Tehdit!.

2.7K 232 46
                                    

Hepimiz yere oturup sohbet etmeye başladık. Hepsi çok cana yakınlardı. Jimin'in böyle arkadaşları olması beni çok mutlu etmişti.

Akşam olduğunda arabaya binerek eve gittik. Jimin çok yorgun olmalı ki gelir gelmez kanepeye uzanıp gözlerini kapattı. Bende elime bir battaniye alarak yanına gittim. Gözlerini açıp bana baktığında,

-Yanına uzansam birazcık , deyip gülümsedim.

-Hayır yalnız yatıcam ben, deyip güldü.

Tabi ki bu dediğini umursamayarak yanına uzandım ve battaniyeyi üzerimize örttüm . Jimin'e sarıldım. Sıcaktı .. Sımsıcak. Ona sarıldığımda huzur buluyordum.

-Neden o arkadaşlarından ayrıldın? diye sordum.

Gözleri kapalıydı ama ben bu soruyu sorduktan sonra açıldı.

-Ben ayrılmadım onlar beni attılar , dediğinde çok şaşırmıştım. Neden atmışlardı ki? Birbirlerine çok bağlı duruyorlardı. "Beni attılar çünkü arada ailem vardı. Eğer onlardan ayrılmazsam beni evlatlıktan atacaklarını söylediler. Ama ben atmalarını tercih etmiştim. Arkadaşlarım, çok değerliydi benim için. Sürekli yanımdalardı. Ben onları bırakamazdım. Hoseok'u biliyosun. İşte o grubun lideri, aramızda en iyi dans eden odur. Nerden öğrendiğini bilmiyorum ama o ailemle ayrılmamam gerektiğini söyledi ve kibarca beni gruptan attı. Beni düşündüğü için attığını biliyorum. Şimdi de gördüğün gibi biz birbirimize bağlıyız. Ne kadar onlardan ayrı da olsam eninde sonunda bir araya geliyoruz."

Ailesinin neden böyle bir şey yaptığına anlam verememiştim. Jimin'in yüzüne baktığımda üzgün olduğunu görüyordum ve onu böyle görmek içimi parçalıyordu. Yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Bir anda gülümseyerek,

-Zamanlamanı seviyorum, dedi ve birden üstüme çıktı.

Ne ne ne ne? Ne oluyo şimdi. Neden böyle yaptı ki?

Gözlerimi hızlıca kırpmaya başlamıştım. Şaşkınlıktan dudağımı ısırıyordum. Baş parmağını dudaklarımda gezdirdi. Kalbimin atışı 350ye çıktı sanırım. Kalbim ağzımda atıyor gibi hissediyordum. Birden dudaklarını boynumda hissettim. Sıcak nefesi boynuma değiyordu. Kulağıma yaklaşarak,

-Sakin ol , dedi.

-Bu durumda nasıl sakin olmamı beklersin , dedim. Birden kafasını boynumdan çekip yüzüme baktı.

-Haklısın.

Üstümden kalkıp ,

-Seni yiyeceğimi mi düşündün? deyip gülüyordu.

Ben daha şoktaydım. Cevap veremiyordum. Tavana boş boş baktım. Jimin tavanla göz temasımı kırıp araya girdi.

-Kalkmayacak mısın?

-Ahh, kalkıyorum. deyip ayağa kalktım.

Birlikte dans odasına gittik. Hareketler yapmaya başladı bende onu izliyordum. Her seferinde hareketlerini yeniliyordu. Onu izlemeyi bırakıp yanına gittim. Birlikte hareketler düşünüp yaptık. Bu yarışma bizim için çok önemliydi. Addy o gruba nasıl ihanet etmiş hala anlayamıyordum. Bir de o dansçıları nasıl yenecekti Addy? Bunlar mükemmeldi. Uzun bir süre sonra artık ikimizde dans edemez hale gelmiştik. Ben yukarı çıkıp duş aldım. Rahatlamıştım. Saçımı havluyla kurutarak aşağı iniyordum ki Jimin'i kanepenin üstünde uyuyakaldığını gördüm. Benim için çok uğraşıyordu. Üzülüyordum. O benim için her şeyi yaparken ben onun için hiçbir şey yapamıyordum. Ama bu yarışı kazanırsak onun için iyi bir şey yapmış olacaktım. Böyle düşünerek kendimi motive ediyordum. Jimin'in yanına gidip,

unrequited love::pjmWhere stories live. Discover now