Oo ye

3.7K 292 186
                                    

Not: Multideki kızın ağzında yemek var. (Bu açıklamayı neden yaptığımı anlayacaksınız sjfhjrke)

"Siz ne yapıyorsunuz burada?"

Bağırışımı duyan Devrim gülümseyerek yavaşça gözlerini açtı ve sarmaş dolaş olduğu kişinin ben değil de Doruk olduğunu görünce dehşet içinde çekilmeye çalışıp yere düştü. Sonra Doruk da yaşadığı şaşkınlıktan dolayı hareketlenmeye başladığından diğerlerini uyandırdı. Bense hepsi kendine gelerek bana bomboş minibüste bile başında dikilen teyzeye yer vermediği için suçlu hisseden bakışlarla bakıncaya kadar kollarımı göğsümde birleştirip onları izledim. Sonunda hepsi hareket etmeyi bırakınca da yüzlerine baktım.

"Biriniz açıklama yapacak mı?"

Bunun üzerine Devrim "Evet, ben de bir açıklama istiyorum!" diyerek bana katılınca Ali'ye doğru ilerledim.

"Hadi herkesi anlarım da senin aklı başında olan kişi olman gerekmiyor mu, ne işiniz var burada?"

Ali elindeki tespihi çekmeyi sürdürürken "Elimde değildi." dedi. "Bana sevap kazanacağım bir iş yapacağımı söyleyip beni buraya getirdiler, galiba sadece biraz öğüt vermemi istiyorlardı bilmiyorum. Fakat geldiğimizde seni göremedik. Ben de sevap gelsin de kimin sayesinde geldiği önemli değil diye düşününce Doruk'la Koray bana katıldı ve Devrim'i uyandırmaya çalıştık ama o sırada biz de uyumuşuz."

"Size inanamıyorum."

Doruk ihtiyacım olmadığı halde omzumdan tutarak bana destek oldu.

"Sinirlenme Asya. Öfke, sağlığını kötü etkiler."

"Bunu yeni mi fark ettiniz, yeni mi önemsemeye başladınız?"

"Hâlâ öfkelisin."

"Sana ne oldu bilmiyorum Doruk ama çok garip davranıyorsun."

"Bencil olma, sağlıklı ol."

Ağzım açık bir şekilde ona bakarken "Be-ben..." diye lafa başladım ne söyleyeceğimi bilmeyerek. "Ben lavaboya gidiyorum, sizinle okulda görüşürüz. Hepinizle."

***

İşte yine buradasın Asya, okulun kantininde. Ve ömrün okulda geçecek. Burada öleceksin, okuldaki bütün yaratıklarla.

Karşımda duran Koray'a masamızın diğer yarısında oturan yaratıkları çağırdığı için ağız hareketleriyle 'çok teşekkür ederim' diyince içtiği meyve suyu neredeyse boğazında kalıyordu.

İlahi adalet.

Ah, diyordum yine de kendi kendime. Ah şurada bir kum olsaydı da kafamı içine soksaydım.

Saçmalama, sen lama mısın?

"Ee Asya," dedi sonra Bünyamin. "uzun zamandır görüşemiyoruz kankeyta."

Allah'ın... Ergeni?

"Sorma, sizi görmeden geçen günlerde intihar etmemek için kendimi zor tuttum."

"Cevahir'i özledin değil mi, çakal seni."

"Evet, yanıp tutuşuyorum Cevahir için." derken Devrim onlara gülümseyerek masanın altından beni cimcikleyince ters bir bakış attım ona.

"O seni hiç özlemedi ama kanke."

"Olsun, ben platoniğim zaten."

"Bir şey sorabilir miyim?"

"Ne var?"

"Bu kadar Çölak olmak zorunda mısın?"

"Kim?"

Çünkü MalsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin