış tanrıları ya da yarı tanrıları zaten görmüyordu. Babasına iyice sarılmaya çalıştı. O an kolunun acıdığını hissettiğinde yüzü buruştu.

Poseidon Amari' nin acı çeken suratını görünce gözü olabilecek bir yarayı aradı. Kolundaki yarayı ilk anda nasıl fark edemediğini anlamamıştı. Görünce ise dehşet içerisinde gözlerini Adonis'e çevirdi.

Adonis Poseidon'a bakmıyor bakamıyordu. Suçluluk duygusu onu yiyip bitiriyordu o an.

Poseidon Amari' nin kolundaki yaraya iyileşmesini söyledi ve bu yetti. Bir tanrının yapabileceklerinin sınırı yoktu. Yara hemen kaybolurken. Amari de huzurlu bir şekilde gözlerini kapatmıştı.

Amari'yi odasına kadar taşıdı. Yatağına yatırıp üzerini örttü. Daha sonra ellerini Amari' nin başının üzerine koydu. Zihninde böyle kötü bir anı olsun istemiyordu. Abisinin ona zarar verdiğini bilsin istemiyordu. Güçlerinden korksun istemiyordu. Zihninde mağaraya dair ne varsa unutturdu.

Odadan çıkan Poseidon Zeus'a döndü.

"Ona orada yaşadıklarını unutturdum. O mağarada yaşadıklarını hatırlamayacak." dedi.

İlyada merakla sordu.

"Peki biz ne ceza alacağız? Sırf burayı korumak adına ondan şüphelendik. Alastor' un ofisinde konuşmalarını duymuştum. O kalkanı etkiliyormuş. Bizi burayı korumak istediğimiz için mi cezalandıracaksınız yoksa küçük kızın biraz kâbus gördü diye mi?" derken takındığı tavır gerilmiş olan sinirleri kopma noktasına getiriyordu.

"Haddini aşıyorsun İlyada. Ceza olarak sizi Tartarus'un derinliklerine hapis etmeme ne dersin?" diye karşılık verdi Hades. Dayanamamış ve İlyada' ya karşı tıslamıştı.

Kaçak Prenses -Ateş-Where stories live. Discover now