~14~

221K 12K 5.2K
                                    

Zeus diğer tanrılara bakış atıp en son olarak Poseidon da durdu. Dünyanın yarım küresini etkileyen bir deprem. Hem de depremin merkezi yarı tanrıların bulunduğu yer. Bu bir tesadüf olamazdı.
   
Tüm tanrılar zırhlarını üzerlerine geçirdi ve bir ilk yaparak dünyaya birlikte indiler.

Poseidon, Amari ya da Adonis ile alakalı olmamasını diliyordu ancak kendi çocuklarının yapabileceği bir depremken. Bu dileğinin bir önemi kalmıyordu.

~·~·~·~·~·~

Adonis babasını karşısında görmeyi beklemiyordu. Sadece onu da değil diğer tanrılarda.

Zeus konuşmaya başladı.

"Biri bana burada neler oldu hemen açıklasın." Çakır gözlerini ortamda gezdirirken özellikle Adonis ve Amari'yi arıyordu. Adonis buradaydı ve Amari ortalarda yoktu. İçini kaplayan derin sıkıntı mümkünmüş gibi daha da büyüdü. Poseidon' un çocukları başına dert olacağa benziyordu.

Sorun hakkında tahmini vardı. Ama sormayı tercih etmişti.

Poseidon Adonis'e bakarken, Adonis de Poseidon'a bakıyordu. Baba oğul arasındaki sessizlik Adonis' in konuşmaya başlaması ile son buldu.

"Biz...bir. Hata yaptık." dedi Adonis. Kelimeler ağzından kerpetenle alınıyor gibi zor çıkmıştı.

Zeus hata kelimesini duyduğu anda çatık kaşlarını daha da çattı. "Ne demek hata yaptık?" Sesinden siniri bariz belli oluyordu.

İlyada merkeze geldi. Babası ve tüm tanrıların geldiğini görünce sadece babasına odaklandı. Zeus sinirli görünüyordu.

Babam bana kızmaz. Bizim bir suçumuz yok. O tehlikeli biri nasıl olsa diye düşünerek. Başı dik bir şekilde olayların nasıl gelişeceğini izlemeye başladı. Ama Adonis' in konuşacağı yok gibiydi. Pekâlâ, dedi ve olayı kendince yontarak anlattı.

"Amari yaptı baba, depremi o oluşturdu." dedi. Gündem depremdi. Gerisinin ne önemi vardı ki?

Poseidon "Neden durduk yere böyle bir şeyi yapsın? Hem Amari nerede?" diye sorularını yöneltti.

Adonis İlyada' ya ve diğerlerine baktı. Suçları belliydi ve artık birinin anlatması gerekiyordu. Tüm cesaretini toplayıp hatalarını kelimelere döktü.

"Amari'yi kim olduğunu, daha doğrusu ne olduğunu öğrenmek adına kaçırdık. İşkence etmiş dahi sayılabiliriz. "Dedi.

Poseidon, şaşkındı ve böyle bir şey beklemiyordu. Hayal kırıklığının ve sinirinin sesine yansıyan haliyle "Peki öğrendiniz mi?" diye sordu.

Adonis kafasını sallarken "Kardeşim." Dedi. Başını kaldırmamıştı.

"Kardeşini esir alıp ona zarar verdin demek.
Bunu nasıl yaparsın Adonis? Kardeşin olduğunu bilmiyor olabilirsin ama buraya kabul edilmiş birine nasıl zarar verirsiniz? " kendilerini savunmalarına izin vermeden konuşmaya devam etti. Ellerini, yanlardan hafif kırlaşmış olan saçlarından geçirdi.

" Bir deprem oluşturacak kadar ne yaşattığınızı çok merak ediyorum." dedi.

Cevabını "Lutos heykellerini başına diktik. Ona zarar vermemişlerdir." diyerek İlyada verdi. Sesinde ya da gözlerinde pişmanlık namına bir duygu barındırmayan haliyle.

"Korkularla beslenen lanet cadı zımbırtılarını benim kızımın başına diktikten sonra, 'Zarar görmemiştir.' demenin mantığı nedir? " derken yer hafif sarsılmıştı. Hafif demekte ne kadar doğru olabilirdi. Yerde küçük de olsa yarıklar oluşmuştu.

Zeus müdahale etmeden duruyordu. Sadece izliyor ve değerlendirme yapıyordu. Poseidon'a karışması pek doğru olmazdı. Aralarında gerilim olmadan bu işin çözülmesi daha iyi olacaktı.

Kaçak Prenses -Ateş-Where stories live. Discover now