34.Bölüm - Sevdiğine Sahip Çıkmak

Start from the beginning
                                    

"Bunlardan daha çok fotoğraf var ama bunlar ortak ve en sevdiklerimiz.Sen de bir yerlerde sakladın ama söylemediğin için bilmiyorum."

Kafamı sallıyorum usulca.Ortaya bir sessizlik çöküyor.

"Bak bu da Uludağ'dan! Ahahahahhh,buna yıllarca gülerim işte."

Fotoğrafta Savaş kara gömülü, sadece kafası var.Nazlı ve ben onun yanına eğilip barış işareti yapmışız.Ali de ayakta fotoğrafı çekiyor. Kahkaha atmadan edemiyorum.

"Çok gülme istersen,"   diyor Savaş.  "O tatilde küçük bir çığ kümesi gibi yedi tepe düz bayır karda yuvarlanan ben değildim."

"Ay Nazlı karda mı yuvarlandım ben?"

Ali söze atlıyor hemen.

"Ne yuvarlanması ya.Uçtun kızım uçtun! Bir hafta boyunca sana mancınık diye hitap etmiştik."

Bravo, 2A sınıfından Ali Mertoğlu.

O anda gözüm başka bir Uludağ fotoğrafına kayıyor.Elime alırken onların tedirgince bakıştığını görüyorum.

Ali elini belime sarmış,ben de onun belime sarılan ellerini tutmuşum.Ben gülümseyerek kadraja bakarken o gözleri kapatmış ve dudaklarını saçlarıma bastırmış.

"B-bu ne?"  diye soruyorum onlara doğru.Ali'nin gözleri elimdeki fotoğrafa bakakalırken birden ayağa kalkıp camdan dışarıyı izlemeye gidiyor.Gözlerimi Savaş'la Nazlı'ya dikiyorum.

"O şey.."

"Ne Nazlı? Ne?"

Savaş aceleyle söze atlıyor.  "Şey o ya,ı-mm heh şey.Biz karda filmlerin kapak pozlarını veriyorduk.O da onlardan biri."

Hemen kutudan bir fotoğraf alıp gösteriyor. Fotoğrafta Savaş ve Nazlı duvara yaslanmış ve ikisi de elinde silah var gibi poz vermiş.  "Hah bak işte.Burada da Mr. And Mrs.Smith pozunu vermiştik."

Eksik şeyler...

Boşluk.

Dediği kafamda oturmasa da sesimi çıkarmıyorum.Camdan dışarıyı izleyen Ali'ye dönüyorum. Cama yansıyan gölgelerimiz göz göze geliyor ve bana dönüyor.

Bir şeyler söylemek istiyor sanki ama zorla tutuyor kendini.Anlamak istiyorum ama anlatmazlarsa anlamayacağımı biliyorum.O boşluğu dolduramıyorum bir türlü.

Hiçbir şey söylemeden ceketini alıp kapıdan çıkıyor.Ve o boşluk biraz daha genişliyor.

*****

*Nazlı*

Ali ve Savaş'ın eve geçmesinin ardından biz de Selin'le karşılıklı kahve içiyoruz.

"Ee bir fal bakarsın artık?"  diyor gülerek.

"Uydururuz bir şeyler."  Gülüyor bu sefer. Onu böyle gülerken görmek beni biraz olsun mutlu ediyor. İçtiğimiz fincanları kapattıktan sonra sehpaya bırakıyoruz.

"Ee anlat bakalım. Siz nasıl oldunuz? Yani ne ara?"  Sorduğu soruyla tebessüm ediyorum. Yaşadıklarımız bir bir gözümün önünden geçiyor.

"Oldu bir anda bir şeyler işte."

"Desene çocuğun hayatına damdan düşer gibi girdin."  Yaptığı alaya karşı gülüyoruz ikimizde. Daha sonra soruyorum.

"İyi misin? Ama gerçekten iyi misin?"

"Bilmiyorum ki Nazlı. Sanki eksik bir şeyler var. Böyle bir şeyler gerçekten eksik, ama ne eksik bilmiyorum."

Gitti GiderWhere stories live. Discover now