Bismillahirrahmanirahim

3.2K 189 235
                                    

Harbi harbi bitiyor. Duygusala bağlayacağım ben anlaşılan o yüzden bu konuşmayı sona saklayacağım. Buradan hepinize selam olsun. Son kez iyi okumalar.

Not: multi, bir süre kitabı yazmayacak olsam da sizi izliyor olacağım adlı şaheser djdjsjjs

*

Saçımı başımı yapmış şekilde düğünlerdeki gelinin makyajı birazcık fazla kaçırmış kız kardeşi modellemesiyle okuldaki sıramda otururken bugünün ne kadar harika bir gün olduğunu düşündüm.

Sonuçta ben doğdum. 17 yıl önce bu Dünya'ya bir melek indi. 17 yıl dokuz ay önce de- aman neyse. O acı günler geçmişte kaldı artık.

Ay ne kadar da kutsal bir gün. O değil de Doruklar da ne kadar güzel numara yapıyorlar, sanırsın harbiden unuttular doğum günümü. Tamam şu ana kadar hiç hatırladıklarını görmedim zaten de ne bileyim, biz daha yakınız eskiye nazaran. Biliyorlardır yani. Daha doğrusu yaşamak istiyorlarsa bilmek zorundalar.

O sırada zil çalınca doğruca yanımda oturan Doruk, önümde oturan Koray ve Devrim'e döndüm.

"Ne yapıyorsunuz görüşmeyeli?"

Koray şaşkınlıkla "5 dakika önce senden uç istediğimden beri mi?" diyince içimdeki mutluluğu öldürmemeye çalışarak "Evet." dedim. "5 dakikada neler oldu? Dünya'yı kurtaracak icadı yaptınız mı mesela?"

"Biz senin başına hiç yeni yeni icatlar çıkarır mıyız kankacığım?"

Güvenemiyorum ben, güvenme problemi var bende. Anlayın artık.

"Evet, çıkarırsınız."

"Dersi dinlemek de suç oldu artık ha."

"Çok dersi dinliyormuşsun gibi konuşuyorsun bir de." diyince Devrim 'kankasını' savunmak adına "O dinlemiyor, biz dinliyoruz." diyerek 'Devrim ve Koray, Doruk ve Asya'ya karşı' adlı bir savaşın başlamasına neden oldu.

"Madem öyle, hadi ingilizce tanıt bakalım kendini Koray efendi."

Koray bir ciddileşti önce. Sonra da boğazını temizleyerek beyninin derinliklerindeki olmayan derin İngilizce bilgisine ulaşmaya çalıştı.

"May neym iz Koray. Ay em sıvintin yiırs old. Ay lav İstanbul end şiş kebap. Var ken yu go Sultanahmet? Ye, hi iz gud pipıl."

Sonra durdu. Fakat aklına başka bir şey gelmeyince de tekrar "Hi iz gud gud pipıl." demesiyle İngilizce'si en az onun kadar iyi olan Devrim Koray'ın kolunu dürterek "veri veri." diye eklemede bulununca Koray kelimeyi kendi keşfetmiş gibi "Hi iz veri veri gud pipıl." diye devam etti heyecanla. "Ay lav endoplazmikretikulum. End, end, kuul kids don't sılip so aym nat kuul. Giv mi may fakin sılip men. Wat iz yor pırablım? Bi kul. Bi kuayt. Tenk yu, sit davn pıliz."

"Yani şimdi sen kendini tanıttın, öyle mi?"

"Evet."

"Yalan söylüyorsun."

Nayır, nolamaz.

"Kanıtla hadi tanıtmadığımı."

Diyorsun.

"Yani şimdi kankacığım bi taraflarından kelime telaffuzları uyduruyorsun sen."

"Kanıtla."

"Nasıl yani?"

"Zamanda geriye git ve İngilizce'yi ilk bulan adamı buraya getirip yanlışımı düzelt."

Belki kadın buldu.

Çünkü MalsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin