Gizemli Oda.!

2.9K 244 49
                                    

Addy ve ben Jimin'in yanındaki kanepeye oturduk. Zaten kocaman salonda 3 - 4 mobilya ancak vardı. Addy Jimin'e :

" - Hiç iyi görünmüyorsun. Doktora gitmeye ne dersin ? "

Jimin hemen tepki gösterdi:

" - Hayır. Doktor dan nefret ederim. Çok kötü değilim. Düne göre çok daha iyiyim. " dedi.

Addy tamam der gibi başını sallayıp omzuna vurdu. Ben Jimin'den nefret etmeme rağmen onun bu haline acımıştım. Addy oturduğu yerden kalktı ve dev ekran televizyona yöneldi. Elindeki filmleri gösterdi : " - Hangisini izlemek istersiniz ? " dedi. Biri macera , biri polisiye biri de dans ve romantizm idi. Tabi aynı anda Jimin ve ben " Dans " dedik. Addy kahkaha attı. Tabi başka ne diyebilirdik ki ? Addy yine gözlerimi kamaştırmıştı. Ben de :

" - Eun jung Nerede ? Seninle ilgilenmeye gelmiyor mu ? " dedim. Jimin kısık sesle :

" - Eun jung dün eve beraber geldik. Ama bugün iyi hissettiğimi gelmemesini söyledim " dedi. Ben de hemen tepki gösterdim :

" - Bu mu senin iyi halin ? "

Yarım gülümsemesiyle alaylı bir gülüş attı.

Addy konuşmamızı bölerek gelip yanıma oturdu ve :

" - Prenses ! Patlamış mısırlarımızı ve kolalarımızı hazırlamaya ne dersin ? " dedi. Jimin'in gözleri dört dört olmuştu. Çok şaşırdığı her halinden belliydi. Ama pek umursamadan olur diye başımı salladım .

Herşeyi hazırlayıp filmi başlattık . Addy kolunu omzuma atıp bana daha da sokuldu. O an da benden mutlusu yoktu sanki ! Bende sokuldum. Hiç durur muyum. Jimin yan gözle bize bakıyordu. Bunu hissedebiliyordum. Ama hiç takmadım. Filmin en heyecanlı yerinde Addy'nin telefonu çaldı. Açtı ve uzağa gidip konuştu. Geri döndüğünde :

" - Kötü haber ! Acilen gitmem gerek gençler . " dedi. Ben ve Jimin neden der gibi baktık.

" - Büyükannem rahatsızlanmış. Hastaneye yatırmıslar. Acil gitmem gerek . Yun Hee seni de eve bırakayım. " dedi. Bende :

" - Senin acelen var ben hallederim " dedim ve mimiklerimle ikna etmeye çalıştım. Addy Hayır demeye yeltense de susturdum. Addy i kapıdan geçirdim ve içeri geçtim. Jimin'e dönerek :

" - Ben de gideyim artık. Güzel geceydi. Kendine iyi bak çabuk iyileş . " deyip çantamı aldım. Jimin uzandığı yerden doğrularak elimden tutup beni kendine çekti. Yatağın kenarına oturttu. Neye uğradığımı şaşırmış halde saf saf ona baktım. Jimin :

" - Bu gece burada kalamaz mısın ? Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Hem kocaman ev . Korkmaya gerek yok. " dedi.

" - Ne ? Sacmalama Jimin ! " deyip kolumu çekip ayağa kalktım. Jimin tekrar kendine çekti ve yalvaran gözlerle bana baktı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Elim ayağım titredi. Bir erkekle aynı evde kalmak mı ? Tamam Addy ile kalabilirdim ama Jimin ?

. . .

Neyse biraz daha ısrardan sonra ve onu o halde bırakmamam gerektiğini düşünerek kalmayi kabul ettim. Zaten çok hastaydı. O halde o düşündüğüm şeyleri yapamazdi. Ona çorba pişireyim diye mutfağa gittim. Çorba piserken evde kısa bir gezintiye çıkmaya karar verdim. Çaktırmadan tabikide.

2 katlı dubleks bir villaydı. Kocaman geniş ferah odaları vardı. Banyosu ve tuvaleti benim Hatay'daki evimin salonu kadar vardı heralde. Şaşkın şaşkın gezerken merdivenleri gördüm. Kıvrılarak aşağı kata iniyordu. Merak duygumu bastıramadım ve aşağı indim. Kocaman bir dans stüdyosu vardı ! AMAN ALLAHIM ! Ne kadar geniş ! Hayran hayran etrafı süzmeye başladım. Derken bi oda dikkatimi çekti. Kapısı diğer kapılardan farklıydı. Merakımın kurbanı olup odaya yaklaştım. Kapıyı açıp içeri girdim ama içerisi zifiri karanlıktı. Burası ne olabilir ki ? Ne amaçla yani ? Iceri dogru ilerlerken birden ışıklar yandı . Bu ışık loş denecek kadar az yanıyordu. Ama içeriyi görmeme yetti. Burası kocaman bir kütüphaneydi. Sayısız denecek kadar kitap vardı. Perdeler loş ışıkta pek anlaşılmasa da köyü renk olduğu görünüyordu. Tüm raflar ahşap ve ilerde ahşap bir çalışma masası vardı. Üzerinde ise bi kaç kitap. Bi kaç adım attım ki arkamda bi nefes hissettim. O kadar korkmuştum ki !!!! Hayalet falan mıydı ? Birden döndüm arkamı ve Jiminle burun buruna geldik. Hassktr ! Çaktırmadan bakacaktım sözde ! Napicam şimdi ? Jimin beni kendine daha da çekti. Elini beline attı. Dudaklarımızın birleşmesine sadece bi kaç milim kalmıştı ki :

" - Fazla merak iyi değildir Buzlar Kralicesi. " dedi ve gözlerimi kapatıp beni odadan çıkardı.

O kadar utanıyordumki... Yer yarılsa da yerin dibine girsem diye düşündüm. Ah Yun Hee ah ! Ne yapıyorsun sen elalemin evinde ?!! Beni odadan çıkarıp serbest bıraktı. Özür dileyen gözlerle baktım. Kapıyı kilitleyerek :

" - Bu odaya benim haricimde kimse giremez . " dedi soğuk bir sesle. Halsiz görünüyordu. Koluna girmeye çalıştım ama beni birden itti. Bu hareketi bardağı taşıran son damla olmuştu. Yeter ! Ne var sanki alt tarafı bi kütüphane orası ! Bana böyle davranamaz ! Ona doğru bağırarak :

" - Ben gidiyorum. Bana böyle bağıramazsın. " dedim.

Bi kaç adım attı ki yere yığıldı. Çok hastaydı neden ayağa kalkıyor ki sanki ? Hemen yanına koştum. Kolunu omzuma geçirip tüm gücümle kaldırmaya çalıştım. Sürükleye sürükleye merdivenlerden çıkardım ve kanepeye yatırdım. Ateşini kontrol etmek için elimi başına cekine cekine koydum . Ne ! Yanıyordu ! Napicam şimdi ben ! Of ya ! Sirkeli su yapardı annem bana. Hemen mutfağa koştum. Dolapları karıştırdım ama sirke falan yoktu ! Lanet olsun ! Arabası var ama ben araba kullanmayı bilmem ki !

Utanarak Jimin'e :

" - Duşa girmen gerek . Yanıyorsun ! " dedim. Oda :

" - Benlik sorun yokta sen benim kaslı vücuduma nasıl bakacaksın ? " diyerek sırıttı. Bi tane vurdum ama sert olmalı ki öksürmeye başladı. Kanepe de doğrulttum ve gözümü kapatıp t-shirt ünü çıkarmasına yardım ettim.

" - Çıktı mı üstün ? " diye sordum. " - Hayır. Kolum takıldı. " dedi. Gözümü açtım ki ne göreyim ! Devasa kaslı bir vücut karşımda duruyo. Bana numara yapıyor sapık herif ! Git kendin yap dedim. Mutfağa geçip sandalyeye oturdum. Yavaş yavaş ilerleyip banyoya gitti. Kendimi birden kötü hissettim gidip bakmak için kalktım arkasından banyoya gittim. Klozetin üstüne oturmuş daha duşa bile girmemiş. Sinirle bağırdım :

" - Ya sen ölmek mi istiyorsun? ".

Bana dönerek :

" - Sen benim ölmemi istiyorsun " dedi. Hayır diye başımı sallayarak yanına gidip pantolonunu çıkardım. Sadece boxeri vardı. Suyu açtım ve koluna girerek duşa kabine soktum.

Kolunu kaldırmaya dermanı yoktu. Başlığı alıp saçını ıslatmaya başladım. Birden ürperdi. Islanmaya başlayıncaya daha da titremeye başladı. Duşa kabine yarım metre kadar uzakta duruyordum. Kollarım iflas etti artık. Birden Jimin beni kendine çekti. Ellerini belime doladı ve ıslanmaya başladım. Lanet olsun ! Hep korktuğum sahne gerçekleşiyordu. Kafasını boynuma gömdü ve 5 dk boyunca hareketsiz kaldık. Sırılsıklam olmuştum. Kesin rimelim aktı ve ben Panda yavrusuna benziyordum. Giydiğim hersey bedenime yapıştı ve vücut hatlarımı ortaya çıkardı. Iyi de ben neden Jimin'i itmiyordum ? Şimdiye çoktan bir tekme atmış olmam gerekirdi. Birden irkildim. Ve Jimin'ı ittim. Sersemce duvara yaslandı. Apar topar çıktım ordan . Havlu aldım. Hemen gelip Jimin'e sardım onu da ordan çıkardım. Klozetin üstüne oturttum odasına gidip temiz kıyafetler ve iç çamaşırı getirdim. Havluyla üstünü kuruladım. Hemen bi t-shirt geçirdim. Havluyla saçlarını kurularken kolumu tutup ayağa kalktı. Yanıma sokulduktan sonra kulağıma eğilip :

" - Çok teşekkür ederim. Benimle kaldığın için . " dedi. Yüzümü ceviremezdim. Çevirirsem kesin beni öperdi. Öylece kaldım . Havluyu alıp beni odadan dışarı çıkardı.

" - Sonrasını kendim hallederim" sırıtarak bakıyordu.

Hah ! Sanki ben görmeye çok meraklıydım senin o muhteşem kaslarını ! Neler konuşuyorum ben böyle ? Kendimi tokatladım hemen . Yun Hee kendine gel sen Addy den hoşlanıyorsun !


unrequited love::pjmWhere stories live. Discover now