33.Bölüm - Unutursam Fısılda

En başından başla
                                    

"Çok güzel seviyorsun."

"Şöyle düşün,ben aşka inanmayan bir diktatörüm, sen ise sol yanımda koskoca bir devrim."

*****

*Ali*

Geçirdiğimiz iki güzel günün ardından gerçek dünyaya dönme vakti geliyor tabii.Hatta döndük bile.

İstanbul'un yorucu trafiğinde bir an önce Selin'in yanına gitmek için sabırsızlanıyorum.Onun dersi bugün sadece iki saat olduğu için şu an çoktan eve gitmiş keyif çatıyor.15 dakikadadır aynı noktada beklememin verdiği rahatlıkla telefonumu çıkartıp Selin'i arıyorum.

"Güzelim?"

"Bil bakalım ne yapıyorum mavi?"

"Ne yapıyorsun bakalım?"

"Sana çikolatalı keeeek!"

Dudaklarım istemsizce kıvrılıyor. "Aynı evde kalmaya başlayınca evinin hanımı moduna geçmişsin hemen."

"Şu an canım öyle istiyor.Hem ne zaman geleceksin sen? Özledim."

Yavaş yavaş açılan trafiğe bakıyorum. "10 dakikaya oradayım güzelim.İstediğin bir şey var mı?"

"Sen," diyor kıkırdayarak. "Seni istiyorum.Sadece sen gel yeter."

*****

Evin kapısından girerken bulmayı umduğum kek kokusunu alamıyorum.Yoksa kandırdı mı beni? Duygularımla oynayamazsın koca gözlü kız!

"Selin?"

Koridorda temkinli bir şekilde yürüyorum.Herhangi bir odadan çıkıp üstüme atlama ihtimali çok yüksek. Yeni modamız da bu oldu.Dün birden arkamdan sinsice yaklaşıp sırtıma atlamasıyla neredeyse bu genç yaşımda fıtık olacaktım.

"Saklambaç mı oynuyoruz?" diyorum yatak odasına bakarken.Yok.

"Seni her yerde bulacağımı biliyorsun, değil mi?"

Banyoya bakarken oranın da boş olduğunu görüyorum.

"Uzay boşluğuna karışsan da seni bulurum Selin."

Salona da bakıyorum ama orada da yok.Son olarak mutfağa doğru yürüyorum.

"Bakalım güzeller güzeli sevgilim benim için ne yap-"

Kan.

Kapıyı açtığımda gördüğüm ilk şey kan oluyor.

Koyu kırmızı,hatta siyaha çalan kan.

Selin'in kanı.

"Selin!"

Büyük bir bağırış koparıp hemen yanına çöküyorum.Yanında duran sandalyeden her şey anlaşılıyor.Tencerelerden birini almaya çalışırken düşmüş.

Bir an gözlerim kararıyor.Onun kanını görmeye dayanamıyorum.

Ambulansı arıyorum ama nasıl adres verebildiğim hakkında hiçbir fikrim yok.
Kafasını sarsmamaya özen gösteriyorum.O kadar yoğun bir şekilde ağlıyorum ki gözlerim buğulanıyor,önümü göremiyorum.

"Sana ne oldu böyle?" diye zar zor konuşuyorum boğuk bir şekilde. Nefes alıyor mu diye kontrol ediyorum.Sığ olan nefesleri daha çok korkmama ve daha şiddetli ağlamama yol açıyor.

10 dakika sonra ambulans geliyor ama o 10 dakikaya dair hiçbir şey hatırlayamıyorum.Kendime geldiğimde iki hemşirenin kolumdan tutup sedyedeki Selin'in peşinden gider halde buluyorum kendimi.Bir süre sonra gözlerim iyice kararıyor.Algılayamıyorum ve anlayamıyorum.İnce bir iğne gözüme çarpıyor. Ve son gördüğüm şey ise ambulansa bindirilen Selin oluyor.

Gitti GiderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin