13. Bölüm- Tanıdık Bir İsim

5.6K 272 185
                                    


Yeni bölüm ile karşınızdayım arkadaşlar :D. Yorumlar çok oluca ben çok çok mutlu oluyorum :D. Hepinize çokça teşekkürler :)

Bu arada ben iki gün yokum. Bir sonra ki bölümü yazmaya çalışıp, taslaklara kaydedersem, mobilden yayınlamayı düşünüyorum. Artık bakalım nasıl olur :D

Hepinize çokça teşekkürler ^^ İyi okumalar :)

Yorumlarınızı merakla bekliyorum ^^


Kâbuslarla dolu bir geceyi, güllük güneşlik bir hava ile sabahlarken, gece yaşadıklarımı düşünmeye başladım. Bu oğlan benim beynime işlemişti adeta! Rüyalarıma ve hatta kâbuslarıma bile giriyordu. Ondan bu kadar mı korkuyordum? Peki, ama neden? Neden bu denli beni korkutuyordu ki? Sanırım benim ki korkudan ziyade pişmanlıktı. Ona kimliğimi belli etmemiş olmam ve zayıflığını sırf kendim için kullanmış olmam üzülmemi sağlıyordu. Diğer yandan bu bildiğim şey; Aslı'nın kulağına gitti mi belki de beni hiç af etmeyecekti. En çokta bundan dolayı üzülüyordum. Bu işten herkesin karlı çıkacağı bir şekilde sıyrılmaktan başka çarem yoktu...

Üstümü giyinip valizimle beraber aşağıya indiğimde babam hemen yanıma geldi.

"Kızım iyi misin biraz daha? Gece çok korkuttun bizi.", dedi endişeli bakışları ile.

"İyiyim babacığım. Korkunç rüyalar gördüm.", demekle yetindim.

"Ne gördün?", diyerek yanıma geldi annem. Annem babama göre ilgisini daha az belli etse de benimle ilgilendiğini anlıyordum.

"Birini gördüm.", demekle yetindim. "Ama bir anda tam baş ucumdaymış gibi gelince korkmam mümkün değildi."

"Anlıyorum.", dedi annem başını sallayarak.

"Pekâlâ, o halde eğer iyiysen, artık çıkalım. Kahvaltıyı babaannenin orada yapacaksınız.", dedi babam başımı okşayarak.

"Tamam.", dedim neşeli bir ses ile.

Aradan geçen 20 dakika sonrasın da evden çıkabilmeyi başarmıştık. Akıllı kardeşim her zaman bir yere gitmeden önce tuvalette kapalı kalma gibi bir âdeti vardır. Sağ olsun bizi de eve mahsur etmişti.

Babaannemin evine olan on dakikalık yolculuğun hemen akabinde annem ve babamla vedalaşarak kapının önüne geldik. Babam dün akşam babaannem ile görüştüğü için, bugün hızlı bir şekilde yollarına devam ettiler.

Kerem koşarak zile bastıktan sonra kapıyı Arif ve Can beraber açtılar. Can hemen Kerem'in boynuna atlayarak;

"Kankacığım gelmiş.", dedi ve beraberce oynamaya başladılar. Ne ara bu kadar muhabbetli olmuşlardı ki? Bende tebessüm ederek Arif'e baktım.

"Aaa hoş geldiniz.", dedi aval aval yüzüme bakarak.

"Hoş bulduk.", diyerek içeri girdim. Bunu demesi biraz zaman alsa da ona kızmıyordum.

Arif babaannemin ikinci evliliğinden olan en büyük torunuydu. Annesi ve benim annem bir anlaşma gereği iki taraflı bizi emzirince sütkardeş olmuştuk. Can ise onun küçük erkek kardeşi. Kerem'den sadece beş ay büyük olduğu için her zaman iyi anlaşırlar.

Can, Kerem ile olan dansına ara verdikten sonra bana bakarak;

"Hoş geldin Sude ablacık.", diyerek boynuma atladı.

"Hoş buldum canım benim.", diye sıkı sıkı sarılarak öptüm onu. Sonuçta o da benim kardeşim sayılırdı.

"Hadi içeri gelin. Babaannemler sizi bekliyor.", dedi Arif her zaman ki güler yüzüyle.

Gizemli YakışıklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin