1.Bölüm ❝Yasağa Koşmak❞

64.6K 3.5K 781
                                    

Bu kitapta başkarakterin psikolojik durumu, o durumun altında yatan olaylarla beraber işlenmektedir. Olay örgüsüyle beraber karakterindeki gelişime veyahut gerilemelere tanık olacaksınız, okurken karakteri daha iyi anlamanız için bu notu yazmak istedim, iyi okumalar dilerim... 🤍

Bölüm şarkısı; Dark in my Imagination (Multimedia da var.)

Multimedia Ecrin Saydam.

İYİ OKUMALAR

Birinci BölümYasağa Koşmak❞ 

DÖRT YIL SONRA

    Soğuk. Soğuk terler dökerek koşmaya devam ediyordum. Bedenim, bulunduğu ritme alışkın değildi. Zihnim  hiç bu kadar karma karışık olmamıştı. Karnıma bir yumru gibi inen ağrıyı umursamadan yumruklarımdan güç alarak kısmakta olduğum gözlerimle önümü görmeye çalışarak ilerliyordum.

Gözlerim buğulanmaktan ve kısılmaktan yörüngeme erişmekte zorlansa da kendimi umursamıyordum. O an için sadece aklımdaki önemliydi. Önüme çıkacak bir engel, yada bana zarar verecek bir araba önemli değildi, o önemliydi. Üzerimdeki gömleğin ense kısmının yapıştığını, koşarken ki sürtünme kuvvetinin verdiği rahatsızlığı hissetsem de katlanmaya çalışıyordum.

Ara sokağa girdikten sonra duraksayarak derin soluklar alıp vermeye başladığımda vakit kaybetmeden bakışlarımı etrafta gezdirerek olabileceği yeri tahmin etmeye çalışıyordum. O an aldığım nefesleri sanki bir başkası tarafından işitiyordum. Sanki nefesler benden değil, ense tarafımda olan birisinden çıkıyordu...

Telefonu sıktığım elimi karnıma bastırarak gözlerimi kapatıp bir nefes daha aldıktan sonra dolan gözlerimdeki yaşların akmasına izin vererek çığlık attım.

"Erkan!" Ardından gözlerimi aralayarak etrafa bakmaya devam ettiğimde kimseyi görememiştim. Telefonu kaldırıp yazan adrese bir bakış daha attığımda akan gözyaşım ekranı ıslatmıştı. Boşta kalan elimin tersiyle gözlerimi sildiğim de bir inleme sesi işittim. Elimi suratımdan çekip nefes bile almadan dinlemeye başladığımda sesin geldiği yönü seçmeye çalışıyordum. Tekrar aynı inilti kulaklarımda yankılanınca yüreğime bir hançer saplanmıştı, canı acıyordu.

"E..crin!" Kısık çıkan feryadını işittiğim an yorgunluktan bitap düşen ayaklarım hareketlenmiş, sağ tarafımda kalan eski apartmanın açık kapısına doğru koşmaya başlamıştı. Paslanan kalın kapıyı zorlukla itekledikten sonra demirin mermer zemindeki kulak cızırdatan tiz sesi eşliğinde kendimi içeriye attım.

    Erkan, merdivenlerin son basamağına beli gelecek şekilde yatıyordu, önce darp edilmiş, sonra itilmişti. Gözünde her zaman duran bir morluk vardır Erkan'ın. Sürekli serserilikle uğraştığı için yara berelerden kurtulamazdı. Bu sefer, benim için geçirecekti. Yüzü temiz çıkacaktı karşıma... Ama yapamamıştı. Ufak kalan morluk, yerini koca bir yarıkla değiştirmişti.

Yüreğimdeki kaybetme korkusu her an artmaya devam ediyordu. Erkan... Bana bu korkuyu her seferinde yaşatıyordu. Ağlayarak yanına koşturduğum da düşen telefonumu çıkarttığı sesle fark etmiştim, yine de umursamadan Erkan'ın kolundan kavrayarak onu kaldırmaya çalıştım.

"Erkan!" Ağlayarak ismini fısıldadığım da gözlerini zorlukla açtı. "Sözünü yine tutmadın," titreyen bakışlarıma karşı dalgacı bir tavır takındığında bileğimde elini hissetmiştim. Kafamı aşağıya indirerek moraran boğumlarına baktım.

"Ben iyiyim bebeğim," işte bu kadardı. O kavga ederdi, dayak yerdi ve sonunda ben iyiyim diyerek konuşma hakkımı alırdı. Hiçbir zaman anlamamıştı, anlamayacaktı. Beni endişe denizine atarak boğduğunu görse de hislerimi anlamayacaktı.

Ya'saklı BahçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin