Oh My Şort 1

4.3K 318 75
                                    

Malum olaylardan birkaç ay geçtikten sonra nihayet normal düzenlerimize dönmüştük. Koray her gün farklı bir kıza hayatındaki tek kız olduğunu söylüyor, Devrim mesafeli ve samimi davranıyor, Metin hiçbir şey yapmadan duruyor, Ali etrafındakileri dini bilgileriyle aydınlatıyor ve Doruk her zaman olduğu gibi bütün zamanını yemek yiyerek geçiriyordu. Her şey eski düzenine oturmuştu tekrar, her şey normal haline dönmüştü. Ben hariç...

Geçtiğimiz birkaç gündür sabahları erken kalkıp koşmaya başlamıştım. Her sabah nefessizlikten kriz geçirinceye kadar zorluyordum kendimi. Ama bu sabah, diğerlerinden farklıydı. Bu sabah ilk defa, tekrar terk edildiğimin bilincine varmıştım. Ve bu içimde oluşan bir öfkeyi kemiklerime kadar hissetmeme neden olunca nefesim tükenene kadar yolun sonu hiç gelmeyecekmiş gibi koştum.

Çok uzun süredir kendimi sahipsiz gibi hissediyordum zaten ama şimdi, gerçekten bir sahipsiz olacağım.

Kontrolümü kaybetmek, hata yapmak istiyorum; hata yapmak ve uyarılmak istiyorum.

Ve hata yapmaya da nereden başlayacağımı gayet iyi biliyorum.

Koşuma hiçbir şey olmamış gibi devam ederken gittiğim yönü değiştirdim.

Devrimler'in evine doğru ilerlerken Devrim'in çoktan kapının önünde ayakkabılarını giyiyor olduğunu gördüm ve hiçbir çekingenlik hissetmeden doğruca yanına gidip "Merhaba." dedim.

"Merhaba."

"Nereye gidiyorsun?"

"İşim var."

"Şey diyecektim, akşama bizim grup tekrar toparlanıp bir bara gideceğiz de gelmek ister misin?"

"Sen bara mı gideceksin?"

Ne o zoruna mı gitti?

"Neden, gidemez miyim?"

"Onu demek istemedim, hani seni o tarz şeylere açık biri olarak görmüyordum sadece."

"O zaman artık görürsün. E, ne diyorsun?"

"Bilmem ki..."

Havalara bak ya, orangutan yavrusu seni.

"Geliyor musun gelmiyor musun?"

"Saat kaçta?"

"9 gibi."

"Sen adını söyle barın, ben gelebilirsem gelirim. Ama belli olmaz şimdi, işim var çünkü."

"Lolo bara gidiyoruz. Dediğin gibi, gelirsen gelirsin gelmezsen gelmezsin."

Bu kadar basit yani. Gelirsen gelmiş olursun, gelmezsen gelmemiş olursun.

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Devrim yanımdan geçip giderken Koray'ı da yanıma alıp doğruca bir alışveriş merkezine gittim. Üstüme güzel bir şeyler bulmak istiyordum, beni bile çekici yapabilecek bir kıyafetin peşindeydim açıkçası. Koray'sa böyle bir kıyafeti bulmada uzmandı tabii.

Alışveriş merkezine girdiğimiz an Koray iç çamaşırı mağazalarına girmek için yalvarırken zar zor onu benimle normal kıyafetler satan bir yere gelmeye ikna ettim.

Mağazada bir sandalyeye oturup Koray'ın benim için seçeceği kıyafetleri bekledikten sonra Koray elinde koskocaman bir sepetle çıkageldi.

Bunları hangi ara deneyeceğimi merak ediyorum.

Tabii sonra bunların yarısından fazlasının aşırı mini ve dekolteli kıyafetler olduğunu fark edip Koray'a baktım.

"Bu kadar abartmak zorunda mıydın Koray?"

Çünkü MalsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin