•11. Bölüm: Geçmiş Peşinde• (+18)

20.3K 292 7
                                    



Sarp:

Telefondan gelen mesaj sesiyle gözümü televizyondan ayırmadan el yordamıyla sehpadaki telefonumu buldum. Whatsapp bildirimi olduğunu görünce açmadan yerine bıraktım. Bizim çocuklar gereksiz bir geyik peşindeydi muhtemelen.

Yaklaşık beş dakika sonra telefonum çalmaya başladı. Arayan Fırat idi.

Fıratla üniversitede tanışmıştık ve ilk günden beri sarsılmaz bir dostluğumuz vardı. Çok iyi adamlar değildik. Hatta iyi adamlar da değildik. Genelde serseri diye tabir edilen kesimde yer alıyorduk fakat bunu sikimize dâhi takmıyorduk. Biz daha çok "Carpe diem" ya da "YOLO" zımbırtılarıyla kendimizi bağdaştırıyorduk.

Dediğim gibi ilk tanıştığımız günden beri her haltı birlikte yemiştik. Birimizin yaptığına diğerimiz burun kıvırmaz aksine dahil olurduk.

Ben bunları düşünürken 6. kez çalan telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Buyur kardeşim."

Hiç uzatmadan konuya girdi.

"Fotoğraflara baktın mı?"

Fırat'ın sesi gergindi. Genelde mevzuya direk girmez, ağzındaki baklayı çıkarana kadar size 40 takla attırırdı. Ama eğer uzatmıyorsa bir sorun olduğunu rahatlıkla fark edebilirdiniz.

"Yoo. Abi yine çıplak kadın mı daha seksi yoksa üstünde erkek gömleği olan kadın mı muhabbetiyse hiç çekemem bak. Maç kaçıyo aslanım."

Durumun ciddiyetinin ve Fırat'ın gerginliğinin farkındaydım ve ortamı yumuşatmaya çalışıyordum ama yediğim küfürle başarılı olamadığımı anlamam pek de zor olmadı.

"Siktirme lan ağzını! Bak şu fotoğraflara önemli amına koyayım."

Bahsetmemiş olabilirim Fırat'ın ağzı birazcık bozuktur. Ama onun dışında vallahi sevimli çocuktur.

"Eyvallah kardeşim."

Telefonu kapatıp hemen whatsappa girdim. Fırat bu kadar mesele yapıyorsa harbiden önemli olması gerekiyordu.

Attığı fotoğraflar yüklenince ilkinin üstüne tıkladım ve bir küfür savurdum.

"Hassiktir! Deniz bu."

Fotoğrafta Deniz bir evin, onun evi olmalı çünkü içeride olan o, kapısında durmuş şu anda sadece sırtı görünen bir adama bakıyordu.

Ekranı sola kaydırdım. Bu sefer Deniz bir arabanın kapısına yaslanmış dururken demin sırtı görünen adam kızı arabayla arasında sıkıştırmış ve Deniz'e yiyecek gibi bakıyordu. Bu açıdan suratı gayet net seçiliyordu.

"Cibiliyetini siktiğim."

Hemen Fırat'ı geri aradım. O da aramamı bekliyor olacak ki ilk çalışta cevapladı.

"O sikik Rüzgar değil mi lan?"

Benim de ağzım en az Fırat kadar bozuktu ama bu durum bizi pek rahatsız etmiyordu. Bu yüzden ettiğim küfüre hiç takılmadan cevapladı.

"Ta kendisi kardeşim. Ama Denizle ne işi onu çözemedim."

Onu ben de çözememiştim ama bunu Fırat'a söylemek yerine direk ajancılık oynayacağımız bölüme geçtim.

Şah MatWhere stories live. Discover now