32.Bölüm ❝Duyguları açıklamak❞

1.5K 163 48
                                    

GÖRSEL VURAL

İYİ OKUMALAR 🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İYİ OKUMALAR 🤍

32.Bölüm "Potansiyelini bulduktan sonra hangi sahnede ve ne zaman parladığının ne önemi var ki?"

"Sonunda geldin demek."

Söyledikleri birer defa daha kulaklarımda yankılandığında aklım bulanıyordu. Bulunduğumuz durum, bedeninin yakınlığı, soluğuma çarpan nefesi, salonun ışığı hepsi. Her şey birbirine girdiğinde olan biteni idrak edemiyordum.

Gerçi olan biten diyecek kadar bir yaşanmışlık birikimimiz olmamıştı ancak son derece çalışan patron ilişkisinden bağlantısız sarfettiği bu kelime karşısında savunmasızdım. Alenen neyi ima ediyordu?

"Ne demek istediniz?" Ürkek bir tavırla bakışlarımı kaçırarak sorduğumda kolundaki eli nazikçe aşağı kaydı ve bedenimle olan temasını tamamen kesti.

İç çekmesiyle beraber yavaşça tekrardan suratına baktığımda öylesine erkeksi, aynı zamanda da sevimli bir tebessüm vardı ki suratında sanki uzun süredir bu anın gelmesini bekliyormuş gibiydi.

"Demek beni kıskanıyorsun."

Kaşlarım çatıldı ve istemsizce bir adım geri çekildim. "Bunu da nereden çıkarttınız?" Evet. Ne yazık ki kontrolümü kaybedip bunu gereksiz tansiyonlarda belli ettiğimi biliyordum ancak böyle yüzüme vurmak zorunda mıydı? Görmezden gelseydi ve bizde bu kasıntı iletişimimize devam etseydik işte. İşine gelmez miydi?

"Sence bunu fark etmek için dahi olmaya gerek var mı?"

"Benim sadece sinirlerim bozuk."

Sıcak tebessümü iyice ısındı. "Benim için hiçbir şey senin refahından önemli değil."

Kaşlarım hayretle yukarı doğru kıvrıldığında neye uğradığımı şaşırmıştım. "Ne-neden benim re-refahım bu kadar önemli?"

"Bunu gerçekten de bilmek ister misin?" Kısılan gözleri iyice ısındığında ifademi denetliyordu. Aslında o da söylemekle söylememek arasında kalmış gibiydi. Her şeyden önce bazı şeylerden emin olmak istiyordu. "Daha doğrusu buna hazır mısın?"

İyice gerilmeye başladığımda şakaklarım kızarıyor, ellerim terliyordu. Kalbim öylesine yoğun bir tempo tutturmuştu ki ayakta biraz daha durmaya yetecek takatim kalmamıştı.

Sanırım hazır değildim.

Evet. Bilmek istesem de hazır değildim.

"Başka zaman konuşsak daha iyi olacak." Deyip arkamı döndüm ve tam bir adım atmışken naif bir şekilde kolumdan tutarak beni kendisine doğru çevirdi.

Ya'saklı BahçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin